Ahmet Varol

Ahmet Varol

Siyonist bu savaşı kaybetti

Siyonist bu savaşı kaybetti

Türkiye’de Filistin davasına yaklaşım konusunda çeşitli sorunlarımız ve çıkmazlarımız var. Uzun süre bu dava bizim insanımıza bir “Arap-İsrail sorunu” olarak yutturuldu. Ardından “Ortadoğu sorunu” isimlendirmesiyle yine bu ülke insanının sahiplenme sınırlarının dışında tutulmasına çalışıldı. Bugün İslâmî camianın önemli bir kısmının Allah’ın izniyle bu oyunlardan kaynaklanan ilgi sınırlarının dışında tutma sorununu aştığını söyleyebiliriz. Ama Filistin’deki haklı ve meşru direnişi sahiplenme konusunda hâlâ ciddi sorunlar yaşandığını kabul etmek zorundayız.
Bu direnişi sahiplenmede problemler yaşanmasında medyanın yönlendirme politikasının birinci derecede rol oynadığı bilinen bir gerçektir. Ama ne yazık ki bu yönlendirmeyi sadece “kartel medyası” olarak nitelediğimiz medya organları yapmıyor. Bu yönlendirmede isimlendirmeler, nitelemeler ve kavramlar oldukça etkili olmaktadır. İlk bakışta basit gibi görünebilir ama bu kavramlar ve isimlendirmeler zihinlerin işgal edilmesinde birinci etkendir. Zihinlerin işgal edilmesinin toprakların işgalinden daha tehlikeli olduğunu biz bundan önce muhtelif vesilelerle vurgulamıştık.
Eğer ki Filistin direnişini sahiplenme sorunlarımız olmasaydı Gazze gerçeğini ve bugün Gazze’de ortaya çıkan durumu daha isabetli bir bakış açısıyla görme ve değerlendirme imkânı olacaktı.
öncelikle şunu ifade edelim ki Siyonist işgal devleti, Filistin topraklarına uluslar arası emperyalizmin oyunlarıyla yerleştirilmiş bir çıbanbaşıdır. Bu çıbanbaşı orada başından beri kan akmasına yol açmaktadır. Filistin direnişi ise işgal güçlerinin saldırganlıklarının gerekçesi değil önündeki engeldir. Medyanın yanlış yönlendirmesinin etkisi altında kalanlar, bakış açısındaki bu ince ayarı yapmakta zorlandıkları için Filistin halkının meşru haklarını savunanların direnişini sahiplenmekte sıkıntı çekiyorlar.
İşgalci Siyonist devlet, Gazze’ye yönelik son operasyonunda başarısız olmuştur ve bu saldırı işgalci Siyonistlerin yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Sebebi ise Filistin halkının meşru haklarını kararlılıkla savunan mücahitlerin, Allah yolunda canını feda etmek dâhil her türlü fedakârlığı göze alarak gerçekleştirdikleri direniştir. “Bunca can kaybına, yaralanmaya ve maddi zayiata rağmen HAMAS neyin zaferini kutluyor?” diyen bir kimse yanılgıdadır. çünkü işgalci Siyonistlerin hedefledikleriyle önlerine çıkan durum çok farklıdır. Lübnan’da da büyük can kaybı, yaralanma ve maddi zayiat olmuştu. Ama 33 gün süren savaşın sonunda yenilen taraf işgalci Siyonist devlet olmuştu.
1967 Haziran Savaşı’nda o zamanın ihanetçi devlet yöneticilerinin danışıklı dövüşlerinden yararlanarak sadece altı günlük süre içinde Gazze, Sina Yarımadası, Doğu Kudüs, Batı Yaka (Batı Şeria) ve Golan tepelerini işgal eden Siyonistler, 2003 yılında 18 gün süren saldırıları neticesinde Cibaliya’ya girmeyi başaramamışlardı. çünkü karşılarında kahramanca direnen mücahitler vardı. Aynı denemeyi 2008 Şubat’ında “Sıcak Kış” operasyonuyla, üstelik Cibaliya’yı karadan ve havadan ateş yağmuruna tutarak yeniden denediler. Bu kez beş günün sonunda, arkalarında sadece tanklarını ve askeri teçhizatlarını değil aynı zamanda öldürülen askerlerinin cesetlerini bırakarak kaçma ihtiyacı duydular. çünkü bu kez karşılarında biraz daha tecrübeli ve daha hazırlıklı mücahitler vardı.
2003 Cibaliya operasyonunda kararlı bir direnişle karşılaşan Siyonist işgal güçleri 2005 yılında Gazze’yi tümüyle terk etmek zorunda kalmışlardı. Siyonistler Şubat 2008’deki Sıcak Kış operasyonlarında, direniş beldesi Gazze’nin kalbi durumundaki Cibaliya’da daha güçlü ve kararlı bir direniş ordusuyla karşılaştılar. Siyonist saldırgan devlet işte bu duvarı aşmanın kolay olmayacağını, aşmak için zorlamaya kalkışmanın ise kendilerine bayağı pahalıya mal olacağını anladı.
Vahşette sınır tanımayan Siyonist saldırganın, aç kurtlar gibi insan topluluğuna saldırması neticesinde kundaktaki bebekleri, savunmasız yüzden fazla insanı katletmesi onun için askerî bir başarı sanılmamalı. Asıl hedeflenen ve gelinen durum açısından hadiseyi değerlendirmek gerekir. İnşallah biz bu değerlendirmeyi müteakip yazımızda yapacağız.
Not: Bugün öğle namazından sonra Fatih Camisi’nde Gazze şehitleri için gıyabî cenaze namazı kılınacaktır. İstanbul’da ve yakın çevrede ikamet eden okuyucularımızı bu namaza iştirak etmeye çağırıyoruz. Kutsal Filistin topraklarını savunanlar bunu ümmet adına yapıyorlar. Biz de bu ümmetin mensupları olarak onların davalarına ve değerlerine sahip çıktığımızı, mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu göstermeliyiz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi