Bahattin, Faruk, Cevdet ve diğerleri...
Hayat ne garip... TV'de Kanlı İsrail saldırısında şehit olanlarla ilgili bir program... Cevdet Kılıçlar geliyor görüntüye... Rotamız Gazze Yükümüz İnsani Yardım filosunun amiral gemisi Mavi Marmara'nın Akdeniz'deki yolculuğu sırasında yapılmış bir kayıt bu: Afganistan'da şehit olan Bahattin Yıldız ve Faruk Aktaş için kıldıkları gıyabi cenaze namazı sonrasında, onlar gibi şehit olma arzusunu dile getiren sözler sarfediyor Cevdet...
Gözüm, Afganistan şehitlerinden Bahattin Akyıldız'ın Güllerin Vedası (Özgün Yayıncılık; İstanbul, Tel.: 212-631 43 55) isimli kitabında okumakta olduğum sahifeye kayıyor...
Kitabın 93'üncü sahifesinde, 1987'de Afganistan'da şehid olan Bilal'in (Bilal Yaldızcı) ailesine yazdığı mektubun ortalarındayım...
"(...) Anacığım, babacığım ve kardeşlerim! Eğer şehit olursam İslam'ın çizgisinin dışına çıkıp, kendinizi bilmeden laf etmeyin. İşte ne vardı gidecek, ölecek vs. gibi... Şu ayeti kendinize düstur edinin: "Ey inananlar! Yolculuğa çıkan veya savaşa giden kardeşleri hakkında -onlar yanımızda olsa ölmez ve öldürülmezlerdi- diyen inkarcılar gibi olmayın..." Diğer bir ayet-i kerime de: "Hiçbir kimse Allah'ın izni olmadan ölmez, o bir vakte bağlanmıştır..."
Şehadetin nimetleri çok sevgili anacığım. Şu anda aklıma gelenler:
- Ölüm anında acı çekmeyecek.
- Sorgusuz sualsiz Cennet.
- Kabir azabı yok.
- Aileden ana, baba, kardeş; birçok kişiye şefaat.
Aklıma şu anda gelenler bunlar. Doğrusu kaçırılacak fırsat değil! (...)"
80'li yıllarda Afganistan cihadına katılarak gazi olma şerefine erişen ve 17 Mayıs 2010'da, bu sefer zor durumda olan Afganlı çocuklara yardım için bulunduğu Afganistan'da, Faruk Aktaş'la birlikte düşen bir uçakta şehit olan Bahattin Yıldız'ın, şehitlerin hikayelerini derlediği kitabını okurken; Cevdet Kılıçlar'ın, onlar için kılınan gıyabi cenaze namazı sonrası söylediklerini izlemek...
Bahattin Yıldız, Faruk Aktaş'la beraber, çok arzu ettiği bilinen şehitlik makamına ulaştı.
Ve Cevdet Kılıçlar da, Bahattin Yıldız ve Faruk Aktaş için kıldıkları gıyabi cenaze namazı sonrası yaptığı konuşmada dilediği gibi, bu konuşmadan kısa bir süre sonra gerçekleşen kanlı İsrail baskınında, İbrahim Bilgen, Ali Haydar Bengi, Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım, Furkan Doğan, Fahri Yaldız, Cengiz Songür ve Cengiz Akyüz'le beraber şehid oldu...
Bahattin Yıldız'ı, öncelikle Afganistan cephesinden Millî Gazete'ye gönderdiği haberlerden ve kitaplarından tanıyorum. Nerdeyse bütün hayatını hizmet yoluna hasreden bir kardeşimizdi ve bunun neticesi olarak da şehadete ulaştı.
Cevdet Kılıçlar'la ise Millî Gazete'de çalışmaya başladığı 90'lı yılların başından beri tanışıyoruz... İslami hassasiyetleriyle öne çıkan ve bütün davranışlarını inançlarına uygun hale getirmeye çalışan birisiydi Cevdet...
İnsanlık onuru ve izzeti adına zulme mani olabilmek için elinden geleni yapmak, muhtaç olanlara hemen her türlü yardımı sağlamak için harekete geçmek... gibi konulara fransız olanların, Bahattin'i, Faruk'u, Cevdet'i ve şehadet şerbetini içen diğer kardeşlerimizi anlayabilmeleri imkansız elbette...
Ama ne mutlu onlara ki, başta onların kazandığı mertebeye gıpta eden
Müslüman kardeşleri olmak üzere, insanlığın ehemmiyetlice bir kesimi onları anlıyor ve onların hatıralarından aldıkları güçle, dünyayı yaşanabilir bir hale getirmek için gayretlerini artırıyorlar...
Cenab-ı Hak, kardeşlerimizi Cenneti ve Cemaliyle mükafatlandırır inşaallah ve bizlere de, onlar gibi yolunda hizmet ederken can vermeyi nasip eder...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.