ABD, Afganistan savaşını kaybetti
Her savaş bir gün mutlaka biter. 31 yıldır Afgan halkına dayatılan savaşlar da bir gün bitecek.
Gözlerini dünyaya açtığı günden bugüne mütemâdiyen savaşa tanıklık eden 31 yaşındaki bir Afgan, bunu idrak etmekte zorlansa da, savaş bir gün bitecek...
Önce Rusların, sonra da Amerika ve İngiltere’nin liderliğindeki sözde uluslararası gücün acımasız işgaline maruz kalan, bunların olmadığı zaman da yerel hiziplerin iç çatışmasında ağır silah sanayinin cenderesinden geçen Afganistan halkının örselenmiş toplumsal psikolojisini, bizim anlayabileceğimizi sanmıyorum.
Şimdi onlara vahşi halk muamelesi yapılıyor. Şehirlerinin altyapısı, tarihî mirası târümar edildi. Fakruzarurete zorlandılar. Ve en kötüsü toplumsal güvenlik duygusu imha edildi. Bütün bunlar Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu dünyasının son kozlarını bu halk üzerinden paylaşması nedeniyleydi.
Afganistan yine dünya medyasının gündeminde. Tabiî, yine her zaman olduğu gibi bir askerî hamleyle.
Amerika ve İngiltere Karzai hükümetine bağlı güçlerin de desteğiyle Afganistan’ın Helman vilayetinde Taliban direnişçilerini püskürtmek ve oraların yönetimini ele geçirmek üzere geçen Cumartesi günü büyük bir saldırı başlattı ya, ondan bahsediyorum. Buna, Afganistan’ın 2001 yılında işgal edilmesinden sonra yapılan en kapsamlı askerî hareket deniyor.
Savaş hasarları ne kadar gizletilse de, hareketin ikinci gününde, NATO güçlerinin roketle bir evi vurması sonucu içinde çocuk ve kadınların da olduğu 12 sivil katledildi.
İşgalci güçler hem kapalı mahfillerde hem uluslararası medya üzerinden; “Hâlâ savaşı kazanabilir miyiz?” sorusunun cevabını arıyor.
Bir savaş önce halkın kalbinde kazanılır. Amerika ve avanesi öncelikle bu savaşı halkın kalbinde kaybettiler. Tıpkı Rusların kaybettikleri gibi...
Tâ başından beri icra ettikleri askerî operasyonlarla insan haklarına değer vermediklerini, sivil ve direnişçi ayırt etmeden akıllı bombalarını halkın üzerine boca ederek gösterdiler.
En son başlatılan Taliban’ı temizleme hareketinde El Cezire kanalının bütün dünyaya geçtiği bir görüntü vardı, çok şey anlatıyor... Bir Amerikalı marine, ev ev, sokak sokak yapılan aramalarda 7-8 yaşlarındaki bir çocuğa silahını doğrultmuş, çocuğun elleri havada, üstünü arıyor...
Bir savaş önce halkın kalbinde kazanılır. Amerika ve İngiltere bu savaşı kaybetti. Pakistan ve Afganistan’da öldürdükleri sivil kurbanların ailelerine kan bedeli olarak kişi başına 500 dolar veriyorlar, zevahiri kurtarmak adına.
Hâlbuki, 1988'de 270 kişinin ölümüne yol açan Pan Amerikan Havayolları'na ait yolcu uçağının düşürülmesi nedeniyle olaydan sorumlu tutulan Libya’yı ölen kişi başına 10 milyon dolar tazminat cezasına çarptırdılar. Hem de Libya olayı kabullenmemesine rağmen. Amerika ve İngiltere öldürdüğünü kabullendiği kurban başına sadece 500 dolar veriyor.
Savaşı önce halkın kalbinde kaybettiler...
2001 yılında Afganistan’ı işgal ederken savaştan bîtab düşmüş bir halkın Sovyetler karşısında göstermiş olduğu mukavemeti gösteremeyeceğini hesaplamıştı ABD. Şimdi ne kadar yanıldıklarını anlamış durumdalar.
Kabil’in dışına çıkamayan ve Kabil’in içini tam kontrol edemeyen bir işgal gücü, nafile güç gösterileri yapıyor.
Son seçimlerde işgal güçlerinin kontrolünde yapılan hileler, demokrasi oyununu bir daha fâş etti. Bu ve benzeri olaylardan dolayı Amerikan işgaline destek veren Cemiyeti İslâmî grubunun da sıdkı sıyrılmış durumda.
Kukla hükümetin başı Karzai, Londra'da 28 Ocak’ta 60 kadar ülkenin katılımıyla yapılan Afganistan Konferansı'nda silahlı mücadeleyi bırakarak toplum hayatına katılmaları için Taliban direnişçilerine para ve iş teklif etmişti. Bu teklifin yapıldığı günlerde bugünkü askerî hamlenin planları yapılıyordu.
Taliban’la aracılar vasıtasıyla görüşmeler yapılmıyordu değil. Ancak oturulacak bir masada Taliban’ın eli güçlüydü. Bu son hamleyle, Taliban geriletilerek masaya oturma planları yapılıyor. Eli zayıflatılmış Taliban’ın istekleri de azalmış olacak, öyle sanılıyor.
ABD, Taliban’a terörist dedi hep. Şimdilerde teröristlerle masaya oturmanın yollarını arıyorsa eğer, savaşı halkın yüreğinde kaybettiğini anlamış demektir. Ancak, ABD çıkarları ve kayıpları arasında sıkışmış durumda. Bu da çok tehlikeli bir durum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.