Masada iki şapka var, biri gidecek, biri kalacak
Seferberlik tetkik kurulu başkanlığına ait kozmik odada yapılan aramayı krize çevirmek için olağanüstü çaba harcayan çevreler var. Aramanın başladığı günden beri bunun bir kurumlar arası çatışma olduğunu yaymaya çalışıyorlar.
En çok da hedefte asker var.
Askerin yatak odasına girildi gibi haberlerle,askeri tepki vermeye zorluyorlar.
Başbakan’ın dün genelkurmay başkanı ile yaptığı haftalık olağan görüşmesini genelkurmay karagahında yapması, bu kışkırtmalara karşı hükümetin bir cevabıydı. Başbakan ısrarla kurumlar arası bir çatışmanın olmadığını, bunu temenni edenlere anlatmaya çalışıyor.
Hükümeti zayıflatmak, iğdiş etmek, iş yapamaz hale getirmek için yapılan bu maksatlı yayınlar, en çok bu vesayet rejimini sürdürmek isteyenlere yarıyor.Darbecilere, çetecilere,kışkırtıcılara verilen destek dönüp dolaşıp demokrasiyi vuruyor.
Çeteler sadece AK Parti'nin meselesi değildir.
AK partiden ziyade Türk demokrasisi açık bir saldırı ile karşı karşıyadır. Çeteler başarıya ulaştığında bunun faturasını herkes ödeyecektir. AK parti gitsin diye her türlü ayak oyununu mübah görenler de bunun zararını görecektir.Darbelerin, darbecilerin dostu yoktur. Evlatlarını bile yiyen darbelerden medet ummak,mikroptan şifa ummak gibidir.Mesela Dersim olaylarında Seyit Rıza’da düşman diye asılmıştır, onun devlete çalışan,Koçgiri isyancısı Alişer’i öldüren yeğeni Rayber’de öldürülmüştür.
Son iki yıl içinde ortaya o kadar çok belge çıktı ki, bunları Afrika’nın muz Cumhuriyetlerindeki mahkemelere bile yutturmak mümkün değildir.Yüzlerce silahı, bombayı, eylem planını, hiçbir ülke görmezden gelemez.Bugün yaşadığımız bir çok problemin arkasında darbelerin eli vardır.Her şeyi silahla, güçle, kanla çözmeye çalışmak bir çok toplum katmanını devlete yabancılaştırmış, terör örgütlerinin tesirlerine açık hale getirmiştir. En basiti 12 Eylül darbesinin uygulamalarıyla PKK yı beslemesidir. Nitekim bir çok aklı başında Kürt aydını PKK nın en büyük yardımı Cunta’dan aldığını belirtmişlerdir.İnsanınıza düşman muamelesi yaparsanız kendi ellerinizle düşman safına itmiş olursunuz.
Türkiye’nin darbelerle hesaplaşması ertelenemez bir noktaya gelmiştir. Erteleme yeni bir darbeye, dolayısıyla yeni zulümlere,parçalanmalara,ihanetlere çanak tutmaktır.
Bakınız Erzurum Cumhuriyet savcısı bilgisine başvurmak için 3. Kolordu Komutanı Saldıray Berk’i savcılığa getiremiyor. Hukuk devletinde, bir komutan 70 milyonun gözünün içine bakarak hukukun çağrısını ret ediyor.Bunu daha dün diyeceğimiz bir tarihte demokrasiye geçen Demir perde ülkelerinin bir subayı bile yapmaz.Hukuk devletinde askerdir diye birileri hukukun üstünde olduğunu söyleyebilir mi?
Kurumlar arası uyum esastır. Herkesin arzusu demokrasi ve hukuk devleti istikametinde bütün kurumların iş ve irade birliği içinde olmasıdır. Ama kurumlar arası çatışma olacak diye de, demokrasi ve hukuk devletinden vaz geçilemez. Eğer hukuk devleti olmak için böyle bir çatışma kaçınılmaz hale gelirse, bunu da herkes göze almalı, neye mal olursa olsun sonuna kadar gidilmelidir. Kurumlar arası çatışma olacak diyenler, topluma korku salarak süreci durdurmaya çalışıyorlar. Hedef bu korkuya yenilerek demokrasiden vaz geçmemizdir.Masada iki şapka var, biri Demirel’in şapkası biri asker şapkası. İki şapkadan biri masada kalacak, umarız bu defa Demirel’in foterinde sembolleşen siyasi iradenin şapkasının masada kalmasıdır.