Serap’ın hakkı ayağınıza dolaşır!..
Serap Eser daha 17 yaşında idi. Öğrenci idi. Ağabeyinin ifadesine göre, dayanılmaz acılar içinde kıvranırken bile derslerini düşünüyormuş... Yılbaşına kadar buradan (hastaneden) çıkarım diyormuş ama, nasip olmadı. Serap, vücudundaki yanıklara ancak dört hafta dayanabildi...
Peki Serap’ın katilleri kim?
Sadece otobüse molotof kokteyl atan çapulcular mı?
Elbette Hayır!
Talihsiz Serap’ın tek suçu, belediye otobüsüne binmekti!.. İnsanlıktan nasibini almamış bir güruh, içindeki insanların hayatını hiç düşünmeden molotoflarla otobüsü yaktı... Maalesef Serap yanan otobüsten kendisini kurtaramadı. Çapulcu takımı yeniden sahnede. Ülkenin çeşitli yerlerinde arabalar ateşe veriliyor. Önceki akşam sadece İstanbul’da 12 araç yakıldı. Mersin’de, Van’da, Hakkari’de, Şırnak’ta ve diğer bazı şehirlerde, dükkanların camları kırılıyor, caddelerde lastikler yakılıyor, polis araçlarına, öğretmenevine saldırılar düzenleniyor.
Niçin?
PKK ve kimi DTP’lilere sorarsanız hak araması!
Bu hak araması filan değil. Düpe düz ülkeyi bir gerginliğe, kaosa sürükleme tertibi. Bunun arkasındaki karanlık eller de belli. Bu şekilde Terör Örgütü ve onun ele başı, güya pazarlığa oturmaya kalkışıyor. Öcalan açılım sürecinden dışlandığı için son bir gayretle terör örgütünü harekete geçirmeye yelteniyor. Terör örgütü, içinde başlayan çözülmeyi önlemek için can havliyle şehirlerde terörü tırmandırmaya çalışıyor. İşin özü bu.
DTP’ye gelince, terör örgütünün baskısı altında bocalıyor...
Bir siyasi parti gibi hareket etmekten ziyade, terör örgütü ve onun elebaşının sözcülüğünü yapma yoluna gidiyor. DTP’nin bu baştan aşağı yanlış politik tavrı, onun hakkında kapatma davasını getirdi. Ama DTP’liler ateşe hep benzin döktüler. Hâlâ öyle yapıyorlar.
Emine Ayna’nın konuşmalarına bakar mısınız? Bu sözlerin neresinde itidal ve barışçı yaklaşım var? Hâlâ akıllanmamışlar. Hâlâ dağa çıkmaktan bahsediyorlar!.. Dağa çıkıp ne halt edeceksin? Bugüne kadar çıkmış olanlar dağdan hangi sonucu aldılar? Bundan sonra dağlarda artık barınamayacaklarını da göremiyorlar. Lakin Emine Ayna ve onun gibi düşünenlerin bir yerde tuzu kuru. Olan garibanlara oluyor...
İkide bir Öcalan’ı önder olarak lanse edenler, önemli bir hususu unutuyor. “Klavuzu karga olanın burnu çöplükten kurtulmaz!”
Böyle hareket etmekle DTP bir yere varamaz.
İlle de partinin kapatılması için, her türlü tahriki ve mantıksız söylemi sürdürenler, sonuçta kazançlı çıkmayacak. Bunu bir kenara yazınız.
Kürt meselesi, tek başına DTP’nin meselesi değil. Kaldı ki, DTP bugüne kadarki tutumu ile meselenin çözümüne bir katkı yapmadı. Yapamazdı. Neredeyse bütün politik eforunu Öcalan’ın kişisel istek ve kaprisleri için harcayan bir siyasi parti, kürt meselesinde ne kadar etkili olabilir ki? DTP, açılım süreci ve Kürt meselesi için ikide bir İmralı’yı adres göstermekten vazgeçmeli. Her şeye rağmen, Anayasa Mahkemesi’nden bugün bir kapatma kararının çıkmamasını ummak istiyorum.
Fakat ne yazık ki, terör örgütü böyle bir kararın çıkması için her yolu deniyor. İşte Tokat’tan yedi tane şehit haberi geldi. Bu hadisenin ülkeyi yeniden büyük bir gerginliğe sokacağı açıktır. Ama halkımız terör örgütünün tuzağına düşmemeli, onun ekmeğine yağ sürmemelidir. Sabır ve sükunete ihtiyacımız var.