Serdar Demirel

Serdar Demirel

Tıbb-ı Nebevî hadislerinin hükümleri

Tıbb-ı Nebevî hadislerinin hükümleri

Tıbb-ı nebevîye dair vârid olan hadisleri iki kategoriye ayırabiliriz; şer’î olan ve dolayısıyla hüküm ifade eden hadisler ve şer’î olmayan ve dolayısıyla bağlayıcı olmayan hadisler.
Hz. Peygamber’in itikad, ibâdet, muamelat ve çeşitli durumlara dair ahkamla ilgili öğretileri irşad eksenli olduğu gibi ilk kategoriye giren tıbb-ı nebevî hadisleri de irşad ve tebliğ eksenlidir.
İkinci kategoriye giren tıbb-ı nebevî hadisleri ise teşrî ve irşad niteliği taşımadığından, bu tür hadisler, “Siz dünya işlerinizi daha iyi bilirsiniz” (Muslim: 4/1836) hadisi kapsamına girer. Bu kategoride aslolan deney ve tecrübedir, alanın uzmanlarının verecekleri kararlar ve tavsiyelerdir.
Bu tür durumlarda Kur’an’ın, “Bilmiyorsanız zikir ehline/bilenlere sorun” (Nahl: 16/43, Enbiya: 21/7) öğretisini hatırlamak gerekir.
Şer’î olan tıbb-ı nebevî hadisleri çeşit çeşittir ve farklı anlamlar ihtiva etmektedir. Bunları özetle şu kısımlara ayırabiliriz:
1. Tedaviyi caiz gören ve teşvik eden hadisler. Bu bağlamda gelen hayli hadis vardır; tıbbın meşru olduğunu, tedavinin Allah’ın takdirine karşı gelmek olmadığını, sebeplere sarılmak bağlamında tedavi yolları aramanın dinî ve aklî olanın gereği olduğunu vurgularlar. Örnek olarak şu hadisleri verebiliriz:
Bir defasında bazı bedeviler Hz. Peygamber’e (sas) gelip: “Ey Allah’ın Resûlü! Hastalandığımız zaman tedavi yollarını aramasak, bu günah mıdır?” diye sordular. O da şöyle cevap verdi: “Tedavi arayın ey Allah’ın kulları! Zira, Allah Teâla koyduğu her hastalığa şifa da koymuştur, bunun tek istisnası ihtiyarlıktır, (onun tedavisi yoktur)”, buyurdular. (El-Mustedrak Alâ Sahîhayn: 4/441, hn. 8205, Sahih İbn Hibban, 13/426, hn. 6061, Ebu Davut: 4/3, hn. 3855, Tirmizi, 4/383, hn. 2038)
İmam Buhari de Hz. Peygamber’in; “Allah hiçbir hastalık indirmedi ki şifasını da indirmemiş olsun” buyurduğunu nakletmiştir. (Buhari, 5/2151, hn. 5354) İmam Muslim ise; “Her hastalığın bir ilacı vardır. İlaç hastalıkla temas ettiğinde, Allah’ın izniyle hastalık iyileşir” hadisini rivâyet etmiştir. (Muslim, 4/1729, hn. 2204)
2. Beden ve ruh sağlığını ibâdetle irtibatlandıran hadisler. Ağız ve diş temizliğini emreden hadisleri buna bir örnek olarak sunabiliriz. Meselâ, “Misvak ağzı temizler, Allah’ı (c.c) da razı eder” (İbn Mâce, 1/106, hn. 289, Dârimi, 1/184, hn. 684) hadisi. “Ümmetime zor geleceğinden korkmasaydım onlara her namazda misvakı (diş temizliğini) emrederdim” (Buhari, 1/303, hn. 847, Muslim, 1/220, hn. 252) Bu hadisler bir taraftan insan sağlığı için çok önemli olan ağız ve diş sağlığını emretmiş, bir taraftan da onu namaz gibi İslâm’ın temel ibâdetiyle ve Allah’ın razı olmasıyla irtibatlandırmıştır.
Bu kısma kadınların aybaşı durumlarıyla alakalı hükümler ihtiva eden hadisler de girer, zira hadisler hem sağlıkla ilgili hem de ibâdetle ilgili helal ve haram, mekruh gibi durumları beyan etmektedir.
3. İnsan sağlığını ilgilendiren ve anlamının aslı Kur’an’da olan hadisler.
Bal şerbetini tavsiye eden ve balda şifa olduğunu bildiren hadisleri (Buhari: 5/2151, hn. 5356) bu kısma örnek olarak zikredebiliriz, zira balın şifa kaynağı olduğunu bildiren hadisin aslı Kur’an’a dayanmaktadır.
“Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.” (Nahl: 16/68-69)
Buna, “Zeytinyağını yeyin ve onunla yağlanın. Zira, o mübarek bir ağaçtandır.” (Tirmizi: 4/285, hn. 1852, Dârimi: 2/139, hn. 2052) hadisini de ekleyebiliriz. Bu hadis hükmünün de temeli Kur’an’da mevcuttur.
“Tûr-i Sînâ’da da yetişen bir ağaç daha meydana getirdik ki, bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (zeytin) verir.” (Mu’minun: 23/20)
4. Koruyucu hekimlik bağlamında söylenmiş hadisler. İnsan ve çevre sağlığını sağlamak amacıyla söylenmiş emir ve tavsiyeler bu kategoriye girer. Meselâ Efendimizin durgun suya bevletmeyi yasaklayan emri bu kapsama giren hadislerdendir. (Buhari 1/94, hn. 236, Muslim, 1/235, hn. 282)
Yukarıda özetle zikrettiğimiz tıbb-ı nebevî hadisleri dört kısmıyla da irşad ve tebliğ kapsamına giren ve dolayısıyla uyulması gereken emir ve tavsiyeleri içermektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi