Devleti çürütmüşler
Vay vay, vaay.
Adana deyimiyle “abooooo!”
Bütün bu yaşanan operasyonların özü, ruhu tek cümledir:
-Dün devleti teslim ettiklerimiz, devleti çürütmüşler!..
Kimler sorgulanmıyor, kimler nezarete alınmıyor, kimler intihar etmiyor? Rütbeliler, akademisyenler, gazeteciler, bürokratlar, devlet başkanından albayına kadar bir zamanlar bu ülkede iş başında olan çok, birçok kimse açıktan veya ima yolu ile ağır töhmet altındalar. Cuntalaşma, darbe teşebbüsü, uyuşturucu kaçakçılığı, katliam, sabotaj eylemleri, akla hayale gelebilecek her türlü suç, kışkırtma, kaos çıkartma, terör örgütü kurmalar ve daha neler ve neler. Suçlar her gün safha safha ortaya çıkıyor. Kendilerine devlet teslim edilenler devleti yiyip bitirmişler. Devleti yönetenler, bizatihi devleti zehirlemişler. Olağanüstü tarihî günlerdeyiz. Kozmik Odaya giren hakime, vazifesini yapan savcıya kargo ile mermi gönderilmesi her şeyi izah etmekte.
Birileri bu ülkede ilericilik, çağdaşlık, laiklik, milliyetçilik gibi kavramların arkasına saklanarak tam bir yer altı örgütü olarak faaliyet göstermişler. Öcü, komünizm sizi yiyecek demiş kendileri yemişler. Son altmış yılın terör olayları, kundaklamalar, faili meçhul cinayetler çoğunlukla bunların eseri. İnsan şu son manzaraları görünce PKK’nın aslında bir figüran unsur olduğunu anlıyor. Öyle görülüyor ki İmralı muammasının başına vefa duygusundan dolayı kıyamamışlar. Malum terör şebekesini bunlar başlatmış fakat kendi yetiştirdikleri, bir zaman sonra azmanlaşıp canavar haline gelmiş. ASALA’nın elçilerimizi şehit etmesinin bile arkasında bu Ergenekon taifesinin olduğunda artık rahatlıkla şüphe edebilirsiniz.
Bunlar, kime, neye, niçin hizmet etmişler net olarak anlamak mümkün değil. İnsan, kendisi, kendi menfaati için bu kadar fütursuz olabilir mi?
Tam bir karanlık, tam bir meçhul?
Ne böyle vatanseverlik olur ve ne de milliyetçilik.
Hangi taşı kaldırsanız altından bunlar çıkmakta.
Bu Kurtlar Vadisi hayal mahsulü değil.
Her gün bir veya daha fazla şüpheli adliyede boy gösteriyor. Hiç ihtimal verilmeyecek isimler manşetlerde yer alıyor. Bir dönemin kuvvet komutanları insanı hayretlere düşüren ifadeler vermekteler.
Süreç sancılı. Memnuniyet verici olansa devletin temizlenmesidir. Sanki IV. Murad dönemini tekrar yaşıyoruz. Bu operasyonların ucu kime, hangi irtifalı tepeye dayanırsa dayansın sonuna kadar gitmeli.
Polis, gerçekten her türlü takdirin üzerinde bir gayret gösteriyor. Bu işe bakan yargı mensupları gözü kara bir şekilde çalışıyorlar.
Bu kararlılığın devam etmesi lazım. Buna Temiz Eller değil, Temiz Devlet Operasyonu denir.
Bu yakalamalar, bu sorgulamalar, bu Ergenekon davaları kalkınma hızından da önemli, içeride ve dışarıda yapılan hamlelerden de. Devlet, bu çürümüşlükten kurtarılmadıktan sonra yapılan her iyi iş, paslı teneke üzerine boya sürmeye benzer...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.