Bu kadar ciddiyetsizlik de fazla ama!..

Bu kadar ciddiyetsizlik de fazla ama!..

Türkiye günlerdir, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast iddialarıyla çalkalanıyor. Bu konuda devletin en üst seviyesinde yapılan bir dizi açıklama ve şimdiye kadar görülmemiş nitelikte temaslar yapılıyor. Suikast iddiasıyla bağlantılı olarak nezarete alınıp sorgulanan yarım düzineyi aşkın subay ve üstsubay (Binbaşı, Yarbay ve Albay rütbesindeki TSK mensuplarına, üstsubay denir. İ.K.) var. Konu ile bağlantılı olarak, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı ve Hakim günlerdir, Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığında arama yapıyor. Bu askerî karargâhtaki “kozmik” denilen ve giriş yetkisi sınırlı askerî personelde bulunan odalarda, ilk defa bir hakim TCK 125. madde hükmü çerçevesinde arama yapıyor. Bu aramaların biri 10.5 saat, biri 27.5 saat sürmüş. Yetmemiş üçüncü defa arama işlemi başlatılmış ve bu satırlar kaleme alınırken devam eden aramanın daha ne kadar süreceği de belli değil...
Şimdi hal böyle iken, birileri ısrarla işi sulandırmaya yelteniyor. Ama bu saptırma gayretleri, öyle acemice; öyle beceriksizce sergileniyor ki, akıllara ziyan! Neymiş efendim, muhtemelen yabancı bir istihbarat servisine çalışan muhayyel bir kişi, önce Genelkurmay’a telefon etmiş, (Kurumunuzdan bilgi sızdıran bir subay şu anda, Başbakan Yardımcısı Arınç’ın evi civarında icra-yı faaliyette...) demiş ve evin adresini de yazdırmış. Bu müthiş ihbar üzerine Bir albay ve bir binbaşı görevlendirilip olay mahalline gönderilmiş... Akabinde aynı ajan, üstelik aynı telefonla bu defa hükümet makamlarını aramış ve (Şu anda Arınç’a yönelik bir suikast faaliyeti var. Bu işi yapacak olanlar da filan yerde, filan marka arabalarda bulunuyor...) demiş. Ondan sonra da bütün bu hadiseler zincirleme sökün etmiş!
Eğer ülkenin sivil ve askerî istihbarat kurumları, en ebleh kişilere bile sökmeyecek; bu kadar basit (Bu ifade hafif kalıyor ya, neyse), bu kadar aptalca bir yöntemle dolduruşa gelebiliyor ve kandırılabiliyorsa, ört ki ölem!.. Fakat ne yazık ki, herkesi kör, âlemi sersem zanneden ve cin olmadan adam çarpmaya kalkışan bazı tipler, ciddi ciddi böyle safsataları yazıp çiziyor.
Daha acıklı ve kötüsü, Ana Muhalefet Lideri Sayın Deniz Baykal da, bu tür ipe sapa gelmez iddiaları, kendi düşünce ve yorumlarına temel olarak alabiliyor... Hadi Kemal Kılıçdaroğlu’nun mizah kabiliyetinin pek iyi olmadığını kabul edelim, peki bunca yıllık siyasetçi ve onunla mütenasip devlet tecrübesine sahip olması gereken Sayın Baykal’a ne diyeceğiz?
Beyler bu olay şaka ile, gır gır ile geçiştirilecek bir mesele değil. Her zamanki gibi, halkın gerçekleri öğrenmesini değil de, yönlendirilmiş haber ve yorumlarla esası kaçırmasını hedefleyen çevreler, fazladan mesai yapıyor. Lakin o kadar ucuz ve ahmakça yayınlar yapılıyor ki, en sade vatandaş bile, ‘HADİ ORADAN BRE NÂDAN!..’ diyerek, ciddiyetsizliklere kapalı olduğunu yüzlerine haykırıyor.
Evet bu kadar ciddiyetsizlik hakikaten çok fazla oluyor. Sayıları ancak iki elin parmakları kadar (içlerinde yeni yetmeler de bulunuyor...) akıldanelerin, gazete sayfası ve ekranlardan tekrar tekrar aynı hezeyanları üfürmeleri artık iyice sıktı. Bilinmelidir ki, kimse bunların aklı ile ayak yoluna bile gitmez!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi