Kuyuya atılan taş!..
Üniversitelerde kılık kıyafet meselesi ne durumda?.. Cevaplar muhtelif... Bazı üniversitelerde serbestlik olduğu, bazılarında kısmi rahatlık sağlandığı, bazılarında ise malum yasağın ısrarla sürdürüldüğü söyleniyor.
Anlayacağınız belki istisnai bazı durumlar var ama hukuki bir temeli olmamasına rağmen, yasak hâlâ uygulanıyor.
Çağdışı ve hukuksuz bu yasak sebebiyle, bağrına taş basıp okumaktan vazgeçen, ailesinin şartlarını zorlayıp istemeye istemeye yurtdışına çıkanlar oldu geçmiş yıllarda...
Yasak uygulaması, bazı formülleri de beraberinde getirdi.
Kızlarımızdan bazıları -caiz olup olmadığı tartışmalı olsa da-, okullarına peruk ya da ihtiyacı görebilecek türde şapka takarak gitme yolunu tercih ettiler.
Gazetelerde çıkan bir habere göre, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde okuyan ve okuluna perukla devam eden bir öğrenci, peruk yerine şapka takarak sınıfa girmeyi tercih edince, 'kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davrandığı' gerekçesiyle öğretim üyeleri tarafından sınıftan çıkarılmış.
'Rencide edildiği ve eğitim hakkının engellendiği'ni belirterek Dekanlığa başvuran öğrenci, uygulamanın yönetmelik gereği olduğu cevabıyla karşılaşır.
Öğrenci bunun üzerine Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na başvurur ve Başkanlık da konuyu YÖK'e sorar.
İstanbul Üniversitesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden de görüş alan YÖK'ün verdiği cevap şu şekilde: "Fakülte Akademik Kurul'dan edinilen bilgilerde, 'öğrenciler derse girmişse çıkartılamayacağı, öğretim üyesinin derse devam edeceği, gerekirse tutanak tutup dekanlığa bildireceği' yönünde uygulama yapıldığı ve öğrencilerin derslere devam ettiği ifade edilmiştir...
Biraz karışık bir durum, izahı ise şöyle: Metnini bilenlerin bildiği ve mesela internet üzerinden bulma şansınız olmayan, Yüksek Öğretim Kurumları Kılık Kıyafet Yönetmeliği, yasak olduğu varsayılan kılık kıyafetle derslere giren öğrencilerle alakalı olarak, sadece disiplin soruşturması yapılabileceğini söylüyor.
Yani derse giren öğrenciyi dışarı çıkarma diye bir şey yok!..
Peki ama ya uygulama, diyeceksiniz... Uygulama kanunsuz...
Ya da şöyle diyelim: Ka-nun-suz!...
Yani bir şekilde okula girmiş öğrenci, kılık kıyafeti ne olursa olsun, dersten dışarı atılamaz!..
Öğrencilerin okula girmesine bile müsaade edilmediği aklınıza geliyor, tabii olarak...
Bahsi geçen yönetmelikte bu yönde herhangi bir madde yok ve olamaz da zaten!
Yani bu da başka bir kanunsuzluk...
Okul kapılarından kızlarımızı kim almıyor içeriye?
Özel Güvenlik Görevlileri...
Peki onların böyle bir yetkisi var mı?.. Yok!..
İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği'nin, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu hususdaki sorusu üzerine verdiği cevap, 'özel güvenlik görevlilerinin kılık kıyafet denetlemesi yapmaya yetkilerinin olmadığı, eğer böyle bir şey yaparlarsa cezayı müstelzim suç işlemiş olacakları...' şeklinde idi, bildiğimiz kadarıyla!..
Yasakçıların hukuki olduğunu söyledikleri gerekçeler ne?..
Meşhur ve meçhul yönetmelik ve AYM yorumları...
Sıradan bir hukuk öğrencisi bile, kanunlara ve hele Anayasa'ya aykırı ve üstün yönetmelik yapılamayacağını bilir...
Anayasa Mahkemesi yorumlarına dayanarak başörtüsü yasağına destek arama çabalarını ise Anayasa açıkca reddediyor.
Anayasa'nın 153. Maddesi'nin 20. Fıkrasını, bilmeyenlere ya da unutmayı tercih edenlere hatırlatalım:
"Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, KANUN KOYUCU GİBİ HAREKETLE, YENİ BİR UYGULAMAYA YOL AÇACAK BİÇİMDE HÜKÜM TESİS EDEMEZ".
İşin hülasası şu: Kuyuya atılan taşı çıkarın artık!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.