İki gün önceki yazımızda, İsrail’in beşinci kol faaliyetlerinin ülkemizde de daha belirgin şekilde uç verdiğini dile getirmiştik. Gerçekten son dört -beş günden beri, bazı medya organlarındaki yanlış bilgilendirme, kafa karıştırma, suyu bulandırma ve daha çok da İsrail’in yaptığı vahşeti kamufle etmeye dönük yayınlar, işin rengini açıkça ortaya koyuyor.
Bu oyunda rol alan çeşitli figüranlar var. Ayrıca neyin ne olduğunu anlamadan kendi kendine rol alan, bazı kuş beyinliler de yok değil... Ama esas dikkatlerden kaçmaması gereken, sistemli şekilde kamuoyunun zihnini bulandırmaya; esas hedef olarak da, İHH’nın tamamen insani maksatlarla yürüttüğü çalışmaları daha fazla sorgulatmaya ve sonuçta onu âdeta “terör örgütü”(!) gibi mahkum etmeye dönük kirli propagandadır. Öyle sinsi bir propaganda ki, onu yürütenler güya suret-i haktan yana. Yani zahirde, İsrail’in işlediği insanlık suçunu kınıyorlar... Fakat esas maksadın çok daha başka olduğu gözlerden kaçmıyor. Şuradan buradan sızdırılan resimler, tuhaf iddialar, saçma sapan yorumlar ve özellikle İsrail kaynaklı suçlamaların, gerçekmiş gibi sunulması!
Halbuki bu yardım meselesinde, sadece İHH değil, 32 ayrı ülkeden de gönüllüler var. Bunlar arasında AB ülkelerinin parlamenterleri var. Nobel ödüllü bilim adamı ve bir tanesi toplama kamplarından kurtulmuş olan Yahudiler de var. Çeşitli ülkelerin gemileri var. Kısacası, uluslararası bir organizasyon. Hal böyleyken, bazılarının ısrarla ve inatla İHH’yı ve mensuplarını hedefe koymalarını nasıl izah etmeli? Kararlılık ifade etmek üzere, insani yardımı yerine ulaştırmak için, gerekirse şehadet dahil, her türlü riskin göze alınacağının ifade edilmiş olmasını birileri kaşıyıp duruyor.
Ama en gabi bir kişi de bilebilir ki, dövüşmeye, savaşmaya gidecek bir kişi böyle silahsız şekilde ve sivil gemilerle gitmez. Eğer gerçekten böyle bir niyeti varsa, bir şekilde (daha çok illegal yollardan ve elbette silahlı olarak) hedef ülkeye sızmaya çalışır. Bu çok basit gerçeği kavrayamayan ve üstelik akademisyen sıfatı da taşıyan bir yazar, günlerden beri komik iddialarla oturup kalkıyor iyi mi!
Taraf Gazetesi’nden Rasim Ozan Kütahyalı, İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın, bir Mossad ajanının bu olayla ilgili olarak söylediklerini köşesinden aktardı. Buna göre Yıldırım, kendisini sorgulayan Mossad ajanına yaptıklarının yanlış olduğunu ve sonuçta kaybedeceklerini söyleyince, ajan; “Her şey daha yeni başlıyor. Önümüzdeki günlerde her şeyin nasıl tersine döndüğünü göreceksiniz...” demiş ve Türkiye’de Mossad için çalışan, medyadaki kimi isimleri de açıkça söylemiş...
Kütahyalı’nın yazdığına göre, Yıldırım bu isimleri şimdilik açıklamıyor ama, zamanı gelince açıklayabilirmiş. Bu çok önemli bir durum. Zira gelinen noktada yapılan yayınların konusu, yalnızca İHH ile ilgili değil. Türk-İsrail ilişkilerinin seyrini doğrudan etkileyebilecek nitelikte. Bu noktada çok dikkatli olmak gerekiyor. Zira beşinci kol faaliyetleri, doğru değerlendirilmediği takdirde, çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir!..