Bâb-ı âli -I-
1959’da babam, eve Köylü diye bir gazete getirmişti.1. Sayfada Adnan Menderes’in tam sayfa bir fotoğrafı vardı. Herhalde Londra’daki tayyare kazasından dolayı. İlk hatırladığım gazete budur. O yıldan Karagöz diye bir gazete de aklımda. Yazarları yoktu, o sırada yazar kelimesi de yoktu.
Bâb-ı âli gazetelerini 1960’tan bu tarafı hatırlıyorum. Peyami Safa’lara, A. Emin Yalmanlara yetişemedik. İlkokul üçüncü sınıftaydım. Öğretmenimiz Hüsniye Meriç, meydandaki kulübeye Akşam gazetesini almak için beni gönderirdi. Akşam’da Suat Yalaz‘ın Karaoğlan’ını tanıdım. Vecihi Ünal da bu gazetede yazardı. Çetin Altan da oradaydı. Okuyor fakat anlamıyordum. Biraz daha sonraki yıllardan Yeni İstanbul’u hatırlıyorum. Osman Turan, upuzun başmakale yazardı. Osman Yüksel Serdengeçti, Nizameddin Nazif bu gazetede idiler. Her gün yazarlardı. Cumhuriyeti hatırlıyorum. Onda da yine İlhan Selçuk vardı. O da Mehmet Barlas gibi her gün yazıyordu.
Tercüman’ı hatırlıyorum. Ahmet Kabaklı, Şükrü Baban, Kadircan Kaflı her gün yazarlardı. Milliyet’ten Abdi İpekçi, Burhan Felek, Ulunay ve Hasan Pulur’u hatırlıyorum. Onlar da her gün yazmaktaydı. 1965’te Bâb-ı âli’de Sabah gazetesi neşriyat hayatına başladı. İsmail Oğuz, Sezai Karakoç, Galip Erdem, Mustafa Polat, Ergun Göze vardı. Her gün yazıyorlardı.
O sıralarda Hürriyet’te yazar yoktu. Mehmet Şevket Eygi 1960’ın ikinci yarısında Bugün gazetesini çıkarttı. Necip Fazıl başyazı yazardı. Şevket Eygi, Şule Yüksel Şenler her gün yazıyorlardı. Sonraki yıllarda Tercüman’a Nazlı Ilıcak, Mukbil Özyörük, Rauf Tamer dahil oldu, her gün yazıyorlardı . 1970’te Türkiye gazetesi doğdu. Gökhan Evliyaoğlu her gün yazıyordu. 1970’lerin ikinci yarısında Ömer Öztürkmen-İrfan Atagün ikilisi Orta Doğu gazetesini çıkarttılar. Erol Güngör, her gün soğukanlılıkla kaleme alınmış seviyeli başyazılar yazıyordu. Sonraki zamanlarda aynı güzellikte yazıları okuyucu bu defa Türkiye gazetesinde Yalçın Özer’den okuyacaktı.
Tarık Buğra, Yılmaz Öztuna, Ömer Öztürkmen, Gürbüz Azak, Zülfü Livaneli, Ömer Lütfi Mete, İsmail Kapan, Hasan Cemal, Güneri Cıvaoğlu, Fehmi Koru, S. Ahmed Arvasi.
Ve daha birçok imzalar.
İsimler, böylece uzayıp gider.
Şair Baki ne güzel demiş.
Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş.
Kendini bilen herkesin derdi, arkada bir hoş sada bırakmaktır.
Sütun doldurup günü kurtarmak isteyenlerse hem kendilerine ve hem de okuyana eziyet etmekteler. Oysa yazmak yaşamaktır. Kalem ve kelam bir hayat tarzıdır. Üslubu olmayan yazar değildir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.