Danıştay kararı ne anlama geliyor?
Danıştay 8.Dairesi, YöK başkanı Yusuf Ziya özcan’ın üniversitelere gönderdiği yazıyı genelge olarak kabul edip, YöK başkanının –tek başına- işlem tesis edemeyeceği gerekçesiyle, yetki yönünden yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Bu sadece YöK başkanının tek başına genelge çıkaramayacağı, işlem yapamayacağı anlamına geliyor. Gerçekten de Yüksek öğretim Kanunu bu görevi Yüksek öğretim Genel Kurulu’na vermiştir.
Yüksek öğretim Kurulu yirmi bir üyeden oluşuyor. Yüksek öğretim Kanunu’nun 6. maddesine göre bu üyelerin 7’si Cumhurbaşkanı, 7’si bakanlar kurulu, 7’si ise üniversiteler Arası Kurul (üAK) tarafından seçiliyor. Yine aynı maddeye göre genelge çıkarma yetkisi Yüksek öğretim Genel Kurulu sıfatını taşıyan bu kurula ait. Toplantı nisabı 14, kararlar ise toplantıya katılanların oy çokluğu ile alınıyor.
YöK mevzuatına dair verdiğimiz bu bilgi şu açıdan önemli. Yasa gereği 14 üye bir araya gelmeden karar almak mümkün değil. Mevcut üyelerin 9’u Ahmet Necdet Sezer ile üniversiteler arası kurul tarafından atanmış üyelerden oluşuyor. Yüksek öğretim Genel Kurulu’nun karar alabilmesi için bu 9 üyeden en az 3 tanesinin toplantılara iştirak etmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu üyelerin genel kurulu görev süreleri bitinceye kadar –toplantılara katılmayarak-çalıştırmaması mümkün.
İşte Danıştay’ın kararı bu açıdan önem taşıyor. YöK başkanı özcan’ın bu üyelerin en az 3 tanesi değişmeden genel kurulu başörtüsü için toplaması mümkün değil. Toplantı olmayınca da herhangi bir genelge çıkarılamayacağına göre en azından bir süre daha –türban-konusu gündemdeki yerini korumaya devam edecek.
Peki YöK başkanının türban yasağının kalktığına dair yazısı genelge olarak yorumlanabilir mi? Bence yorumlanamaz. Yazı, Anayasa değişikliğine atıfta bulunarak yasağın kalktığına dair Yüksek öğretimin başında bulunan en yetkili ağızdan yapılmış bir yorumdur. Yani bir anlamda görüş bildirmedir. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre İdari yargının görevleri sayılırken idari işlemlerden bahsedilmektedir. Görüş bildirme, yorum yapma, fikir açıklama bir idari işlem değildir. çünkü bağlayıcılığı yoktur. Dolayısıyla YöK başkanının başörtüsünün serbest olduğuna dair yazısı da İdari yargının konusu olabilecek bir işlem değildir. Danıştay, yapılan müracaatı görev yönünden ret etmesi gerekirken, basit bir düşünce açıklamasına önce genelge anlamı yükleyerek kendisini yetkilendirmiş, sonra da yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Her zaman olduğu gibi hukuk zorlanmıştır.
Bu kararı bahane ederek türban yasağının devam ettiğine hükmeden, sevinç çığlıkları atanlar olacaktır. Ancak kararın türbanla kesinlikle alakası yoktur. YöK başkanına tek başına genelge yayınlayamaz, genel kurulun yetkilerini kullanamazsın demiştir o kadar. Karar türbanla ilgili değil, YöK başkanının yetkileriyle ilgilidir.