Oyunun tahlili 1
Sahnede bir oyun var. Deniz Baykal, bir günahından dolayı harcandı. Harcanması günahkâr olduğu için değil. Olay yeri gelince kullanıldı. Operasyon, AK Parti’nin şahsında Türkiye’ye karşı. Türkiye, bölge devletliğini de aşıp dünya oyun kuruculuğuna gidiyor. Bu bir yerleri rahatsız edecekti. Onun için bel altı savaşı başladı.
Başbakan, Davos’tan atom bombasına kadar haklı gerekçelerle İsrail’i eleştiriyor. Fakat suçlamanın muhatapları bir şey yapamıyor, bir efsane yalpalıyordu.
Yurt içinde icraatlar sağlam gidiyor, halk başbakanı çok seviyor.
İslam âlemi de Türkiye başbakanını çok seviyor.
Dünya liderleri ile münasebetleri fevkalade yüksek.
Ona bir şey yapılamayınca dış servisler çirkin, hırçın ve iftiralara dayalı politika üretemeyen ana muhalefete yöneldiler. Bu kaset olayı böylece çıktı. BDP’nin en çok kendine yarayacakken parti kapatmayı zorlaştıran maddeye destek vermemesi tesadüf değildir. Kılıçdaroğlu’nun ilk günden baraj vaadi bunun neticesidir. Olayın Rusya ve İran’la enerji anlaşma ve arabuluculuklarına denk gelmesi de öyle. Avrupa’da bazı devletler ekonomik sıkıntılar yaşarken Türkiye ekonomisinin dünyada konuşulduğu günlere denk gelmesi de keza yine öyle.
Kemal Kılıçdaroğlu aday olmayacağını tekrar tekrar açıkladı. Baykal’a en fazla genel sekreter Önder Sav -Peygamberimize dil uzatmaya kalkışan şu Podgorni soğukkanlılığındaki adam- sahip çıktı. Sonra tam ters istikamete dönerek bu defa teşkilatı Kılıçdaroğluna yönlendirdi. Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu yalnız kalınca kendi kendine ben neymişim de haberim yokmuş diyordur. Halbuki o bir aktör değil. Kasetle beraber ortaya çıkan tiyatroda her hangi bir oyuncu.
Bu alevi ve Zaza politikacı, Onur Öymen’in Alevilere yönelik faşizan tavsiyesi karşısında mağdur Alevileri savunan en ufak bir varlık gösterememişti. Mazide de bir sermaye yok. 1992-99’lu yıllarında SSK genel müdürü olduğunda SSK yüzde 350’lerde zarar etmiş, bir çok da yolsuzluklar yaşanmıştı. Onun bütün sermayesi iki tv programında rakiplerinin düşük performansda olmalarından ibaret. Böylece başbakan olunsaydı Necdet Calp, muradına ererdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başında kalıcı olacağını düşünmüyoruz. Bütün sır şurada. O aday olmayacağım derken kendisini bir aslan olduğuna kim inandırdı? Bu ikna edenin bulunmasıyla işin sırrı çözülecektir.
Tabii ki kuvvetli, bir muhalefetten Türkiye kazanır. Başbakanlığa layık, temsil kabiliyetine sahip, kültürel donanımı yüksek bir ana muhalefet lideri Türkiye’nin kazancıdır. Ama mevzubahis kişide bunların hangisi var? Hatta Kemal Kılıçdaroğlu, hangi yönü ile Deniz Baykal’dan ileridir? Baykal liderdi. Kılıçdaroğlu ısmarlama bir genel başkan. Kongrede yeni olarak ortaya hangi fikir ve projeyi koyabildi? Hâlâ gardrop devrimciliği. Bitpazarından alınmış intibaı veren kasket takarak halkçı olma ucuzluğu. Hâlâ ideolojik sol ve bunun bayat söylemleri. Bir de Atatürk istismarı. Bir fani bu kadar mı rahatsız edilir? Merdiven altı kızlarını görüp de bütünü yok sayma aldatması.
Kerhen verilen destek bu kadar olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.