1982 Anayasası ve halkoyu
Adam çıkmış 1982 Anayasa’sı da halkoyundan geçti diyor. Yani aslında 82 Anayasası sivil bir Anayasadır, değiştirmeye ne gerek var demek istiyor.
Genel kurmay’ın yerinde olsam TSK nın itibarı için önce bu emekli askerleri sustururdum. TSK yı savunacağız diye öyle akla ziyan şeyler söylüyorlar ki TSK nın itibarını yerle bir ediyorlar. İnsanlar ya tüm askerler böyleyse diye düşünmeden edemiyor.
Bu zevata göre askerin yaptığı her şey dokunulmaz ve kutsaldır.
Asla değiştirilemez.Bir şeyi asker yapmışsa yarı Atatürk yapmış sayılır. Ona dokunmak Atatürk’e dokunmak gibidir.
Gelelim 82 Anayasasına…
Bu anayasayı halk oyladı demek için Aptalın ötesinde bir şey olmak gerekir.
Daha doğrusu halkın onayladığını söylemek ahmaklığın danıskasıdır.
O yıllarda İzmir Buca cezaevinde tutukluydum. 82 anayasasının oylamasından sonra tutuklanan H.Dağlı isimli aynı davadan yargılanan bir arkadaşımızın anlattığı 82 Anayasasının hangi şartlarda oylandığını gösteriyor.
Oyunu Hatay/Dörtyol’da kullanan arkadaş sandığa gittiğinde zarfa konulan ve evet anlamına gelen beyaz oy pusulalarının dışarıda olduğunu neredeyse açık oylama yapıldığını mavi oy pusulalarının ortada olmadığını görür. Oy kullanma alanının etrafı askerlerle çevrilidir.Arkadaş askerlerin başındaki ast subaya mavi pusulaları sorar, ne mavisi diye komutandan tepki alır. Israr edince içeriden mavi pusula getirilir.Pusulayı alıp kabine hem gidinceye kadar hem de çıktıktan sonra dipçiklenerek hastanelik edilir. Ama oyunu da o tarihlerde mavi Türklerin rengidir, hayırda hayır var diyen rahmetli Galip Erdem’in yazılarında işaret ettiği gibi kullanır.
Şimdi böyle bir seçimde halkın gerçek düşüncesinin sandığa yansıdığını söylemek mümkün mü? Aynı halk kısa bir süre sonra Askeri konseyin partisine karşı Özal’ın partisini tercih etmekte imtina etmemiştir.
Halka baskı yapacaksınız, ülkeyi açık cezaevine çevirip insanların hepsini mahkum edeceksiniz, sonra da bu anayasayı halk oyladı diyeceksiniz.
Diğer taraftan meselenin bir de sosyolojik yönü var. Toplum durağan, statik bir aygıt değil.Tarihin hızlandığı, değişimin süratlendiği bir dönemden geçiyoruz. Fikirler, kurallar, yasalar hızla eskiyor. Toplum yeni kurallara yeni yasalara ihtiyaç duyuyor.Değişen bir toplumu değişmeyen yasalarla idare etmeye çalışmak onları duvarlar içine hapsetmekten, zincire vurmaktan farksızdır. Asker adına konuşan hem fikren hem fiziken emekli olmuş kişilerin göremedikleri nokta budur.
Bugünün Türkiye’sinin de,Dünyasının da, 82 nin dünyası ile çok farkı var. Hatta neredeyse benzerlik bile kalmadı.30 yıl öncenin Anayasası ile 30 yıl içinde 30 defa değişmiş bir ülkeyi yönetmek mümkün değildir. Bu anayasa hem sosyolojik açıdan eskimiş, hem de halkın gönüllü onayı alınmaksızın yürürlüğe konulmuştur.Her keskin değişim hareketi aynı zamanda radikal yasal değişiklikleri de gerektirir.Bugün artık yeni bir Anayasa vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. 82 Anayasası asker yaptığı için değil, ihtiyaçlarımızı karşılayamadığı için değiştirilmelidir.