Muhterem okuyucularım!
Elhamdülillah! Mevlid kandilini ihya etmek maksadıyla, nasip olan okuyucu ve dinleyicilerimizle birlikte umre yapmak üzere, TOPRAK Turizm ile görevli olarak yeryüzünün en şerefli beldesi Mekke-i Mükerreme'ye gelmiş bulunuyoruz.
"İlâhî! Hamdini sözüme sertâc ettim, zikrini kalbime mi'râc ettim, kitabını kendime minhâc ettim. Ben yoktum vâr ettin, varlığından haberdâr ettin, aşkınla gönlümü bîkarâr ettin, inayetine sığındım, kapına geldim, hidayetine sığındım lutfuna geldim, kulluk edemedim afvına geldim. Şaşırtma beni, doğruyu söylet, neş'eni duyur, hakikati öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söyleyemem, sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, Yerdir bize hep yerdiklerini, yâr et bize erdirdiklerini. Sevdin habibini kâinata sevdirdin, Sevdin de hil'ati risaleti giydirdin. Makam-ı İbrahim'den makam-ı Mahmûd'a erdirdin. Server-i esfiyâ kıldın. Hatem-i Enbiya kıldın. Muhammed Mustafa kıldın. Salât ü selâm, tehiyyât ü ikram, her türlü ihtiram O'na, O'nun Âl ü Eshab ü etbaına yarab!"
Bu UMRE ile ilgili yazıyı Kâbe-i Muazzama'dan gönderiyor ve hepinizi kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Bana şu telefonla ulaşabilirsiniz:
00966 560 645 036
Toplu tavaf ve dua saatlerimiz:
Sabah: 05.30 - 06.30
Öğle : 12.30 - 13.30
Yatsı : 19.30 - 20.30
Umrenin tarifi
Lügatta; ziyaret etmek, uzun ömürlü olmak, evi mamur etmek, bir yerde ikamet etmek, ALLAH Teâlâ'ya kulluk yapmak, korumak ve malı çok olmak manalarına gelen Umre: Belirli bir zamana bağlı olmaksızın, usûlüne göre ihramlandıktan; tavaf ve sa'y yaptıktan sonra tıraş olup ihramdan çıkarak yapılan bir ibadettir. Bunu yapan zata "Mutemir" denir.
Umrenin hac ibadetinden farkı, bir zamanla sınırlı olmaması, Arafat ve Müzdelife vakfesi ile kurban kesme ve şeytan taşlama görevlerinin bulunmamasıdır. Umrede veda tavafı da bulunmamaktadır. Bu bakımdan hacca, "hacc-ı ekber" yani büyük hac, umreye de "hacc-ı asgar" yani küçük hac denir.
* Umrenin Hükmü:
Hanefî ve Maliki mezheplerinde, ömründe bir defa umre yapmak: Sünnet-i müekkededir, farz değildir. Çünkü:
"Ona bir yol bulabilenlerin, gücü yetenlerin Beyti hac ve ziyaret etmesi ALLAH Teâlâ'nın insanlar üzerinde bir hakkıdır." (Âl-i İmrân sûresi: 97)
"Bütün insanlara haccı ilan et ki! Gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yollardan gelen yorgun argın develer üzerinde sana gelsinler." (Hac sûresi: 27) Ayet-i kerimelerinde ve Abdullah b. Ömer (R.A.) den rivayet edilen:
"İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: ALLAH Teâlâ'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in ALLAH Teâlâ'nın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hac etmek ve Ramazan orucunu tutmak." (Buhari, İman: l, 2; Müslim, İman: 19-22; Tirmizi, İman: 3, Nesei, İman: 13) Hadis-i şerifi ile:
"İslam, ALLAH Teâlâ'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in ALLAH Teâlâ'nın Resûlü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâ'be'yi ziyaret etmen, hac yapmandır." (Müslim, İmân: 15, 1/37, 40; Buhârî, İman: 37) Hadis-i şerifinde "hac" ibadeti İslâm'ın beş temel esası arasında zikredilmiş, umre ise zikredilmemiştir. Ubeydullah (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"Hac bir cihâddır. Umre de bir tatavvu' yâni sünnet, nafile bir ibadettir." (İbn-i Mace, Hac: 44, No:2989; 2995; Beyhakî, Es-Sünenü'l-Kübra; Hac: No: 8831) buyurmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.