Okullar erken kapansa
Havalar ısındıkça, okullarda ders işlemek günden güne zorlaşıyor. Derslik denen odalarda klima yok çoğunlukla. Her okul zengin değil ki. Kiminde vantilatör bile bulunmuyor.
Güneş vurduğu zaman, çocuklarda görülen gevşeme, derslerin komedi programına dönüşmesine yol açıyor bazen.
*
Öğretmen "Türkiye'nin bölgelerini say" demiş.
Çocuk parmaklarını da sayarak, bölgeleri sıralamış:
Bir Marmara Bölgesi, iki Karadeniz Bölgesi, üç İçanadolu Bölgesi, dört Ege Bölgesi, beş Akdeniz Bölgesi, altı Göller Bölgesi, yedi Bikini Bölgesi.
*
Böyle bir cevap üzerine, sınıfın ne hale geleceğini düşünün.
Neyse ki toplam bölge sayısının yedi olduğundan haberdar.
Yoksa saymaya devam ederdi.
*
Bu ne demektir?
Sıcaklar çocukların beynini fena halde etkiliyor demektir.
Ders işlemek istemediklerini, konulardan iyice koptuklarını belli etmenin yolu, makaraya sarmak...
Zaten öğrencilerin bir kısmının aklı derste değil, başka yerlerde.
Bir de güneş bastırınca, derslere odaklanmak mesele.
Sıcakların artacağı, son bilmem kaç yılın en sıcak günlerinin yaklaşmakta olduğu söylentisi de ayrıca etkiliyor tabii.
*
Okulların kapanmasına daha üç hafta var.
Bu üç hafta içinde hangi okullarda ne kadar ders işlenecektir, merak ediyorum.
Mayıs bittiğinde okullar da kapıya kilit vursa, ne güzel olur.
Adet yerini bulsun diye, usulen okula gidip gelmelerden kime ne fayda çıkar?
Bu bendenizin fikri erenler.
İsterseniz bir de öğretmenlere, idarecilere ve öğrencilere sorun.
Bakalım ne cevap alacaksınız.
*
Haylaz öğrencinin saydığı bölgelere bakınca, dün gönderilen bir mesajdan da bahsetmek uygun olacak sanıyorum.
Yerel Gündem'den muzip bir arkadaş, Baykal'ın yat aldığı haberiyle ilgili bir "grafikatür" göndermiş.
Baykal'ın gülen bir fotoğrafı yanında, yatta güneşlenen bir hatun yer alıyor.
Altında şöyle bir yazı: "Deniz Baykal'ın 340 bin dolara yat aldığını duyan kızlar yata gelip güneşlenmeye başlamışlar bile!"
Kendi imzasını da eklemiş: Yusuf İnan.
*
Hâlbuki Deniz Baykal, üç hafta sonra geldiği Meclis'te gazeteciler çevresini sardığı zaman, yat almadığını hiddetli ve şiddetli ifadelerle açıkladı.
Öyle bir şeyi hayal dahi etmediğini söyledi.
Fotoğraflarla montaj yapan o arkadaş, gazeteciler ve ajanslardan başka, bir de Deniz Baykal'a göndermiş o mesajı.
Bunun mizah olduğu ve Baykal'ı fotoğraftaki gibi güldüreceği belli de...
Keşke Sayın Baykal, geçen haftaki kaset iddialarını da aynı tonda reddedebilseydi.
Komplo momplo demek kurtarmadı...
Komplo olduğuna komple katılıyoruz ama keşke "Ben değilim" deseydi ve söylediği kesin doğru olsaydı. Baksanıza, kala kala Kemal Bey'e kaldık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.