Planın hedefi Mescidi Aksa’dır
Siyonist işgal devletinin Gazze’ye saldırısının amacı burayı yeniden kontrol altına almaktı. Güçlü bir direnişle karşılaşınca bunu başaramadı ve saldırıyı durdurmak zorunda kaldı. Fakat yine de ortaya çıkan durumdan bir başka plan için istifade etmek amacıyla hızla harekete geçti. O da Kudüs’te Yahudileştirme faaliyetlerinin yoğunlaştırılması ve Mescidi Aksa’yı ortadan kaldırma amacına yönelik komploların daha etkin bir şekilde devreye sokulmasıydı. Çünkü Gazze’de ortaya çıkan durumdan dolayı dünya kamuoyunun ve özelde İslâm âleminin dikkatinin bu tarafa yönelmesinin Kudüs’ün gölgede kalmasına yol açacağını dolayısıyla kendisine söz konusu planları devreye sokma fırsatı vereceğini düşünüyordu. Biz bu tehlikeden o zaman ortaya çıkan durumla ilgili değerlendirmelerimizde de söz etmiştik.
Siyonist işgalci tam bir eşkıya taktiğiyle hareket ediyor. Kervanın bir yerine dalış yapıyor. Orada başarılı olamadığı zaman kervanda bulunanların ilgisinin o tarafa yönelmesinden ve eşyalarını kenarda unutmalarından istifade ederek unuttukları eşyaları alıp götürüyor. İşgalci Siyonist devletin bugün Mescidi Aksa’yı hedefleyen planlarını hayata geçirmede bu kadar ilerleyebilmesi de Kudüs’ün gölgede kalmasından yararlanmasıyla oldu. Aynı ihmal Gazze için söz konusu olunca bu kez oraya uygulanan insanlık dışı ambargo tümüyle unutulmuş ve o insanların ızdırapları, acıları dikkatlerden uzak kalmış olacaktı. Bu da gösteriyor ki Siyonist işgalin devamı tehlike ve tehdidin sürmesi demektir. İslâm âleminin yapması gereken kapının birini sağlama almaya çalışırken diğerini ihmal etmek değil tehlike ve tehdide yüklenerek onu tümüyle etkisiz hale getirmek olmalıdır.
Bununla bağlantılı olarak şunu söyleyebiliriz ki Gazze’ye uygulanan ambargo Siyonist işgalcinin Kudüs’teki Yahudileştirme faaliyetlerini ve Mescidi Aksa’yı hedef alan planlarını hayata geçirmesini kolaylaştırmaktadır. O yüzden işgalci Siyonist ambargonun devam etmesini önemsiyor. Dolayısıyla Gazze’ye uygulanan ambargonun devam etmesine yardımcı olan işbirlikçi rejimler aynı zamanda Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya ihanet etmektedirler. Bu ambargonun etkisiz hale getirilmesi için yürütülen faaliyetlere destek verenler de aynı zamanda Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya destek veriyorlar.
Mescidi Aksa’da bugün tehlikenin kapıya dayanmasına yol açan gelişmeler, Gazze saldırısı sonrasında işgal devletinin Kudüs içinde ve çevresinde Yahudi yerleşim merkezlerini artırma planlarını devreye sokmasıyla hız kazandı. Önceden Yahudi yerleşim merkezlerini eski Kudüs’ün çevresindeki arazilere inşa ederek bölgeyi dıştan Yahudi kuşatmasına alan işgalci bu kez söz konusu yerleşim merkezlerine ilaveten hemen Mescidi Aksa’nın yanı başındaki Müslüman mahallelerini yıkarak oralara Yahudi mahalleleri inşa projelerini devreye soktu. Bu kutsal mabedin bitişiğindeki Silvan, Şeyh Cerrah mahalleleri başta olmak üzere muhtelif mahallelerde ikamet eden Filistinlilere evlerinin yıkılacağına dair talimatlar gönderildi. Bazıları da yıkıldı veya asker ve polisin himaye ettiği Yahudi göçmenlerin gasp edip yerleşmeleri sağlandı.
Bir taraftan böyle sözde sivil göçmen saldırısı ve gaspı devam ederken işgalci devletin başbakanı Netanyahu “ulusal tarihi miras listesine alma” diye bir oyun başlatarak İslâm’ın dinî ve kültürel tarihi mirasına Yahudi damgası vurmak için bir kampanya başlattı.
Netanyahu’nun bu kültürel soykırım faaliyeti bir yanda tartışılırken diğer yanda yine sözde sivil Yahudi göçmenlerin Mescidi Aksa’ya yönelik baskınları arttı. Üstelik baskınlarını bu kez kendilerine “turist” süsü vererek ve cinayetlerinde Avrupa pasaportlarını kullandıkları gibi bu kez de farklı Avrupa ülkelerinin bayraklarını kullanarak yapmaya başladılar. Baskınların hemen ardından Mescidi Aksa’nın çok yakınında Harab Sinagogu adı verilen bir havranın açılışı yapıldı.
Üstelik bütün bu oyunlar ve komplolar bu kez çok dar bir zamana sıkıştırıldı. İşgalcinin böyle dar bir zamana bu kadar saldırıyı ve atağı sıkıştırabilmesinin sebebi ise İslâm âleminin sessizliği, duyarsızlığıdır. Çünkü işgalci Siyonistin attığı bir adım karşısında gösterilecek tavır diğer adımla ilgili tavrını belirler. Bu tehlikeli ilerleyişin hedefinde Mescidi Aksa var. Gidişatın sonraki merhalesini de ümmetin, dünya Müslümanlarının ve onların onurunu savunma konumunda olanların tavrı belirleyecektir.
Hatırlatma: Bugün inşallah Cuma namazından sonra Beyazıt’ta Mescidi Aksa’ya destek amacıyla bir gösteri, Cumartesi ve Pazar günleri de Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde Hür Doğu Türkistan isimli bir sempozyum düzenlenecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.