Parti kapatmaya karşıyım, örgüt kapatmaya değil
Meğer içimizde ne kadar çok DTP'li varmış. Birden bire DTP'nin kapatılmasına karşı olmak demokratlıkla eş değer oldu.
Parti kapatmaya ben de karşıyım.
Ama DTP bir parti değil, bir suç örgütü.
Medya’nın anlı şanlı liberal takılan yazarlarının hepsi bir olsa bu gerçeği değiştiremez.
Hiçbir partiye karşı ön yargılı değilim. Yasal hudutlar içinde kalmak şartıyla herkes siyaset yapabilmeli, örgütlenebilmelidir. Lakin hiçbir devlet, bir partinin devlet içinde devlet gibi davranmasına müsaade etmez. Hiç bir ülke sokağı problemlerin çözüm yeri olarak gören bir partiye tölerans tanımaz. Ahmet Türk’ün ismi etrafında başlatılan DTP'yi aklama çabaları planlı ve kasıtlıdır.Her türlü ihanete, her türlü tahripçiliğe alışmamızı, üstelik buna demokrasi diye inanmamızı istiyorlar.
Kapatma kararının bu şekilde tartışılması Kürt kökenli vatandaşlarımızı kışkırtmak içindir. DTP haksız yere kapandı demek, ne duruyorsunuz bu haksızlığa karşı çıkın demektir. Kimsenin DTP-MTP diye bir derdi yok. Kışkırtmaya, tahrike en açık taban bu taban olduğu için kapatmayı haksız gösterip bu tabanı mümkün olduğunca sokağa dökmek istiyorlar. Yakıp, dökmek PKK'nın da işine geldiği için yelkenlerini bu gayesiz, davasız yazarların kışkırtmalarıyla doldurup ortalığı savaş yerine çeviriyor.
DTP bir parti değildir. Bir suç örgütünün kirli bir uzantısıdır.
KCK davasının iddianamelerine biraz bakanlar bu iddiamızın ne kadar haklı ve yerinde olduğunu görecektir. Örgüt militanlarından emir alan, talimat alan milletvekilleri, parti yöneticileri var. Yasal bir partinin parlamenterleri bir örgüt militanından emir alır mı? Diyarbakır cezaevine kadar gidip örgüt militanlarıyla görüşen onlardan fırça yiyen parti yöneticileri var.
Hadi onları da geçelim,mahalli seçimlerden sonra Iğdır’ı DTP kazanınca DTP milletvekili Fatma Kurtalan ne demişti; Kürdistan’ın sınırlarını çizdik. Bir parti bir ülkenin sınırlarıyla oynayabilir mi, böyle bir sözü sarf edebilir mi?
Son haftalardaki sokak eylemlerinin tamamını KCK ile DTP beraber organize ediyor. DTP parti merkezlerini örgüt militanlarının buluşma yeri gibi kullanıyor. Yeni militanlar buralardan devşiriliyor. Allah aşkına her davranışı ile bir suç örgütü haline gelen bir parti’nin kapatılmasına karşı çıkmak hangi vicdanla hangi insafla bağdaşır. Güneydoğu insanı bir suç örgütünün elinden kan ağlıyor. İşte Muş Bulanık’da meydana gelen olayları gördünüz. Zorla dükkanlar kapatılıyor, insanlar aşından ekmeğinden ediliyor, tepki gösterenin evi barkı yağmalanıyor. Buna legal siyaset denir mi? Bu şartlarda oy kullanan insanların hür iradeleriyle oy kullandıkları söylenebilir mi?
Yanlış üstüne yanlış yapan AYM ilk defa doğru bir karar vermiştir. Kapatılan bir parti değil, bir suç örgütüdür.Soruyu doğru soralım, parti kapatmaya değil, bir suç örgütünün kapatılmasına karşı mısınız değil misiniz?Kimsenin şiddetle, terörle arasına mesafe koyan bir parti ile alıp veremediği olamaz. Ancak kapatmanın DTP'ye yeniden gurup kuracak sınırda tutulması anlamlıdır. Sanki kusura bakmayın partinizi kapattık ama gurubunuzu koruduk denilmiştir. Kararı asıl tartışılır hale getiren husus budur.