Bu nasıl bir mukavemettir!
Referandum 12 Eylül’de...
Ramazan Bayramının hemen ertesi günü...
Neden? YSK, referandum süresini 60 güne indiren yasayı, yani Meclis kararını dikkate almadığı ve eski yasaya göre 120 gün saydığı için...
Demokrasi eğer kuvvetler ayrılığı ise, bu ülkedeki yönetim şekline nasıl demokrasi diyeceğiz peki?
***
Yargı, yasama ve yürütmenin kararlarını dilediğinde geçersiz kılabiliyor pekâlâ...
Meclis kanun çıkarıyor, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor.
Meclis anayasa değişikliği yapıyor; Anayasa Mahkemesi şekil yönünden inceleyebileceği açık hüküm olmasına rağmen esasa girip değişikliği iptal ediyor.
Meclis referandum süresini yasayla kısaltıyor; YSK yorum yaparak yasayı değil, eski yasayı dikkate alıyor.
Hükümet özelleştirme yapıyor; Danıştay iptal ediyor.
Listeyi uzatmak mümkün...
***
Bu ülkede, 3 temel erkten yürütme, “yürütememe” hâline gelebiliyor pekâlâ...
Yargı gerek gördüğünde yasamanın, gerek gördüğünde yürütmenin yerine geçiyor.
Özellikle AK Parti iktidarıyla belirginleşti bu yetki tecavüzü hâli...
Yargıçların kendilerini rejimin bekçisi ve devletin tarafı olarak tarif etmekten gocunmadığı bir ülkede, yargı da gerekli gördüğünde seçilmiş Meclis’e ve hükümete müdahale etme hakkını kendinde görüyor.
Bunlar için -kimi zaman akıllara zarar da olsa- hukuki kılıflar da buluyor.
Kanadoğlugiller hukuka takla attıracak formüller üretiyorlar.
***
Oysa mevcut statüko değişecek; müesses nizam çağın ve insanların gereklerine uygun hâle gelecek.
Bürokratik elitin ve rejimin ideolojik muhiblerinin canhıraş çabaları değişimi biraz geciktirmekten başka bir işe yaramıyor.
Her gecikme ise ülkenin, toplumun enerjisinden çalıyor aslında...
YSK süreyi 120 gün yapınca, Anayasa Mahkemesinin muhtemel iptali için yeterli süre oluştu.
Diyelim ki AYM de değişikliği iptal etti.
Ne olacak yani, her şey eskisi gibi devam mı edecek zannediliyor?
Çağın ve toplumun talebini daha ne kadar yok sayacaklar ki?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.