Gitsin arayasa, gelsin anayasa!
- Lütfü Bey; AK Parti Hükümeti sivil bir anayasa yapılması için çaba harcarken, özellikle ana muhalefet partisi CHP buna karşı çıkıyor. Hatta CHP anayasada yapılması düşünülen değişikliklerin iptali için bile Anayasa Mahkemesi’ne gideceğinden söz ediyor. Nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?
- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Ergenekon Davası, Balyoz Planı deyip darbe yapmaya kalkıştıkları iddiasıyla generalleri yargılıyorsunuz da, niye 12 Eylül darbesini yapmış generalleri yargılamıyorsunuz” diye sorup duruyor. Bu soru ilk anda haklı da görünüyor. Öyle ya, darbe yapmaya kalkışanlar yargılanıyorsa, darbe yapanların haydi haydi yargılanması gerekiyor. Ancak bu soruyu sormakta haklı olan Deniz Baykal, darbecilerin anayasasının değiştirilmesi çabalarına karşı çıkmakla da haksız bir konuma düşüyor. Hem 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasını isteyip, hem de o darbecilerin yaptığı anayasanın değiştirilmesine karşı çıkmakla çelişkili bir konuma düşüyor. Malumunuz bugünkü anayasamız darbe anayasası. 12 Eylül denilen ara dönemin, kara dönemin anayasası. Bana göre bu bir anayasa değil arayasa! Bu bir anayasa değil karayasa! Bu arayasanın, bu karayasanın yerine bugüne kadar çoktan sivil bir anayasa yapmak gerekirdi. Bugüne kadar darbecilerin yaptığı arayasa, karayasa ile yönetildiğimiz yetmedi mi? Eğer CHP 12 Eylül darbecileriyle hesaplaşılmasını istiyorsa, onların anayasası yerine sivil bir anayasanın konulması çabalarını desteklemesi gerekmez mi? Ha eğer CHP darbecilerin anayasasının AKP’nin iktidarda olduğu dönemde değil de, CHP’nin iktidara geldiği dönemde değişmesini istiyorsa, ona da diyeceğimiz şudur: Görünen o ki, bu gidişle CHP’nin iktidara gelme ihtimali yoktur. Darbecilerin anayasasının değişmesi için CHP’nin iktidara gelmesini beklemek, balığın kavağa çıkmasını beklemek gibi bir şey olur!
İMZA ISLAK, GERÇEK ÇIPLAK!
- Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, AK Parti Hükümeti’ni bitirmeyi amaçlayan planın altındaki imzanın sahibi olan Albay Dursun Çiçek’i, ilk başlarda “Bu ıslak imza değil” dercesine korumaya almıştı. Şimdi de İlker Başbuğ’un, Ergenekon’un Erzincan’daki 1 numaralı sanığı olan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’i koruyup kolladığı görülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- İlker Başbuğ, Albay Dursun Çiçek’in imzasının ıslak olmadığı, bir taklit makinesi tarafından atılmış imza olduğu tavrı içine girmişti ama, artık gerçek, üstü örtülemeyecek bir çıplaklıkla ortaya çıktı. Bu imzanın Dursun Çiçek’e ait ıslak imza olduğu bırakın sivil uzmanları, askeri uzmanlarca da doğrulandı. Yani imza ıslak, gerçek çıplak! Aslında ortaya çıkan delillere bakılırsa, 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk konusunda da, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına konusunda da gerçek çıplak! Ama bu çıplak gerçeğe rağmen 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk görevini sürdürüyor; Özden Örnek ile İbrahim Fırtına da dışarıda ellerini kollarını sallayıp dolaşıyor. Sonuçta şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Genelkurmay, ordunun bazı subaylarını gözü gibi koruyor; bazı subaylarını ise gözden çıkartıyor! Öyle ya, aynı suçlamaya muhatap olan bazı emekli orgeneraller içeride de, niye bazı emekli orgeneraller dışarıda? Hatta Orgeneral Saldıray Berk niye hâlâ görevinin başında? Ha deniyor ki, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ile eski Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına’nın kaçma ihtimali yokmuş. Bunlar o yüzden hapse atılmayıp serbest bırakılmış. Eğer “kaçma ihtimali yok” gerekçesiyle darbe sanıkları serbest bırakılacaksa, o zaman bu gerekçe niye kaçma ihtimali olmayan diğer sanıklara da uygulanmıyor? Bakın ben size kestirmeden bir şey söyleyeyim: İtalya’daki gibi Türkiye’de de Gladio denilen örgüt yok edilecekse, bazı sanıkları gözünüz gibi koruyarak; bazı sanıkları da gözden çıkartarak bu örgüt yok edilemez. Ucu ister cumhurbaşkanlarına, ister başbakanlara, ister Genelkurmay başkanlarına, ister büyük işadamlarına, ister medya patronlarına, kısacası ucu kime giderse gitsin, bunların üzerine ayrım gözetmeksizin gidilmeden Gladio denen örgüt yok edilemez. Eğer sanıkların bazılarını gözünüz gibi korur, bazılarını da gözden çıkartırsanız, bu Gladio’nun üzerine özde değil sözde gitmek olur!
KARDEŞLİK DEĞİL KALLEŞLİK!
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ermeni soykırım tasarısının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilmesi üzerine, ABD’nin ülkemizdeki İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz onun bu yaklaşımını?
- İncirlik Üssü gibi ABD üslerinin kapatılmasını hep sosyalistler savundu. MHP ise bugüne kadar ülkemizdeki ABD üslerinin kapatılmasından hiç söz etmiyordu. Bu durum MHP açısından çelişki teşkil ediyordu. Öyle ya, hem milliyetçi olduğunu, ülkenin bağımsızlığından yana olduğunu söyleyeceksin, hem de emperyalist ABD’nin ülkemizin bağrına hançer gibi saplanmış üslerine karşı çıkmayacaksın. Bu üslerden hiç rahatsızlık duymayacaksın. Böyle çelişki olur mu? İşte şimdi MHP Genel Başkanı’nın, gerekirse bu üslerin kapatılabileceğini ima etmesi, hem bu çelişkili durumu ortadan kaldıracak olması açısından, hem de ülke açısından olumlu. Hele de şimdilerde İncirlik Üssü, ABD’nin Müslüman ülkeleri vurması için adeta bir uçak gemisi gibi kullanılmıyor mu? Müslüman Türkiye’nin topraklarındaki İncirlik Üssü’nden kalkan ABD uçakları, ülkelerinin işgaline karşı direnen Müslümanların üzerine bombalar yağdırmıyor mu? Buna karşı çıkmamak Müslüman kardeşliğine de, bağımsızlıkçılığa da, milliciliğe de ters bir durum değil mi? “Müslümanlar kardeştir” diyen herkesin, bağımsızlıkçı, millici olduğunu söyleyen her partinin bu duruma karşı çıkması gerekmez mi? “Müslümanlar kardeştir” diyorsun, ama ABD uçaklarının Müslüman Türkiye’nin topraklarındaki ABD üssünden kalkıp Müslüman halkların üzerine bombalar yağdırmasına göz yumuyorsun. Bu kardeşlik değil kalleşlik! Ayrıca bağımsızlıkçı, millici olduğunu söylüyorsun, ama emperyalist ABD’nin ülkemiz topraklarına hançer gibi saplanmış üslerinden hiç rahatsız olmuyorsun. Samimi olalım. Müslümanlık, bağımsızlık, millicilik konusunda samimiysek eğer, ülkemiz topraklarındaki ABD üslerini söküp atalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.