Serdar Demirel

Serdar Demirel

Nekbe’nin 62. yılında İsrail’in kimlik krizi

Nekbe’nin 62. yılında İsrail’in kimlik krizi

Filistinliler, maruz kaldıkları etnik temizlik ve kitlesel tehciri “Nekbe” diye isimlendiriyorlar. Her ne kadar 62 yıldır yaşanan acıları nekbe kelimesi taşımaktan aciz olsa da, Nekbe işte.
Nekbe’yi üreten sistem ise tam bir mühendislik projesiydi. İsrail’in varlığını açıklayabilen belki de tek kelime; “proje”.
Çünkü doğal nedenlerle tarih sahnesine çıkmış bir devlet yok karşımızda. Siyonist hareketi biraz olsun okumuş herkesin bileceği bir husustur bu. Projenin kurucu babası Theodor Herzl (1860-1904), Yahudilerin mesih inancını seküler kalıplara dökerek tarihî Yahudi acılarından sorumlu olmayan bir halkın toprağının gasbına dayalı modern ırkçı bir devlet projesi üretmişti.
Herzl’in Viyana’daki mezarı siyonist devlet kurulduktan sonra 1949’da Kudüs’e taşındı. Adını Herzl tepesi koydukları yere. Bu da o projenin bir gereğiydi.
Proje, özünde toprak gasbını, toplu tehciri esas almıştı. Nitekim öyle de oldu. Deir Yasin katliamı 1948’de bu zeminde icra edilmişti meselâ. O gündür bu gündür İsrail yayılmacı politikalar güdüyor. Filistinlileri parça parça göçe zorlayıp topraklarını parça parça gasbediyor.
Onar yıllık tarihî dönemleri esas alarak Filistin haritasını açıp baktığınızda toprakların nasıl yutulduğunu görebilirsiniz. Sürekli toprakları azalan Filistin karşısında sürekli toprakları genişleyen bir İsrail haritası... Dünya hegemonlarının desteğiyle Filistin denilen açıkhava hapishânesinin köy köy, kasaba kasaba birbirinden nasıl tecrit edildiğinin haritasını yani. Bir köyden diğer köye gidişin de izinlere bağlı olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Geçenlerde Filistinli bir öğrencim şöyle demişti. Gazze’ye 20 km. uzakta bir kasabada dünyaya geldim, ama hâlâ Gazze’ye gitme imkânını bulmuş değilim. Bu acı beyandan da yerleşim alanlarının birbirinden nasıl tecrit edildiğini anlayabilirsiniz.
Uluslararası medyada sık sık duyduğumuz “Filistin Toprakları” bir komedi olsa gerek. Zira işgal altındaki o topraklar, 27 binin üzerinde adadan oluşan Endonezya haritasını andırıyor; kopuk kopuk...
İsrail bugüne kadar azar azar yuttu o toprakları. Birbirinden ayırarak, zamana oynayarak, unutturarak ve fakat sürekli olarak. Her defasında kontrollü kriz çıkartıp iki adım ileri, bir adım geri taktiğiyle. Bunun sonucu olarak Filistinlilerin yüzde 75’i Filistin dışında, mülteci kamplarında vs. yaşıyor bugün.
İsrail bir proje, evet. Ancak bu projenin önünde şimdilerde büyük engeller var: Dayatılan projeyi reddeden bir halk, direniş hareketi, İsrail’in liderlik bunalımı ve kimlik krizi. Buna Filistin meselesinde daha duyarlı hâle gelen dünya Müslümanlarını da eklemek gerek.
Filistin halkının projeyi kabul etmeyişini ve direnişini biliyoruz. Liderlik ve kimlik krizinden kasıt nedir meselesine gelince. Siyonizmin ilk kuşak lider kadrosu bugün hayattan çekilmiş durumda. Ariel Şaron o kuşağın en son lideriydi. Siyonist projeye inanmış ve kendisini ona adamış güçlü bir liderdi.
Hâlihazırdaki liderler ise ikinci kuşak liderler. Aralarında Yahudileri aynı ülkü etrafında toplayacak, motive edecek güçlü bir lider yok. Bu hususun ıskalanmaması lâzım.
Bunun yanında dünyevîleşmiş, seküler ve yorulmuş ırkçı bir halk var. Savaşmak istemiyorlar. Dinî inançları güçlü Yahudiler ise azınlığı oluşturmakta. Yani tahrif edilmiş dinî metinlerin desteklediği “Vaad edilmiş Topraklar” hurafesine Yahudilerin büyük bölümü inanmıyor bugün.
Bu kimlik ve liderlik krizinin önce kalplerde sonra da siyasi hayatta ateşlediği bir korku var. O da; “İsrail varlığını sürdürebilecek mi?” Medya bunu tartışıyor. Bu korku İsrail yöneticilerini de alarma geçirmiş durumda. Panik yaşıyorlar. Panik derinleştikçe de daha agresif yöntemlere müracaat ediyorlar.
Netanyahu’nun son dönemde Kudüs’ü Yahudileştirme ve Mescidi Aksa’yı ele geçirme planlarına ağırlık vermesinin temelinde, semboller üzerinden dağılan Yahudi birliğini sağlamak ve kimlik krizini çözmek var.
Ancak sonuç İsrail’in lehine değil. Irkçı politikalardan medet umdukça yanlızlaşmaya devam edecek. Türkiye-İsrail arasında yaşanan gerilim de bunun tabiî bir sonucu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi