27 Mayıslar darbesiz, entrikasız olsun!
Bugün 27 Mayıs... Tam elli sene önce bugün, Türk siyasi hayatını bütünüyle altüst eden ve on yıllarca da etkisi süren, o meş’um askerî darbe vuku buldu. 1980’de başka bir askerî darbe gerçekleşene kadar, “Anayasa ve Hürriyet Bayramı” diye yutturulmak istenen, 27 Mayıs Darbesi hakkında; bugüne dek çok şey yazılıp çizilmesine rağmen, hâlâ daha bu felaketin yol açtığı tahribatın yeterince anlatıldığı ve anlaşıldığını söylemek mümkün değil.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplin ve hiyerarşik yapısını tümüyle ortadan kaldıran, bu başıbozuklar hareketi sonrasında devrin cumhurbaşkanı; başbakanı, bakanları, milletvekilleri, muvazzaf ve emekli genelkurmay başkanları, Kurtuluş Savaşı kahramanı paşalar vs. insanlık dışı muameleye tabi tutuldular, içlerinde bakan ve valilerin de olduğu bazı kişiler; dayanılmaz baskı ve vahşi işkenceler sonucunda, intihar diye açıklanan şüpheli ölümlere maruz kaldı.
Daha da ötesi, dünyada eşi benzeri görülmemiş garabet ve saçmalıklarla dolu, sözüm ona yargılama neticesinde; Türk halkından tam üç defa iktidar yetkisi almış olan, merhum Adnan Menderes ve bakan arkadaşları Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan idam edildi. Uydurma Yassıada Mahkemesi’nin vermiş olduğu diğer on iki tane idam kararı ise müebbet hapse çevrildi...
Evet 27 Mayıs’ın siyasi, sosyal ve ekonomik hayatımızda açtığı derin yaralar ne yazık ki, hâlâ kapanmış değil. Zira daha sonraki yıllarda da, 27 Mayıs Cuntasının izinden giden başka cuntalar, defalarca siyasi ve ekonomik istikrarın temeline dinamit koyan muhtıra ve müdahalelerden geri durmadılar. Bunun neticesi olarak, demokrasimiz gelişmedi; toplumsal barış ve ekonomik kalkınma yeterince sağlanamadı.
Evet... Artık 27 Mayısların; 12 Martların, 12 Eylüllerin, 28 Şubatların, 27 Nisanların darbesiz; entrikasız, gerilimsiz, yani normal takvim günleri olmasını istiyoruz. İktidarların el değiştirmesi, milletin kararıyla ve seçim sandıklarında gerçekleşmeli. Siyasi partilerin kongreleri, kurultayları; entrikasız, komplosuz ve korkusuz cereyan etmeli. Siyasetçiler ikide bir bayramlık ve idamlık gömleklerden bahsetmek durumunda kalmamalı!..
Bu çerçevede, tam üç hafta aradan sonra dün ilk defa Meclis’e giden Deniz Baykal’ın başına gelenleri ve olağan olarak planlandığı halde; bir kasetle olağandışı şartlara taşınan CHP Kurultayını, her yönü ile mercek altına almak gerekiyor... Normal zeminde ve yalnızca demokratik şartlarda yapılması gereken bir kurultaya, siyaset dışı unsurlar ve entrikalar karıştığı takdirde, bir gecede her şeyin nasıl da altüst olduğunun işte en son örneği! Vahşi rekabet ve husumet üzerine kurulu siyaset hiç kimseye fayda getirmez.
Bu arada dün, parolayı bahane ederek Başbakana hakaret eden astsubayın ordudan ihraç edilmiş olması; demokrasi ve hukuk devleti adına çok olumlu bir gelişme idi. Aynı şekilde Ergenekon soruşturmasının tamamen hukuki zeminde, aksamadan devam ettirilmesi, gelecek adına ümit verici bir durumdur.