17 Mayısı Unutmayalım, Unutturmayalım!
Her Milletin tarihinde unutulmaması, hatta unutturulmaması gereken bazı tarihler vardır. Kuşkusuz bu Milletin tarihinde de unutulmaması gereken pek çok olay mevcuttur. Eğer bu çok önemli hadiseler unutulursa Millet olma vasfı da zamanla zayıflayıp bizi biz yapan değerler erozyona uğrar maazallah.
Anadolu’nun bu Millete yurt olduğu tarih ve mücadelesi önemlidir ve unutulmamalıdır. Haçlı batı ittifakına karşı verilen hayat mücadele unutulmamalıdır. İstanbul’un feth olunduğu çağ açan hadise önemlidir ve unutulmamalıdır. Çanakkale’de yedi düvele karşı verilen destansı mücadele çok önemlidir ve nesillerimize asla unutturulmamalıdır. Kurtuluş savaşında bu Milletin, her türlü yokluğa rağmen verdiği ölüm-kalım mücadelesi çok önemlidir ve unutulmamalıdır. İşte yakın tarihimizde unutulmazlar listesine giren olaylardan biride 17 Mayıs 2006 tarihinde yaşanan ve üzerine çok şey söylenen derin Danıştay baskınıdır.
Cumhuriyet, Milletin iradesini esas alan bir yönetim biçimidir. Demokrasi ile taçlandırılmış cumhuriyet ise bugünün yükselen değeridir. Türkiye Cumhuriyeti de anayasada ifade edildiği gibi Demokratik bir Cumhuriyettir. Meclisimizin alnının çatına daha ilk günden beri kazınmış olan “Hâkimiyet, Kayıtsız Şartsız Milletindir” cümlesi ise asıl temel felsefeyi, kuruluş felsefesini ortaya koyar. O mücadeleyi verenler ve büyük mücadele sonunda o meclisi kuranlar yeni dönemin olmazsa olmazını bu şekilde kayt altına almışlardır. Yani zımnen bundan sonra bizim gösterdiğimiz hedef dışına çıkmayın demişlerdir.
Bu durum ilk meclis tarafından böylece kayt altına alınmıştır ama ilk ihlaller de bir süre sonra yaşanmaya başlanmıştır. Millet iradesini uygun görmeyen zihniyet “Hâkimiyet, Kayıtsız Şartsız Milletindir” ibaresini’de görmezden gelmiştir. Kısaca ben yaptım oldu mantığı ile hareket etmiştir. Bu ve benzeri badireler hep atlatılmış ve nihayetinde bugüne gelinmiştir. Ülkenin yönetimi, ne yazık ki Millet iradesine saygısız olanlar tarafından sürekli ihlallerle ve ihtilallerle nefes alamaz hale getirildi. Millet her beş yılda, bazen daha kısa sürede seçime giderek bu saygısızları kovduysa da, onlardan yakasını bir türlü kurtaramadı.
İşte bu saygısız güruhun son marifetlerinden biride 17 Mayıs 2006 da yaşandı. Milletin iradesine saygısız olan bir kısım, yine bu necip Milleti ekmeğini yiyip, suyunu içen nasipsizler Milleti bir kaşık suda boğmak istediler ve bu menfur baskını taşörenlerine ısmarladılar. Bu provokasyonun selameti için her türlü tedbiri de aldılar. Güvenlik kameralarını bakım bahanesi ile durdurdular, bir gün önce yapılan keşif kayıtlarını da silerek işi hallettiklerini sandılar. Millete gerçekleri herkesin anladığı dilden anlatan Anadolu’da Vakit gazetesini de zan altında bırakmayı ihmal etmediler. Yapılan hesaba göre bir taşla on kuşu birden vurmayı düşündüler. Ama bu planları yaparken bir başka plan yapıcının daha hesabı olabileceğini akıllarının ucundan geçirmediler. Tabiî ki Katil yakalanınca ummadıkları başlarına geldi ve paniklediler.
Eğer katil bir kahraman polis tarafından yakalanmasaydı galiba son halka Danıştay olacaktı ve bu bahaneyi bekleyenlerde daha önceki yaptıkları gibi muratlarına ereceklerdi. Ama şükürler olsun ki Mevla, bu mahzun ve mazlum Millete ördükleri çorabı, yine örenlerin başına geçirdi. Gözü dönmüş güruh bu tarihte yaptığı katliamı başörtüsü dolayısıyla kökten dinci bazı gençlerin yaptığını, hatta bunların mevcut hükümetten cesaret aldığını, bu gerici hükümet olmasa ülkenin güllük gülistanlık olacağını yazdılar çizdiler. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına ve bakanlarına hücum ve hakaret ettiler, Kocatepe camiindeki cenaze töreninde de linç etmeye kalkıştılar. Şimdilerde anlaşılıyor ki bu olay hiçte zannettirilmek istendiği gibi bir irticai eylem değil, bir provakasyon, bir ihanet planı, bir alçak kurgu imiş. Yüce mevlada bu milleti bu hainlerin tuzaklarından korumuş. Ona nihayetsiz şükürler olsun.
Ama bizler bu tarihi ve vatan millet düşmanlarını asla unutmamalıyız ve mutlaka onları layık oldukları cezalara çarptırmalıyız. Unutur ve dikkat kesilmez isek bu alçaklar bizi ve nesillerimizi bir kaşık suda boğma planları yapmaya devam edecekler. Buradaki duamız ise şöyle olsun. Allahım, sen bizi bu zalimlerin zulüm ve desiselerinden, plan ve provokasyonlarından koru, planlarını boz ve kendi başlarına geçir… Âmin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.