İnternet evliliği
Arzu etmediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Müslüman’ın mahallesinde satılan salyangozlardan alalım mı, almayalım mı diyoruz. Ortam onların ortamı, söz söyleme hakkın yoktur. Hataların tamiri ve telafisi yoktur. Her şey dibe vurmuş. Ele alınacak, şu doğru şu yanlıştır denecek tarafı kalmamıştır. İnancınla yaşayanı mukayese edemezsin, inanılıyor mu, inanılmıyor mu bilemezsin. Her iş ferdin gayreti ve ferasetine kalmıştır.
Böyle bir ortamda yaşıyorsun. Aile fertlerini koruma durumundasın. İş ve eş bulmakla yükümlüsün, iş bulma durumunu halletsen de eş bulmada problemler yaşıyorsun. Ebeveyn olarak bazı düşünceleri günyüzüne çıkarayım derken, çocukların “Biz internetten beğendik, evlenmeye karar verdik bizi evlendirin” teklifi ile karşı karşıya kalınıyor.
Zaman ve zeminde her şeyle karşılaşılıyor. İnternet çıkmadan önce de birçok hadiseler olmuştu. Dini eğitimli, prof, doçent ve uzman arkadaşlarımızın önüne “Ben bu kızı alacam, bu oğlanla evlenecem” diyen çocukları çıkmıştı. Nice babalar reddedilmiş, nice evlatlar evden uzaklaştırılmıştı. Onun sancısı hâlâ geçmedi. Dede, torun arasında meseleler yaşanıyor. Torun neden sevilmediğinin sualini; dede, neden ayrı olunduğunun hıncını taşıyor.
Bugünkü mesele yeni bir meseledir. Her ev kültür mekanizması, her evde bir fuhuş penceresi var. İnternet ortamında evlenmeler, gelin-güveyi, karı-koca olunuyor. Dünyanın bütün kepazelikleri yerlerde sürükleniyor. Bunlar, bizim kızımız ve oğlanlarımız. Anne ve babaya da biz evleneceğiz bizi everin payesini veriyorlar.
Bugün böyle, yarın daha da gelişecek. Dünya devletleri gözümüzün önünde, anne bilinmiyor, baba tanınmıyor, toplum yetiştirme yurtlarından yönetiliyor. Bizde de adım adım buna gidiliyor. Bu hale gelmeden dinin müsaade ettiği değerlendirmeleri yaparak çıkış noktaları arayalım, Dinimizde:
1) Evliliklerde kadın ve erkeğin birbirini görmesi bir esastır. Öncesinde ise başbaşa kalması haramdır.
2) Bugünkü internet ortamında, kadın ve erkeğin başbaşa kalınması yanında cinsel içerik olarak her şey ortaya dökülmektedir. Fiili zina olmasa da şeytanın ortaklığında buluşma gerçekleşmekte, duygular ve hisler uygun olursa evliliğe karar verilmektedir. Bu durum;
a) Meşru zemin zorlanmadan tanışılıp, aileye evlendirin müracatı yapılmışsa evlilikteki tanışma dibacesindeki meşruluk yürürlüğe girer.
b) Meşru zemini aşıp şehvet zemininde yer bulmuş sonra da anne ve babaya müracaat edilmiş ise, Hz. Ebu Bekir’in fetvası uygulanır. Hadise şöyledir:
Hz. Ebu Bekir mescitte dinlenirken bir adam yanına gelir. Kendisine misafir olan bir erkeğin, kızı ile zina yaptığını söyler. Hz. Ebu Bekir:
- Önce had vurulmasını, sonra da nikâh yapılmasını emreder.
Hz. Abbas’a bu hadiseden sorulunca:
- Bu işin evveli zifah (zina) sonu ise nikâhtır. (Ebu Davud, 8-74)
Toplumumuz hızla bu ortama kaymaktadır. Her gencin bir arkadaşı vardır. Arkadaşlık sınırları ise, gençlerin, gözleri, dilleri ve elleridir. Bildiğimiz bir şey varsa, her evdeki bilgisayar kültür hazinesi olduğu kadar, bir şehvet tuzağı olduğudur. Bu bilgi çerçevesinde çocuklarına sahip çıkmalı, geleceğinin önündeki engelleri kaldırmalısın. Ya da internet evliliğine hazır olmalısın.