Adnan Kaptan... Mekânı Cennet olsun...
Tarih 14 Mart Cuma.. Nedense o gün üzerimde bir tuhaflık vardı.. Gazetedeyim.. Nuri Karahasanoğlu ve Mustafa Kışlacık’la birlikte günlük meseleleri konuşuyoruz..
Telefonum çaldı.. Arayan Yalova Valisi Doç. Dr. Yusuf Erbay’dı.. Kadim dostumuz Vali Bey; üzgün bir ses tonuyla şu sözleri söyledi: “Sami Bey, üzüleceksin ama Adnan’dan kötü bir haber geldi..”
“Hayrola Sayın Valim” dedim, “Ne Adnan’ı, ne haberi?..” Devam etti Yusuf Erbay: “Esenköy Belediye Başkanı Düzce’de trafik kazası geçirmiş, haberler iyi gelmiyor!..” O an işi anladım.. Nuri Bey de benim Vali Bey’le yaptığım muhaberattan neyin ne olduğunu anında çözmüştü.. Gayri ihtiyari; “Adnan da Rahmet-i Rahman’a kavuştu, öyle mi” dediğimi hatırlıyorum.. Evet değerli dostlarım, kardeşim kadar sevdiğim insanlardan biri olan Esenköy Belediye Başkanı Adnan Kaptan’ın hayatının baharında vefat etmesi beni çok üzdü.. Ama elden ne gelir?..
El Hükmü Lillah.. Hüküm Allah’ın.. Vefatından bir gün önce beni aramıştı rahmetli Adnan ve “Sami abi şu an Ankara’dayım, Esenköy’ün su meselesi için koşturuyorum.. Kanalizasyon yapımında işler iyi gidiyor, inşallah suyu da hallediyoruz” demişti... Meğer bu son konuşmamızmış..
Adnan Kaptan’la tanışmam pek eskiye dayanmıyor.. Belediye Başkanı olduğu 2004 tarihinde tanıştık.. Tanışmamıza da bir telefon sohbeti sebep oldu.. 28 Mart 2004’te yerel seçimler yapılmıştı ve AK Parti Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi belediye olarak Esenköy’ü de kazanmıştı.. Aynı yılın Mayıs ayı idi yanılmıyorsam, bir tanıdıktan telefon geldi.. Telefondaki ses yana yakıla konuşuyordu: “Sami Bey, Esenköy mahfoldu.. Bu belediye Esenköy’ü meyhaneye çevirdi.. Adım başı büfeler gazinolar kuruluyor ve bunların hepsine de içki ruhsatı veriliyor.. Lütfen bunun hakkında bir yazı yazın..” Sözünü kesmeden dinledim.. Ardından,“tamam, bakarız” deyip telefonu kapattım.. Araştırmadan, karşı tarafı dinlemeden yazı yazmak, bizim meşrebimize uymaz.. Ve de böyle işlerde tongaya basmayacak kadar tecrübe sahibiyiz.. Ardından da, “Bir konuşayım Başkanla” dedim.. Hem bu meseleyi sorayım, hem de yeni seçildiğinden dolayı da tebrik edeyim..
Bu duygularla telefonu açtım ve karşıma Adnan Kaptan çıktı.. Başladım konuşmaya: “Sayın Başkan, önce sizi Belediye başkanı seçildiğinizden dolayı kutluyorum.. Ama bir de serzenişte bulunmak istiyorum.. Bir duyum aldım, sizin başınızda olduğunuz yönetim bana aktarılan ifadeye göre Esenköy’ü meyhaneye çevirmenin(!) gayreti içindeymiş.. Biz bunu köşemizden yazmadan önce işin mahiyetini sizden öğrenmek istedik.. Ne diyorsunuz?..” Gayet nazik bir edayla; “Sami Bey önce şunu söyleyeyim, ben sizi Esenköy’ün güzelliklerini tanıtıcı yazılarınızdan biliyorum.. Ve sizin gibi bir gazeteci büyüğümle de ne zamandır tanışmayı istiyordum, kısmet bu güneymiş.. Şunu açık bir şekilde ifade edeyim ki, kesinlikle böyle bir şey yok.. İyi ki beni aradınız.. Biz Esenköy’ün içkiyle, kumarla, kötü olaylarla anılmasına kesinlikle müsaade etmeyiz.. Bu bakımdan müsterih olun..” Adnan Kaptan’la tanışmamız böyle olmuştu.. Eğer o sözlere itibar edip telefon açmamış olsaydık, ya da peşin hükümlü bir biçimde çalakalem giydirseydik, yanlış yapardık ve de rahmetli Adnan’la dost da olamazdık.. Adnan bana bir kere “Sami Bey” dedi, o da o günkü telefon konuşmamızda.. Ondan sonra, vefatına kadar onun hep “Sami abisi” oldum.. Dertlerini sıkıntılarını bana açardı.. Sevinçlerini de öyle.. Sık arardı.. İstişareye açıktı.. Esenköy’e bana göre çok hizmeti oldu.. Kimilerine ya da siyasi rakiplerine göre hiçbir şey yapmamış olsa dahi, kanalizasyon ve su meselesine neşter vurması Adnan Başkan’ı Esenköy tarihinin baş köşesine oturtacaktır.. Şu an bu satırları yazarken duygu seli içindeyim.. Rahmetliyle Esenköy’ün esintili yaz akşamlarında limanda yaptığım yürüyüşleri hatırlıyorum.. Kardeşi özer Kaptan’la, Osman özdemir’le, Ahmet Taşçı’yla, Ali Toraman’la, İrfan’la, Cemil’le, Balıkçılar Lokali’nde ne muhabbetler olurdu.. Bir zamanlar insanların yürürken düştüğü bozuk zeminli limanın asfaltlandığı günkü sevincini unutamam Adnan’ın!.. “Getirdiğimiz bankamatiklerden insanlarımızın para çektiklerini görünce mest oluyorum Sami abi” derdi.. Ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan Esenköy’e PTT Bank istediğimiz o gün, bir film şeridi gibi geldi gözümün önüne.. “Abi, yarın Bakan gelecek, sen de yanımda olur musun” dediğinde; “Hay hay Adnan, elbette olurum” demiştim.. Bakan Yıldırım da rahmetli Adnan’ın isteğini yerinde bularak 1 ay içinde Esenköy’e PTT’yi kazandırmıştı.. Hey gidi günler..
Rahmetli Adnan’la, Armutlu Belediye Başkanı Mehmet Birkan’a, Orhangazi Belediye Başkanı Yusuf Korkusuz’a, Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe’ye, İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a, çınarcık Belediye Başkanı Murat Erdoğan’a, çınarcık Kaymakamı Şükrü Kara’ya ve Yalova Valisi Yusuf Erbay’a yaptığımız ziyaretler, Esenköy’ün meşhur Karlık Yaylası’nı, şelalelerini gezip dolaşmamız, daha dün gibi..
Futbolcu Gökmen Yıldıran 2006’nın Ağustos ayında bir antrenman esnasında kalp krizinden vefat etmişti.. Gökmen’in Orhangazi’deki cenazesine de Adnan Kaptan’la birlikte gitmiştik.. Gökmen sevilen bir kişilikti ve cenazesi çok kalabalık olmuştu.. Cenaze dönüşü rahmetli bana şöyle demişti; “Sami abi, Gökmen’i inan ki kıskandım.. Nasıl kalabalıktı öyle?.. Vefat ettiğimizde böyle kalabalıklar keşke bize de gelse..”
Adnan Kaptan, bu sözleri demek ki hasbi bir şekilde söylemiş ki, cenazesine çok insan koşup geldi..
İDO, İstanbul’dan gemi kaldırdı.. Yalova Valisi, çınarcık Kaymakamı, belediye başkanları, milletvekilleri, Bursa’dan, İstanbul’dan, Ankara’dan gelen dostlarına ilaveten, İDO Genel Müdürü Dr. Ahmet Paksoy, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Mutlu, TURYOL Yönetim Kurulu üyesi İbrahim Tüfekçi, İETT Taşıtlar Daire Başkan Yardımcısı Abdullah Kazdal ve daha pek çok isim, Adnan Başkan’ı bu son yolculuğunda yalnız bırakmadılar..
Netice-i kelam; 47 yıllık ömrünü tamamlayan Adnan Kaptan, tüm sevenlerini geride bırakarak “berzah alemine” doğru yola çıktı.. Ve ameliyle baş başa kaldı.. İnşallah sınıfı geçenlerden olur..
Nur içinde yat, kıymetli kardeşim..
Sami abin seni unutmayacak..