Araplar Arapça’yı korumaya çalışıyor...
Kuzey Afrika ülkelerini ziyaret edenler, özellikle Fas, Tunus ve Cezayir’de Fransızca’nın ne kadar baskın olduğunu hemen fark eder...
Mesela bir Faslı konuşurken, aynı cümle içinde bir iki kere Arapça’dan Fransızca’ya geçiş yapmadan edemez! Okumuş kesimde bu durum daha bariz şekilde görülür. Zira eğitim sisteminde tartışmasız bir Fransız kültürü hakimiyeti var!
Batı Sahra’ya özerklik verilmesi ile ilgili konferansın açılışında, dün de isminden bahsettiğimiz Milvoud Lukili, Arapça bir takdim yaptıktan sonra, katılımcıların daha iyi yararlanması için bundan sonra Fransızca konuşacağını söyledi ve ondan sonra hep Fransızca konuştu. Onun söz verdiği neredeyse bütün konuşmacılar da Fransızca’yı tercih ettiler. Oysa konferans bir Arap ülkesinde idi ve katılımcıların yüzde doksanı da Arap’tı...
Arapça konuşanların özellikle siyaset bilimi kavramlarını Arapça ifade edemeyip, Fransızca’ya geçiş yapma zorunda kaldıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Bu durum Mağrib ülkelerinde sadece yetmiş sene süren Fransız sömürge yönetimlerinin geride bıraktığı derin izleri yansıtıyordu...
Bu acı gerçeği, Tunus asıllı TASCA (Türk-Arap Bilim, Kültür ve Sanat Derneği) Başkanı Dr. Muhammed Adil, Sudan’daki bir toplantıda daha önce dile getirmişti. Orada bazı konuşmacıların Osmanlı Devletinden ‘sömürgeci’ diye bahsetmesi üzerine Adil şöyle demişti: “Bakınız ben Tunusluyum. Osmanlı hakimiyeti Tunus’ta üç yüz yıl sürdü. Lakin kimse Arapça’yı unutup Türkçe konuşmadı. Çünkü Osmanlılar bize Arapça yerine Türkçe öğretmeye kalkmadı. Ama Fransızlar sadece 70 yıl Tunus’a hakim olabildiği halde, bize Arapça’yı unutturup Fransız dilini öğretti... Şimdi soruyorum, acaba kim sömürgeci?!.”
Evet, Mağrib ülkelerinde bugün gördüğümüz tablonun kısa hikâyesi esasen bu... Muhteşem Arap lisanı ne yazık ki, sömürgecilerin tasallutu altında unutulmaya yüz tutmuş.
Ve çok uzun bir aradan sonra nihayet Araplar, durumun vahametini fark etmiş, şimdilerde yeniden Arapça’yı koruma ve nesillere öğretme, teknolojik kavramları yabancı dillerden arındırıp Arapça karşılığını dile yerleştirme gayretine girmiş bulunuyor...
Dün Mağrib (Fas) Arapça’yı Himaye Derneği’ne bir ziyarette bulunduk. Orada Arapça’ya gönül vermiş, çeşitli mesleklerde mütehassıs 20-25 kişilik bir entelektüel grupla sohbet ettik. Çok önemli çalışmalar yaptıklarını gördük. Bilim ve teknoloji alanındaki yeni kavramların Arapçalaştırılması alanında hayli ilerleme kaydetmişler... Bu arada askerî eğitim alanında, Türk-Fas ilişkilerinin iyi olması sebebiyle, çok sayıda Türkçe kelimenin Fransızca ile yer değiştirdiğini belirttiler.
Bu arada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün de Fas’ta açılması konusunda, TASCA ve diğer ilgili kurullardan yardım talebi oldu. ‘Araplaştırma’ Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Muhammed Binmusa, Türkiye’deki Arapça el yazması kitaplardan bahsederek, iki ülke arasında bilimsel ve kültürel ilişkilerin daha ileri seviyeye taşınması için iki tarafın da gayret göstermesi gerektiğini dile getirdi.