Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesi, çok zayıf geliyor hukukun sesi!
Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Daha resmi süreç bile başlamadan dava-toto oynanmaya başlandı. İşte hesaplar yapılıyor, ihtimaller gözden geçiriliyor. 11 üyesi var Anayasa Mahkemesi'nin. Bu hesapları yapanlar, falanca-filanca üyeyi Turgut özal atadı, filancayı Demirel, falancaları da Ahmet Necdet Sezer atadı. öyleyse sonuç şöyle olur falan gibi kesin yargılara varıyorlar.
Evet, Anayasa Mahkemesi "367" kararıyla bir hayli yıprandı ve siyasallaştı ama bu şekilde bir dava-toto oynamak bizatihi sürecin hukuk dışı bir şekilde işleyeceğine dair kesin bir önyargı değil midir? Yani bizim hukuk sistemimiz bu kadar temelsiz midir? Yüksek Mahkeme diyoruz. Yüce Divan diyoruz, Anayasa Mahkemesi diyoruz.
Orada görev yapan yargıçların kesinlikle hukuktan, adaletten sapmayacağını varsayıyoruz! Şimdi "Sezer'in atadığı 8 üye var, öyleyse bunlar kesin AK Parti aleyhine karar verecektir" dersek hukukun bu ülkede katledildiğini peşinen kabul etmiş oluruz. Bu yorumu yapanlar, belli ki "367" kararının etkisinde kalmıştır. Peki ya Yüksek Mahkeme yargıçları? Onlar bu durumdan memnunlar mı?
Gazeteleri ellerine aldıklarında kendilerinin böyle bir sınıflandırmaya tabi tutulması onları rahatsız etmiyor mu?
Ayrıca böyle bir ayrım yapmak yargıyı etki altına almak anlamına gelmiyor mu? "Hukukun üstünlüğü" evrensel bir ilke.
Maalesef bir ülkede adalet duygusu zedelenmişse, artık o ülkede sağlıklı bir devlet yapısından bahsedemeyiz. İşin bu noktaya gelmesini sağlayanlar, maşeri vicdanda büyük yaralar açtı.
Bir gün emekli olduklarında elbette bunun muhasebesini yapacaklardır.
Bir meslektaşımız şimdiden AK Parti'nin kesin kapatılacağını yazdı. Aynı şahıs, Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde bir milyon ihtimal çankaya Köşkü'ne çıkacağını da yazmıştı. Ama bizde ne de olsa sallama yorumlar unutulur.
Şimdi AK Parti kapatılırsa arkadaş "büyük yazarım" diye övünecek. Erdoğan konusundaki sallamasını kimse hatırlamıyor ne de olsa...
Son bir söz de Başbakan'ın dediği gibi dava açıldı diye zil takıp oynayanlara: Hep söylüyoruz, demokrasi herkese lazım. Bugün ona, yarın sana, bir başka gün bana...
Evet, Erdoğan'ın da hataları olmuş olabilir. özellikle kendisine yönelik eleştirilere karşı acımasız tutumu, basit bir karikatürü bile dava etmesi falan...
Başka partilerin kapatılmasına ses çıkarmamış da olabilir. Ama bütün bunlar, zil takıp oynamak için mazeret midir?
özgürlük anlayışımız bu kadarsa yazıklar olsun bize...