Türkiye’nin sekülerleşme sürecinde Selanik
“Hususi mânada Dönme ve Dönmelik nedir?” sorusuna konunun uzmanlarından Prof. Abdurrahman Küçük şu yanıtı verir:
"Dönme", XVII. Yüzyıldan itibaren Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde, bilhassa Selanik'te, Müslüman adı ve kıyafeti altında yaşayan "Gizli Müslüman-Musevî Cemaati" fertlerine, Osmanlı Türkleri tarafından, Yahudilik'ten İslâm'a döndüklerini belirtmek maksadı ile verilen bir isimdir. Müslüman adı ve kıyafeti altında yaşayan, fakat Yahudi inanış ve adetlerini devam ettiren "Dönmeler"e, eskiden nezaket kastı ile "avdeti" de denilmiştir. (Dönmeler Tarihi, Ankara: Alparen Yayınları, 5b. 2001), s. 199.
Dönmeliği başlatan mesihlik iddiasındaki Sabatay Sevi’dir (1626-1676). Görünürde Müslüman, hakikatte ise kendi Yahudi inançlarına bağlı kalarak ikili (dual) bir hayat sürdürmüştür. Müritlerinin de benzer ikili kimliği benimsemesiyle tarihte ve günümüzde “dönmelik” veya “Sabataycılık” denen bir tür çift kimlikli, çift dinli “açık Müslüman-gizli Yahudi” ya da “gizli din ile yaşayanlar” tarikatı doğmuştur.
Bu hareket Osmanlı döneminde İzmir’de başlamakla beraber merkez olarak kendilerine Selanik şehrini seçmiştir. Selanik ise Türkiye sekülerleşme tarihinde öncü rol oynamış bir şehirdir. Bunun birçok sebebi vardır muhakkak.
Öncelikle burası Sabatay Sevi’nin sürgün hayatını yaşadığı Ürgüp’e yakındır. İkincisi, burası o dönem Yahudilerin en yoğun yaşadığı yerdir. Ayrıca burası hem dinî hem de siyasi anlamda Osmanlı otoritesinin uzağında bir merkezdir. (Bknz.Cengiz Şişman, Sabatay Sevi ve Sabataycılar, Mitler ve Gerçekler, Ankara: Aşina Kitaplar, 2b. 2008) s.63.
O dönem Selanik’in önemli bir ticaret kavşağı olduğunu ve bu yüzden de farklı düşünce akımlarına açık olduğunu da düşünürsek Yahudilerin orada yoğunlaşmasının nedenini daha iyi kavrarız. Modernitenin temsilciliğini yapan Avrupa şehirlerine en yakın yer olması ve bu şehirden Avrupa’da eğitim almak üzere giden öğrenci sayısının diğer şehirlere göre daha fazla olması da, Batı’daki fikrî akımlara ne kadar açık olduğunu gösterir.
Prof. Küçük de Selanik şehrinin bu konuda oynadığı role işaret etmektedir: Türk toplumunda Avrupa’da tahsil gören gençlerin büyük çoğunluğunu teşkil eden Dönmeler, Avrupa’dan almış oldukları düşünceleri ve fikir hareketlerinin Türkler arasında yayılmasına öncülük etmişlerdir. Dönmelerin büyük coğunluğunun bulunduğu Selanik şehrinin Mason locaları, klüp ve derneklerin üssü haline gelmesi ve buraların Osmanlı idaresine karşı ihtilalcilerin toplanma ve karar alma merkezi hâline gelmesi tesadüf değildir. 2. Abdulhamid yönetimine başkaldıran kişilerin önemli bir bölümünün Dönme olması padişahı Dönmeler üzerine özel araştırma yapmaya sevk etmiştir. ((Dönmeler Tarihi, s. 478)
Dönmeler üzerine doktora çalışması yapmış Cengiz Şişman ise; “Selanik kozmopolit bir merkezdi. Çok erken yıllarda insanlar Paris, Londra, Zürih gibi merkezlere gidip Batılı tarzı eğitim alıyorlardı” değerlendirmesini yapmaktadır. (Sabatay Sevi ve Sabataycılar, Mitler ve Gerçekler, s.76)
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e sekülerleşme sürecinde bu şehrin; zaman, mekân ve aktörler bağlamında oynadığı rol görmezden gelinemez.
Hayatını sosyalizme adamış Rasih Nuri İleri kendisinin ve ailesinin batılılaşması hakkında Selanik şehrine işaret ederken şunları söyler:
“İmparatorluğun son döneminde ülkeye bütün ilerici hareketler, o günlerin başkenti olan İstanbul’dan değil, Selanik’ten geldi. İttihat ve Terakki Selanik’te kuruldu. Sosyalist akımlar ve işçi kıpırdanmaları, Selanik’ten kaynaklandı. Mustafa Kemal, Selanik ortamında yetişti. Neden? Çünkü Selanik, kapitülasyonlu Osmanlı İmparatorluğu’nda Batı’ya açılan bir pencere, bir potaydı. Özgür bir eğitim, kapitalist bir toplum, işçi sendikaları ve dernekleri, Alman eğilimli mason örgütü, bütün yeni düşünceler o kentle olgunlaştı. İşin ilginç yanı, o dönemdeki Selanik’te nüfusun coğunluğu musevi ve dönmeydi.” (Mahmut Çetin, Boğaz’daki Aşiret, İstanbul, 8b, 2008). s. 132.
Selanik şehrinin bu özelliğinden dolayı Osmanlı’nın Selanik valisi Hüsnü Paşa, dönmelerin evlerinde gizli ibâdet ettiklerini duymuş, bir süre takip ettirmiş, daha sonra da evlerine baskın düzenletmiştir. (Sabatay Sevi ve Sabataycılar, Mitler ve Gerçekler, s.100)
Burndan da, Osmanlı’nın Selanik’te cereyan eden olayların farkında olduğu ve hatta devletin bekasına dair yapılan aktivitelerden endişe ettiğini anlamaktayız.
Mahmut Çetin, Selanik’i, yabancılaşma tarihimizin odaklarından bir yer olarak işaret ederek şöyle der: İttihat ve Terakki yabancılaşmanın siyasi (ve askerî) çetesidir. Selanik İttihat ve Terakki Şubesi ayrıca önemli. Çünkü İstanbul’a buradan yürünülmüş ve merkez ele geçirilmiştir. (Bknz. Boğazdaki Aşiret) s. 90-91.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.