Mehmet Talu

Mehmet Talu

"Yedi helak ediciden sakının"

"Yedi helak ediciden sakının"

Helal kazanç 9

Bir mü'min faizden elde edilen kazançtan son derece kaçınmalıdır. Çünkü ALLAH Teâlâ, faizi kesinlikle haram kılmıştır. Şu ayet-i kerime faizin kesin haramlığını ilginç bir benzetmeyle ortaya koymaktadır:

"Ey iman edenler! ALLAH'tan korkun. Eğer gerçekten mü'minseniz, eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin."

"Şayet faiz hakkında söylenenleri yapmazsanız, bunun ALLAH'a ve peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz." (Bakara sûresi:278-279)

Ebu Hureyre (RA.)'den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Yedi helâk ediciden sakının!"

- Onlar nelerdir, Ya Resûlallah! Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"ALLAH'a şirk koşmak, sihir, ALLAH'ın öldürülmesini haram kıldığı bir canı haksız yere, şer'i bir hüküm olmaksızın öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, cihaddan kaçmak ve her şeyden habersiz namuslu mü'min bir kadına zina iftirasında bulunmak." (Buhârî, Vesaya: 24, No: 2615, 3/ 1017; Müslim, İman:145, No:89, 1/92) Buyurarak faizi, kişiyi helâk edici, cehenneme sürükleyici yedi büyük günahtan biri olarak açıkladığı gibi insanlığın gelecekteki faiz batağına saplanmasıyla da ilgili olarak, Ebu Hureyre (RA.)'den rivayete göre şöyle buyurdu:

"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, faiz yemeyen hiç_bir kimse kalmayacaktır. Öyle ki, doğrudan yemeyene de tozu-buharı bulaşacaktır." (Ebu Dâvud, Büyû:3. 3/348, No:3331; Nesâî, Büyû:2; İbn-i Mâce, Ticârât:58)
Faizden tozun-buharın bulaşması, faiz muâmelesine şâhidlik, kâtiplik yapmak veya faiz yoluyla elde edilen kazançtan verilen ziyafetten yemek, böyle bir kazançla satın alınan hediyeyi kabul etmek.. gibi değişik şekillerde olabilir. Bu durumda, öyle bir zaman olacak ki, bu devrede kişi, bilfarz, hakikî fâizden kaçınsa bile, dolaylı şekilde gelecek fâiz bulaşmalarından kendini kurtaramayacaktır.

Bu hadis nokta-i nazarından, muâmelâtının esası fâize dayanan banka dâhil, bütün benzer müesseseler mevzuunda mümin Müslümanların dikkatli olmaları gerekir. Şu veya bu mülâhaza ve gerekçelerle, bulaşmak zorunda kalınan veya bulaşmak zorunda kalındığı zannıyle bulaşma şıkkı tercih edilen "fâiz"li muamelelere, hiçbir surette kesin bir ifade ile "fâiz değildir" veya "câizdir" diye fetva vermemek gerekir. Fetva, büyük mesûliyet işidir. Dâima ihtiyat şıkkını tercih etmek en muvafıkıdır.

İslâm ulemasının ittifakla benimsediği umumî bir prensip mevcuttur: "Bir meselede helâl ve haram ihtimali beraberce var ve fakat birini tercihe karine yok ise, ihtiyaten haram olma şıkkı esas alınır. Yani şüpheli şeylerden kaçmak esastır. Binâenaleyh, fâiz şüphesi olan muamelelerin "fâiz olduğunu" esas alıp, kaçınmaya çalışmalı, kaçınamıyor isek tevbe ve istiğfarı elden bırakmamalıyız. Her hâl u kârda "haram değil" diye fetva vermekten zinhar kaçınmalıyız, bu ebedî hayatımızı mahvedecek bir hata olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi