Hızır A.S.
- Bunlar, kendilerine geldiğimiz, bizlere yemek yedirmeyen ve bizleri konuklatmayan bir kavimdir. Sen onların yıkılmaya yüz tutmuş olan duvarına geldin de onu doğrulttun! İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın, dedi. O zât:
- İşte bu, benimle senin ayrılışımızdır. Sana üzerinde sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim, dedi. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz kıssayı buraya kadar hikâye ettikten sonra:
"Ne olurdu sabredeydi de, aralarında geçecek haberlerini ALLAH Teâlâ bize kıssa yapaydı." buyurmuştur. (Buhari, Enbiya: 27, İlim: 44; Müslim, Fezail: 170, A.b. Hanbel, 5/118)
Kıssayı bir de Kehf sûresinden okuyalım:
"Bir vakit Musa genç adamına demişti ki: Durup dinlenmeyeceğim. Tâ iki denizin birleştiği yere kadar varacağım, yahut senelerce yürüyeceğim."
Tefsirlerde, Hz.Mûsâ (A.S.)'nın genç adamının, Yûşâ b. Nûn (A.S.) olduğu, Yûşâ (A.S.)'nın Hz.Mûsâ (A.S.)'ya hizmet ettiği, O'ndan ilim öğrendiği rivayet edilmektedir. Ayet-i kerimede sözü edilen iki denizin hangi denizler olduğuna dair bir açıklık yoktur. Bunların Hazar Denizi ile Karadeniz olduğu, yahut Nil Nehri'nin Sudan'daki iki kolu olan Beyaz Nil ile Mavi Nil olabileceği ifade edilmektedir. Bir başka anlayışa göre bu iki denizden biri Hz.Mûsâ (A.S.), diğeri de Hızır (A.S.)'dır. Çünkü Hz.Mûsâ (A.S.) zahir âleminin, Hızır (A.S.) da bâtın âleminin denizidir.
"Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti."
Rivayete göre genç bir yakını ile Hz.Mûsâ (A.S.), bu yolculuğa, ALLAH Teâlâ tarafından, kendisinden daha bilgili olduğu haber verilen Hızır ile buluşmak için çıkmıştı. Yanlarında bir de cansız balık vardı. Bu balık ALLAH Teâlâ'nın kudreti ile nerede canlanır, denize sıçrayıp giderse bu, Hızır (A.S.)'ın orada olduğuna işaret olacaktı.
"Buluşma yerlerini geçip gittiklerinde Musa genç adamına: Kuşluk yemeğimizi getir bize. Hakikaten şu yolculuğumuz yüzünden başımıza epeyce sıkıntı geldi, dedi.
Genç adam: Gördün mü! dedi, kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti."
Burada Hz.Mûsâ (A.S.)'nın genç arkadaşına şaşkınlık veren, ölmüş bir balığın; bir mucize neticesinde canlanarak denize akıp gitmesidir. Bu mucizenin tahakkuk ettiği yer, Hızır (A.S.)'ın bulunduğu yer idi. Hz.Mûsâ (A.S.) bunu bildiği için adamına, balığın canlanarak denize girmesi halinde bundan kendisini haberdar etmesini tenbihlemiş, fakat bir kayanın yanında istirahate çekildikleri ve belki de Hz.Mûsâ (A.S.)'nın uykuya daldığı bir sırada balık denize sıçradığı halde adam haber verme görevini unutmuş, biraz daha ilerleyip, Hz.Mûsâ (A.S.), yemekten bahsedince arkadaşı balığın denize gittiğini hatırlatmıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.