Futbol sistemleri (2)
İtalyanların “Catenaccio” sistemi bazı takımlara az gelmiş olacak ki, bazı teknik adamlar defans hattını daha da sağlamlaştırarak, savunmaya dayalı bir başka sistem olan “Beton Sistemi”ni denediler..
Özellikle deplâsman takımlarının oynadığı bu sistemde; savunmaya ek olarak, forvetlerden birisi de defansa çekilerek, savunmaya yardım etmekteydi.. Defansa önem veren ve son derece de estetikten uzak, oynatmamaya yönelik bu oyun sisteminin, futbolun güzelliklerini örtmesi, bir süre sonra tam da bu sisteme taban tabana zıt bir başka sistemin doğmasına yol açtı..
Bu doğumun tarihi; 1974’tü..
Bu sistemin doğum yeri ise Hollanda’ydı..
1970’li yılların başından itibaren futbola damgasını vuran yeni bir gelişme yaşanıyordu futbol dünyasında.. Bu sistem, futbol arenasına o ana kadar damgasını vurmuş sistemlerden nitelik, felsefe ve anlayış olarak oldukça farklıydı.. Futbol dünyasına bir devrim olarak sunulan ve özet olarak “toplu hücum, toplu defans” konseptiyle hareket eden, “Total Futbol” ya da “Döner Futbol” sisteminde, tüm oyuncuların hücum ve savunma yapmak gerekliliğinde olmaları, futbolda tüm mevkilere ve oyunculara bakış açısının değişmesine neden oldu.. Bu sistemin pratiğe geçirilmesinde, tüm oyuncuların hem hücum, hem de savunma yapacak olmaları, oyuncularda yüksek kondisyon, fizik ve hız gerektirmekteydi..
3-5-2 veya 4-4-2 sisteminde olduğu gibi kanat oyuncularında olması gereken özellikler, bu sistemin olmazsa olmazıydı.. Bu sistemin pratiğe geçirilmesiyle, Hollanda’nın efsane takımı Ajax, Romen Teknik Direktör Stephan Kovacs yönetiminde 1972 ve 1973’te “Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası”nı kazanırken, Avrupa’da bir fırtına gibi esti.. Aynı sistemle Hollanda Milli Takımı da 1974 Dünya Kupası’nda finale kadar yükseldi..
Bu sistem, futbolun daha hızlı ve güçlü oynanmasını zorunlu kılmaktaydı.. Total futbol ile topyekün mücadelenin sahalara tekrar geri dönmesi, kanatların önemini bir kat daha arttırdı.. Ancak, Total Futbol’da olması gereken yüksek kondisyonun maç boyunca devam ettirilmesinin zorluğu ve dayanıklı futbolcu bulunamayışı, bu sistemin zaman içinde cazibesini kaybetmesine neden oldu..
Teknik adamlar, total futbolun bu nedenlerle uzun soluklu olamayacağını görünce, sadece gol atmanın değil; gol yememenin de önemli olduğu yeni bir sistemin arayışına girdiler..
Aslında geride dörtlüyle savunma yapan 4-3-3 sistemindeki takımlarda, ileride oynayan oyunculardan birisi, ortaya çekilebilir ve bu şekilde orta saha daha da güçlendirilebilirdi.. İşte bu düşünce sonunda 4-4-2 sistemini çıkardı ortaya.. İlk zamanlar bu sistem, kupa maçlarının deplasman ayağında ve takımlar arasında dengenin aleyhte olduğu zamanlarda kullanılmak üzere düşünülmüştü.. Ne var ki, Brezilyalı Scolari ve daha sonrasında da İtalyan Fabio Capello’nun ciddi katkıları, sistemi defans ağırlıklı, basit bir sistem olmaktan çıkarttı..
1986 Dünya Kupası’nda takımlar genellikle 4-4-2 dizilişi ile oynadılar.. Bu sistemde defans ile orta saha eşit oranlarda dengelenmiş, “gol atamıyorsan, hiç olmazsa gol de yeme” anlayışı daha fazla gelişmiş görünüyordu.. Yine bu sistemde, takımların güçlü bir orta saha ve defans blokuna sahip olmaları, kolay gol yememelerine neden olmuştur. 1994 Dünya Kupası’nda da bu sistem ile oynayan Brezilya kupayı 4. kere kazanma başarısı göstermiştir..
Şu da vardı tabii. 4-4-2 sistemini uygulayan futbol takımlarının riskten uzak ve temkinli oyun anlayışları, oyuncuların çoğunun orta saha ve defansta yığılmalarına, bunun sonucunda da takımların ağırlık merkezlerinin defans blokuna doğru kaymalarına, böylece daha az gollü, daha heyecandan uzak maçların da oynanmasına sebep oldu.. Futbolseverler uzun süre ofansif ve içinde varyete de olan futbolun özleminde oldular..
Bu durumu ilk gören futbol hocası Sepp Piontek’ti..
Piontek, defanstan bir oyuncuyu orta sahaya çekerek, kanatlardan saldırganlığı teşvik edip, türibünlere heyecan verecek yeni bir model olan 3-5-2 sistemini Danimarka’da geliştirdi.. Piontek bu sistemle, defanstan tasarruf edilen bir oyuncuyu, orta sahada görevlendirerek, ofans yönü ağır basan ve golü düşünen, hücum gücü yüksek bir dizilişin de isim babası oldu..
Değerli okuyucularım; sistem ve dizilişleri iyi tahlil ettiğimizde, görüyoruz ki; bütün sistemler, ilk olarak savunma amacıyla oluşturulmuş ve rakibi oynatmamaya yönelik kurgulanmış.. Ancak, futbolun zamanla endüstrileşip, show business (eğlence sanayii) haline gelmesi, gol atmanın önemini ortaya çıkartmış, bu nedenle göze hoş gelmeyen sistemlerden bazıları ya mazi olmuşlar, ya da 4-3-3, 4-4-2 ve 3-5-2 sistemlerinde olduğu gibi değişim geçirerek günümüze kadar gelebilme şansına sahip olmuşlardır.. (Devamı var)
¥
NOT: 88.4 frekansından yayın yapan Lalegül FM’de hazırlayıp sunduğumuz “Sami Özey’le Hayatın İçinden” programı, yine önemli misafirleri ağırlıyor..
MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı İşadamı Sadık Ayhan Saruhan, Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal İlişkiler Komisyonu Başkanı işadamı Eyüp Akbal ile İTO Yönetim Kurulu Üyesi işadamı Muhammet Yenel, programımızın bugünkü misafirleri..
Hayatın tüm renklerinin konuşulacağı programın başlama saati 18.00..
www.lalegulfm.com