Serdar Demirel

Serdar Demirel

Siyonist devlet terörü: Keenlemyekûn!

Siyonist devlet terörü: Keenlemyekûn!

Vicdanını yitirmiş bir dünyada yaşamak ne acı bir şey! Hele de bu vicdan; “hukuk devleti”, “insan hakları”, “self-determination/kendi geleceğini saptama hakkı”, “demokrasi” gibi global sistemin şampiyonluğunu yaptığı değerlerin (değersizlikler mi deseydim acaba!) gölgesinde yitirilmiş ise...
Filistin’de demokrasi olsun, dediler. Halk kendi yöneticilerini seçsin, dediler. Halk da kendisine verilen bu imkânı, boğazına kadar yolsuzluklara batmış El Fetih yönetiminden kurtulmak için kullandı; İslâmî direniş harekatı Hamas’ı görevlendirdi. Sonuç malum; demokrasi havarileri Filistin halkının iradesini beğenmediler, halkın temsilcilerini muhatap alıp görüşmediler bile.
Hamas, ateşkes ilan etti. Ama sonuç değişmedi. Buna rağmen ateşkese bir yıl bağlı kaldılar. Ama İsrail Hamas’ın liderlerine suikastler düzenledi, El Fetih içindeki uşak ruhlu kişileri kullandı, Dahlan ve ekibiyle işbirliği yaptı, seçilmiş hükümeti darbeyle düşürmeye kalktılar. Bütün komploları açığa düşüren Hamas’ı bütün dünyadan tecrit etme yoluna gittiler. Bir halkın iradesini hiçe saymayı da hep terörizme karşı mücadele ve özgür dünyanın değerleri adına yaptılar.
Kapkara vicdanlarını beyaz söylemlerle maskeleyen güçlerin egemenliğinden korkarım ben. Büyük insanlık dramları hümanizma sloganlarının meşrulaştırıcı zemininde yaşanır/yaşatılır çünkü. Uzağa gitmeye gerek yok, insanlığın on yıllık yakın geçmişini bir hatırlasak nice tiksindirici olaylar bir film şeridi gibi zihin dünyamızdan akmaya ve yüreklerimizi yakmaya başlar. Buna eklenen son halka da Gazze katliamları oldu...
Bir haftaya sığdırılan cürm-i meşhuddan bahsediyorum: Yüzlerce ağır yaralı, yüzün üstünde ölü... Bunların üçte birinden fazlasını kadın ve çocuklar oluşturuyor. Aralarında dünyayla yeni tanışmış birkaç aylık bebekler dahi var...
Bebekler nefsi müdafaa adına yok ediliyor! İsrailli bir bebek öldüğünde ayağa kalkan dünya sessiz. İsrailli bebeğin masumiyetine ağıt yakanlar Filistinli bebeklerin masumiyetine tınmaz utanmazlığında. Hamas’ı terör örgütü diye suçlayan, liderleriyle alay eden bizim medyadaki İsrail muhibbi kalem erbabı da her zamanki gibi lâlu ebkem kesilmiş. Bunlar için siyonist devlet terörü keenlemyekûn hükmünde.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon hâlâ İsrail’in nefsi müdafaa hakkını savunuyor. Tek şikâyeti, siyonist devletin “aşırı güç kullanması” ve sivillere zarar vermesi. O da zevâhiri kurtarmak için. Bu koca kurumun yapacağı sadece bu mu olmalıydı? Tek kelimeyle utanç verici!
Ekranlarda siyonist devletin asker sözcüleri.. Asker sözcü dediksek aklınıza üniformalı askerler gelmesin. Modern giyimli, bakımlı, bebek yüzlü genç kadınlar; gâyet güzel bir İngilizceyle sivillerin ölümünden esef duyduklarını bildiren açıklamalar yapıyorlar.
Bir askerden çok Hollywood artisti görünümlü bu kadınlar, siyah tesettürlü Filistinli kadınların görüntüleri eşliğinde ekranlara konuk ediliyorlar. Zihinlere, “Bunlar; modern dünya adına gericilerle savaşıyorlar, modern dünya ile aynı saftalar, o hâlde onları mazur görelim, anlayalım” mesajları zerkediliyor.
Ana duyarlılığını, ana acısını anladıklarını söylüyorlar, İsrailli bebeklerin korunması uğruna bu askerî hamleyi yapmaktan başka çarelerinin olmadığını anlatıyorlar. Yani, “bebekleri; bebekleri korumak adına katlediyoruz!” yalanı. Tabiî, hangi bebeğe karşı kaç bebek öldürdükleri hususunda rakam veremiyorlar, ama propaganda fena değil!
Dünyanın meşru gördüğü Filistin yöneticilerine bakıyoruz, Hamas’a karşı tehditkâr bir dil kullanan bu zevât dut yemiş bülbüle dönmüş. Mahmut Abbas, ne kadar aciz olduğunu, onu destekleyen Amerika ve İsrail olmadan hiçbir şey yapamayacağını bir daha ortaya serdi. “Yoksa barış görüşmeleri biter”, tehdidini savuruyor. Hangi barıştan bahsediyor anlayabilmiş değilim. Kendisine saygısı olan, halkına karşı sorumluluk hisseden bir liderin içine düşeceği bir durum mu bu?
Amerika’ya bakıyoruz, onlar için siyonist devlet terörü hepten keenlemyekûn hükmünde. Onların İsrail’i kızdırmaları mümkün değil. Hele Amerika’da seçim sürecinin kızıştığı bu dönemde.
Demokratlar arasında sıkı bir liderlik savaşı yaşanıyor. İster demokratlar ister cumhuriyetçiler olsun bütün adaylar Yahudi lobilerinin eteğini öpüyor. Bu da İsrail’i daha fazla cesaretlendiriyor. Hiçbir aday Yahudi lobilerin gazabını çekecek açıklamalarda bulunamaz, tavır alamaz durumda.
Zaten Amerika tarihinde bu lobileri karşısına alacak bir başkan çıkmamıştır. Belki bunun bir tek istisnası vardı, o da hayatını Amerikan derin devletinin organize ettiği bir suikastta yitiren John F. Kennedy’dir. İsrail’in katliamlarını Amerikan’ın sağladığı askerî mühimmatla yaptığını bilmiyor muyuz?
Arap ülkelerine bakıyoruz, Müslüman ülkelere yüzümüzü çeviriyoruz, utangaç kınamalardan öte bir tepkiye rastlamıyoruz. Bu ahvâl-i âlemde egemen global güçlerin vicdanlarını yitirmediğini kim söyleyebilir bana?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi