Hekim gözü ile abdest, gusül ve teyemmüm
Su ve toprak; hayattır, hijyendir, temizliktir, sağlıktır, terapidir, tarımdır, ekmektir, ağaçtır, nehirdir, yoldur, peyzajdır, çiçektir, meyvedir ve gıdadır.
Onca gezegenden sadece Dünya’mızda hayatın var olabilmesi, önce Yaratıcı’nın(cc) takdiri, sonra da hem gezegenimizin ve bütün organizmaların; hem hayvanat hem de nebatat yapısının 1/3’ünün sudan, 1/3’ünün ise topraktan imal edilmiş olması ile mümkün kılınmıştır. Dolayısı ile su ve toprağın varlığı büyük ni’met, yokluğu felakettir.
Hayat için bu kadar değerli olan su; kulluğun bir başka gerçeği olan ibadetler için de hikmet doludur. Örneğin:
“Siz ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzünüzü, ellerinizi ve dirseklere kadar kollarınızı yıkayın ve (ıslak) ellerinizle başınızı mesh edin ve bileklere kadar ayaklarınızı da (yıkayın ya da mesh edin). Eğer cünüp olmuşsanız baştan ayağa (iğne ucu kadar kuru yer kalmaksızın) temizlenin (yıkanın!) Eğer hasta veya seferde olursanız, yahut eşlerinizle birlikte olmuşsanız ve su bulamıyorsanız; (temiz) bir toprağa teyemmüm edin, onunla yüzlerinize, el ve kollarınıza mesh edin. Allah size güçlük çıkarmak istemez; lakin üzerinizdeki ni’metini tamamlamayı ve şükretmenizi ister.” (Maide 6)
Hz Peygamber’imiz, asla abdestsiz durmazdı. Ayrıca her namaz için ayrı abdest alırdı.
Bu gibi ayet ve hadisler nedeniyle alimlerin çoğu, her müstakil namaz için ayrıca abdest öngörürler ki bunu biz hekimler, seve seve onaylarız. Çünkü, bu vesile ile biyolojik beden; günde beş kez mikroplardan, mantarlardan, vücudu ezen ve yoran statik elektrikten ve elektromanyetik yükten temizlenir; ki bu da koruyucu hekimlik açısından etkili bir yöntemdir.
Namazın kesin bir rüknü olan abdestten ve teyemmümden İlahi murâd ne olabilir? Neden ni’met ve neden şükür sebebidir? Bakalım:
Abdest, gusül ve teyemmüm; hadesten, necasetten ve bilip bilmediğimiz atık ve sıkıntılardan temizlenmektir. Ancak birinci şartı; sünnete uygun, yani kuru bir nokta kalmayacak tarzda sıkı abdest almaktır. Yani her uzvun en az 3 defa ve derinlere kadar hissettirilecek tarzda etkili yıkanmasıdır. Teyemmümün de mümkünse nemli toprakla yapılmasıdır. Bunun hikmetleri şunlar olabilir:
1- Abdest, gusül ve teyemmüm; arınmadır: Yani bedenen mikrobiyolojik, elektromanyetik ve kimyasal atıklardan; psikolojik stres ve baskılardan, zihni karmaşa, üzüntü ve kısmen de mâsivadan arınmak ve dinginleşmektir. Dinç kafa ile; Rab ile konuşmaya, İlahî huzurda olmaya, O’ndan yardım dilemeye hazırlıktır.
2- Abdest huzur ve mutluluktur: Kiramen Kâtibîn’i ve Hafaza meleklerini de şahit tutarak abdest, gusül veya teyemmüm alan kişi, Rabbinin sevdiği, ama meşakkat saymadığı emri, bir temiz ameli, O’nun rızası için yaptığı psikolojisi ile kendini hem mutlu, hem de güvende hisseder. Bunları idrak ettikçe de şükreder.
3- Abdest ve teyemmüm; statik elektrikten, apokrin salgılardan ve laktik asitten temizliktir; bedenî dinçliktir, diriliktir; tüm organizma ve uzuvlardaki hücrelerde, gün boyu birikerek kişiyi ezen, ağrıtan, en azından yorgunluk hissi veren elektromanyetik yükü toprağa ve metabolik atık olan laktik asidi; hücrelerden çıkarıp dolaşıma aktarmaktır.
Laktik asit; kişinin kendini ve uzuvlarını sıkıp yorması sonucu oluşan asit bir üründür. Statik elektrik veya elektromanyetik yüklenme de benzer sebeplerle biriken ve negatif etkileri olan bir atık üründür.
Kişinin ve ilgili uzvun gevşemesi ile birlikte laktik asit, yakıt olarak kullanılmak üzere kan dolaşımına geçer; anında ağrı ve stres de geçer. Misal; uzunca süre yük taşıyan kolda veya bükülen belde oluşan ağrının sebebi laktik asit ve elektromanyetik yüklenmedir. Abdest veya teyemmüm ve peşinden gelecek olan secdeler; elektromanyetik yükü topraklayarak giderir (Namazın Sırları: Dr. Haluk Nurbaki).
4- Abdestler hem hidroterapi, hem fizyoterapidir. Uzuvlar; su ile tekraren ovuşturulduğunda; suyun termik (ısı farkı), iyonik ve hidroterapötik etkisi ve masaj etkisi ile fizik tedavi alıyor. Böylece abdest uzuvları üzerindeki:
5- Cilt rengi ve kırışıkları düzeliyor, ışıltısı artıyor, yani nurlanıyor. Kişi yaşlansa dahi bu nurlu görüntü devam ediyor.
6- Abdestteki su ile yıkamalar ve ovuşturmalar sayesinde, cilt altındaki kaslar, kirişler ve eklemler, hatta kemikler; ısı ve iyon değişimi ve derin masaj etkisi ile kireçlemeden korunuyor; antrene ediliyor, güçlendiriliyor.
7- Damar kan ve lenf dolaşımı ve sinir ağı aktive ediliyor; durağan kan yüzünden gelişebilecek varis hastalığı tromboflebit, lenfanjit ve ateroskleroz önleniyor veya en azından ötelenebiliyor.
8- Günde en az 5x3 defa genize kadar derince çekilen ve hızla sümkürülen abdest suyu sayesinde; burun boşluklarında biriken mikroplu veya iltihaplı sümük dışarı atılıyor; böylece sinüzit hastalığı, Ozena gibi enfeksiyöz hastalıklar önleniyor veya hafifletiliyor.
Koku alma sinirleri yine genize kadar çekilen su sayesinde antrene ediliyor ve koku duyusu korunuyor.
Ayrıca burun gerisine ve dimağa ulaşan serin su ile beyin ve gözler ve pek çok sinir ve damarlar ve refleksler içten uyarılıyor, antrene ediliyor.
9- Günde 5 defa fırçalama veya misvaklama sayesinde ağız ve diş sağlığı korunuyor. Ayrıca etraftakiler nahoş ağız kokusu ve mikroplarımızdan korunmuş oluyor.
10- Boynun iki tarafını mesh etmekle, yani ıslak dokunuşlarla, aslında boyundaki şah damar üzerine yerleştirilmiş sinir ve hormon istasyonu olan Glomus caroticum cisimcikleri ve sempatik duyu sinirleri refleksif olarak uyarılıyor; buralardan kalkan elektriki sinyal ve salgılatılan adrenalin ve noradrenalin gibi hormonlar sayesinde; beyne giden ve gelen damarların bir anda birkaç kez büzülüp genişlemesi ile beyne daha fazla kan pompalaması sağlanıyor. Böylece hem beyin daha fazla oksijen kalori ile yükleniyor ve uyuyorsa uyanıyor; böylece zorlu bir zihinsel eylem olan tefekküre hazır ediliyor.
11- Koroner arterlerden sonra en sık ateroskleroz ve tıkanıklık oluşan damarlar, beyin arterleridir. Öyle inanıyorum ki, aynı mesh sayesinde söz konusu tıkanıklıklardan, en azından kısmen korunmuş oluyor.
12- Kulak sayvanları, avuçlar ve özellikle ayak parmak araları ovuşturularak, günde beş defa, bütün organlara yönelik bir akupunktur ve refleksolojik tedavi yapılıyor. Kulak sayvanlarından ve ayak parmakları arasından sekrete edilen apokrin salgılar, bakteri ve mantarlar ile karışarak oluşan nahoş kokuyu giderene dek parmak aralarının, biraz zor da ovuşturarak yıkanması ile ve özellikle o andaki gıdıklanma ile beyine refleksif sinyaller gidiyor; yine beyin antrene ediliyor.
Günde 5 kez abdest ve 1 kez duş; yani, uzuvların sıcak veya soğuk su ile ovuşturularak yıkanması; akupunktur veya refleksolojik terapi yerine geçiyor.
Bu sayede, farkında olmadan muhtelif hastalıklar bu yolla önleniyor ve hatta tedavi olabiliyor.
Ayaklar abdestten sonra havlu ile sıkıca ovuşturarak silinirse, nahoş koku ve mantar ve benzeri hastalıkların riski iyice giderilmiş olur; mescidin hijyeni de korunmuş olur..
13- Uzuvları günde 5 defa su ile yıkamak, kişiyi ve etrafındakileri konjonktivit, yani göz iltihabı; pyodermi, yani cilt iltihabı; inluenza ve domuz gribi gribal enfeksiyonlardan; ve sarılık, yani hepatit, iltihabi karaciğer hastalıkları gibi, pek çok bulaşıcı hastalıklarını önlemede bulunmaz ni’mettir.
Nasıl ki namaz ve bazı ibadetler için abdest bir kural ve rükündür; sağlık için de el, yüz, ağız, burun, ayak ve beden temizliği sağlık ve hijyen için ciddi bir kuralıdır.
Hijyenik temizlik sadece doktor ve hemşirelerin değil; hasta bakıcılarının ve hasta ve yakınlarının da, sosyal ortamdaki her kişinin, cami ve mescidlere gelen herkesin uyması gereken bir sağlık kuralıdır.
Öyleyse abdestler, birer şükür ve hamd vesilesi olan birer ni’mettir. Bütün rükünler bizim hayrımız ve iyiliğimiz içindir. Bilir ve tefekkür edersek eğer.
Sonuç olarak namaz için şart olan abdest, gusül ve teyemmüm; aslında sağlığımız için vazgeçilmez şifa kaynağıdır. Basit bir ritüel değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.