Devir değişiyor, fark etseniz iyi olur
Bir Alman siyasetçiye atfedilen anekdot vardır: Soğuk savaş döneminin parlak dışişleri bakanlarından olan bu eski siyasetçiye diplomatik bir görev teklif ediliyor ama o kabul etmiyor.
“Benim düşünce yeteneğim iki kutuplu soğuk savaş dönemine göre şekillendi, yeni dünya düzeninde sağlıklı kararlar veremem” diyor.
İsrail’in izahı kabil olmayan saldırısından sonra yapılan bazı yorumlara bakınca sık sık bu anekdot geliyor aklıma...
Başbakan’ın Filistin konusundaki inisiyatifini eleştiren, “eyvah, ülke Orta Doğu’lu oluyor” diye endişelenen bir alay arkaik yorum...
***
İran’la uranyum takası anlaşmasından sonra da aynı zevat yine hoşnut olmamıştı.
“Batı’dan kopmak” klişesine sarılmışlardı.
Yahu, burnumuzun dibinde, sınırımızın öte yanında olan biten hadiselerde inisiyatif almak, batıdan kopmak mıdır?
Yeni dönemin büyük fotoğrafını görememek bu olsa gerek...
Körün fili tarif etmesi gibi, bu arkaik zevat da gördükleri parçayı fotoğrafın tamamı zannedip, zıplıyorlar.
***
Türkiye, Orta Doğulu da, Avrupalı da, Asyalı da...
Türkiye artık dünyalı...
Bunu elin adamı görüyor, değişen paradigma içinde bu ülkenin artan ağırlığını idrak ediyor.
Bizim zihni donuk muhalifler ise hâlâ 15-20 yıl öncesinin ezberlerine sarılıyor.
Diplomatik çözümden ayrılmayalım diyorlar.
İyi de, şu ana kadar yapılan farklı mı ki?
BM Güvenlik Konseyi’nden çıkartılan karar, aktivistlerin 24 saatte serbest bırakılması, birçok ülke büyükelçisinin geri çekilmesi birer diplomatik hamle değil mi?
Ha eğer Başbakan Erdoğan’ın sert konuşmalarını kastediyorsanız;
Yardım gönüllüsü olan 9 silahsız vatandaşı, uluslararası sularda, bir başka devletin askerlerince öldürülmüş bir ülkenin Başbakan’ı da bu kadar sert konuşsun artık, değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.