Yazıcıoğlu'nu anlamak
Ne zaman rahmetli Yazıcıoğlu ile ilgili bir beyanda bulunsam veya bir yazı yazsam, sayısız mail alıyorum. Bunların bazıları anlamsız bir kıskançlıkla Yazıcıoğlu’ndan niye bahsettiğimi, paylaştığımız kimi hatıraları niye dile getirdiğimi –küfürlü- edepsiz bir üslupla dile getiriyor.
Bu uzaktan kumandalı mail’lerin nereden geldiğini tahmin etmiyor değilim.
Nedense bazı nevzuhur BBP liler kendilerini Yazıcıoğlu’nun patentinin sahibi gibi görüyor.
Yazıcıoğlu’ndan onlardan başka kimse bahsetmeyecek, kimse paylaştıklarını yazmayacak sadece onun patentini elinde tuttuğunu sanan bazı –kompleksli- unsurlar konuşacaklar.
Son dönemlerde öyle bir anlayış peydahlandı ki, BBP li olmak, Yazıcıoğlu’nun arkadaşı olmak ancak son bir yıl onunla beraber olanlara ait bir hakmış gibi görülüyor.
22 yıl bir insanla kaderde kıvançta, varda, yokta, zorda, kolayda beraber olacaksınız, sonra birileri bir görünüp 15 sene kaybolacaklar,15 sene sonra göründüklerinde de kendilerinden başka kimseyi kabul etmeyecekler.
İşte bizim bir adım bile ileri gidemeyişimizin hikmeti. Kıskançlık, çekememezlik iliklerimize kadar işlemiş. Biriyle paylaştığınız acıları, kederleri, hatıraları paylaşmak için birde bazı beylerden icazet alacaksınız. Yazıcıoğlu ismi sadece şu an partide görev alanların uhdesinde ve patentinde değildir. Hatta diyebiliriz ki,Yazıcıoğlu ismi millete ve hatta ümmete mal olmuştur.
Kimsenin kişiliğine yaslanarak şahsiyet yapanlardan değilim. Olmadım da, olmam da.
Kimliğini, itibarını bir başkasına borçlu olanlardan da değilim. İçimizde böyle olan mebzul miktarda insan var. Zaten gürültü, patırtı çıkaranlarda bunlar. Birileri konuştukça içlerinin yağı eriyor. Rahmetli bunları ona niye anlattı da bize anlatmadı diye krize giriyorlar. Sizi anlatılacak konumda yakınlıkta görmemişse ben ne yapayım. Bunu bana değil kendinize soracak, aynaya bakacaksınız. Selçuk Özdağ’a bakarak bunu anlamanız mümkün değil çünkü.
Yazıcıoğlu benim kıyamete kadar dostumdur ve hep öyle kalacaktır. Bazıları için partinin Lideri benim için ise o bir Liderin ötesinde hem bir dost hem de liderdi. Siyaseti bıraktığım dönemde bile bu yakınlığımı bildiği için çocuklarının okul durumuna kadar saatlerce telefonda sohbet etmişizdir. Farklı düşündüğümüz konular olmadı mı? Tartışmalarımız olmadı mı? Oldu. Fakat hepsini ya başkanlık divanında ya MKYK da ya da özel görüşmelerimizde yapardım. Farklı düşündüğüm konularda parti bir karar almışsa o konuda beyanat vermez ya da dolaylı olarak o karara katılırdım. Siyaset, zor iş, çileli ve ulvi bir meslek. Siyaset yaptığım 22 yıl içerisinde hiçbir kimseye minnet etmedim. Her seçimde ya aday oldum ya da aday adayı. Cevval olmak, hizmet etmek benim fıtratımda var. Manisa da, taşra da siyasete atılıp Ankara da kilere! Rağmen bir harekette biraz öne çıkınca tahammülsüzlükler hemen kendini gösteriyor. Küfürlü, aşağılayıcı mail atanlar böyle bir dostluğun muhatabı olamamışlarsa ben ne yapayım?
Yazıcıoğlu’na zarar verdiğimi düşünerek tepki gösterenler de olabilir.
Böyle düşünmek için yazı ve beyanlarımda böyle bir ima veya işaretin bulunması gerekir. Yazıcıoğlu teröre, hukuk dışı illegal işlere karşıydı. Bunu her fırsatta ifade eder, çevresine de bu şekilde telkin ederdi. Yazıcıoğlunun siyasette oy noktasında, millete partiyi mal etmesi hususunda başarısızlığını(!)ben birazda kendisine yakın fakat ufkuna uzak kişilere hayır diyemeyişine bağlıyorum. Bunu söylemenin kime ne zararı var, ya da böyle bir beyan hangi Yazıcıoğlu hassasiyetine dokunuyor. Yoksa birileri farklı bir portre çizmemizi mi istiyor.
İslam sevgide de nefrette de aşırı gitmememizi emrediyor. Aşırılık hastalıktır. Aşırılık sevgiyi zehire çevirir, fayda yerine zarar verir. Ben şahsen sevdiklerimi seveni de severim. Çünkü gerçek sevgi bunu gerektirir. Ama ne yazık ki bazıları sevdiklerini sandıkları kişi veya kişileri sevenlerden haz etmiyor. Ellerinden oyuncakları alınmış gibi düşünüyorlar. Bir kadını paylaşmak gibi anlamsız bir kıskançlık gösteriyorlar. Bu doğru bir tavır değil. Birbirimizi ölçülü ve doğru sevelim. Bu tip maillerle kimse kimseyi umduğu şekle getirip, yönetemez.