Ömer ElBeşir keşke gelseydi!..
Sudan Devlet Başkanı Ömer El-Beşir'in İSEDAK Toplantısı için İstanbul'a gelmesi ihtimali, AB ülkeleri başta olmak üzere batılıları kızdırmışa benziyordu.
Neyse ki, ya hakikaten işleri çıktığı için ya da Türkiye'nin 'gelmeseniz iyi olur' mesajını aldığı için, Ömer El-Beşir Türkiye'ye gelmedi.
Bilindiği gibi, Uluslararası Ceza Mahkemesi Sudan'ın Darfur Bölgesi'nde yaşanan karışıklıklarda 300 bin kişinin hayatını kaybettiği ve bu işte suçlu olduğu iddiasıyla, Ömer El-Beşir hakkında tutuklama kararı çıkarmış bulunuyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) henüz bütün ülkeler tarafından kabul edilmiş bir mahkeme olmadığı için yaptırım gücü olmasa da, özellikle AB ülkelerinin bu mahkemenin kararlarını ciddiye aldığı biliniyor.
Ömer El-Beşir'in İslam Konferansı Örgütü'nün bir toplantısı için Türkiye'ye gelecek olmasına AB ülkelerinin tepkisi ve bu tepkiye karşı devletin üst makamlarından yapılan, bizim işimize karışamazlar türünden, sert açıklamalar, anlaşılabilir şeyler.
Ancak Sudan'da ne olup bittiği hususunda en ufak bir fikir sahibi bile olmadığı anlaşılan bazılarının, kraldan fazla kralcı kesilmeleri ve Darfur meselesinde batılı kaynakların mübalağalı anlatımlarını benimsemiş oldukları için, Beşir'in Türkiye'ye gelecek olmasına batılılardan daha fazla kafayı takmış olmaları, garip.
Garip, çünkü Afganistan'da ve Irak'ta milyonların ölümüne sebep olan ABD başkanları geleceği zaman da aynı tepkiyi daha fazlasıyla göstermeleri gerekirdi.
Türkiye'nin yaklaşık üç misli büyüklüğünde yüzölçümüne ve yarısı kadar bir nüfusa sahip olan Sudan, özellikle son zamanlarda ortaya çıkan zenginlikleri sebebiyle büyük güçlerin iştihasını kabartan bir ülke.
Petrol, doğalgaz ve bunun yanında değişik türde çok zengin maden yataklarına sahip olduğu anlaşılan Sudan, kısa bir süre öncesine kadar pek dikkat çekmeyen bir ülke idi. Sadece Çin, kimseyi ürkütmemeye çalışarak bu ülke ile ilişkiler kurmuş durumdaydı. Sudan'ın imarı için destek oluyor ve bunun karşılığında da, petrol ve diğer madenleri işletiyordu.
Sudan'ın zengin petrol, doğalgaz ve maden kaynaklarına sahip olduğu, bu konularda hassas olan çevrelerde duyulmaya başladıktan sonra korkulan oldu ve bu ülke, Çin dışındaki devlerin de ilgi sahasına girdi...
Lügatlarında anlaşma yapmak ya da paylaşmak kelimesine pek yer olmayan büyük güçlerin ilgisi, Sudan açısından, var olan ufak-tefek problemlerin kaşınması ve içinden çıkılmaz hale getirilmesi demekti ve öyle de oldu.
Önce bu güçlerin karıştırdığı güney bölgesiyle uğraştı Sudan ve oradaki problem halledildi derken de Darfur patladı.
Sudan Yönetimi'nin Darfur'da olup bitenlerde ihmali olduğu kesin olmakla beraber, orada yaşananların sadece Sudan yönetiminin ihmali ve bölgedeki bazı güçlerden yana taraf tutuyor olmasıyla açıklanamayacağını da vurgulamak borcundayız.
Geçmişte İslam ülkelerinin çoğunda uygulanmış ve bazılarında hala da uygulanan oyunlarla karşı karşıya olan Sudan'ın, Darfur meselesini çözme konusunda zorlandığı anlaşılıyor.
Akla gelen şu: Keşke Ömer El-Beşir Türkiye'ye gelseydi ve Darfur'da karşı karşıya bulunduğu meseleleri İKÖ üyesi ülkelerle konuşup, onlardan bu konuda en azından fikir bazında destek alsaydı.
Darfur'da yaşanan sıkıntıların bir an evvel bitmesi ve Sudan'ın da kendi yolunda sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi açısından İSEDAK toplantısında yapılacak görüş alışverişlerinin muhakkak faydası olurdu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.