Davutoğlu niye hedefte?
Bizim de uzun süre dikkat çektiğimiz gibi İtalyan Haber Ajansı (Ansa), Mavi Marmara gemisine düzenlenen operasyon da dâhil olmak üzere İsrail'in son dönemlerde yaptığı eylemler nedeniyle uluslararası arenada giderek tecride uğradığını yazdı.
''İsrail tecrit oldu, Peres hayal kırıklığı içinde Kadima kartını düşünüyor'' başlığı altında yayımlanan, Aldo Baquis imzalı yorum yazısında ülkedeki koalisyonda değişikliğe gidilebileceği belirtildi.
İsrail'in yalnızlaştığına işaret edilen yorumda, ''İbrani devletinin en azından yakın geçmişte böylesine ciddi bir sıkıntıyla yüz yüze kalmasını, muhtemelen 87 yaşındaki Şimon Peres bile hatırlamıyor. Peres, Uzak Doğu seyahatinden rahatsız döndü. Vietnam'a yapacağı ziyaret, Türk gemisi Marmara'ya yapılan operasyon yüzünden birkaç gün kala iptal ediliverdi. Yaşlı devlet adamı, Güney Kore'de protestoları göğüslemek zorunda kaldı. İsrail'in adı artık dünyanın dört bir yanında karalanır hale geldi'' denildi.
Yazıda, Netanyahu başbakanlığındaki İsrail hükümetinin kanlı baskınla ilgili olarak soruşturma komisyonu oluşturma ve komisyonda iki yabancı gözlemciye yer verme kararındaki çok önemli bir noktaya temas edildi. Ve İsrail'in tarihinde ilk kez kendisinin oluşturduğu bir soruşturma komisyonuna (dostlarından da oluşsa) iki yabancı gözlemciyi dâhil etmek zorunda kaldığına dikkat çekildi.
Aynı gün, İsrail'in hedef tahtasına oturttuğu üç isimden biri olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na yönelik olarak Türkiye'de, Doğan Grubu tarafından karalama kampanyası başlatıldı.
Önce kendisine "ben idraki, ego tatmini, zafer hırsı" yüksek şeklinde gerçeklerden tamamen uzak çok çirkin suçlamalar yöneltildi. Gerçeklerden tamamen uzak diyorum çünkü Davutoğlu'nu yakından tanıyanlar sayın bakanın gurur ve kibirden uzak, bunun da ötesinde tevazu timsali olduğunu bilirler.
Bu eleştiri, üzerinde fazlaca konuşmaya değmez. Ama asıl çarpıcı olan ve de üzerinde durulması gereken nokta; Ahmet Davutoğlu'nun izlediği politikalardan duyulan rahatsızlık...
Açıkça dile getirmekten kaçınılmayarak Davutoğlu'nun eleştirildiği noktalar şunlar:
ABD ile ters düşen politikalar izlemesi.
İran ile uranyum takas anlaşmasını imzalaması.
İsrail ile ilişkilerde izlediği politika ve de tüm Müslümanların hislerine tercüman olan şu sözleri: "Yakında Kudüs başkent olacak, Mescid-i Aksa'da namaz kılacağız!"
Hal böyle...
Sizce de bu durum, her şeyi ortaya koyuyor değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.