Avrasya Enstitüsü'nde sıra dışı bir toplantı
İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsü sıra dışı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Sıra dışı diyorum çünkü bu tür toplantılarda genellikle ya tamamen diplomatik bir dil ya da tamamen akademik ve teorik ifadeler kullanılır, suya sabuna dokunulmadan karşılıklı olarak iki ülkenin dostluklarından söz edilir. Ve toplantı ciddi hiçbir eleştiri ve öneri ortaya konulmadan sona erer.
Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev'in Türkiye ziyaretinin hemen öncesinde önemli isimleri bir araya getiren "Rusya-Türkiye Yuvarlak Masa Toplantısı" ise bütün bu sıradanlığın dışındaydı.
Örneğin toplantıda konuşan Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy, sorulara açık ve net bir dille cevap verdi. Aynı şekilde eski bakanlardan Prof. Dr. Ahad Andican, konuşmasında Rusya'ya bir yandan eleştiriler yöneltti, diğer yandan da çarpıcı önerilerde bulundu. Andican, Rusya'nın Asya'daki enerji koridorlarına tek başına hükmetmesinin mümkün olmadığını, Moskova'nın izlediği politikanın yanlış olduğunu savundu. İki ülke arasında tarihten gelen çatışma ya da işbirliği gibi ilişkilerin var olduğuna dikkati çeken Andican, halen iki ülke arasında jeopolitik sorunlardan kaynaklanan rekabetin devam ettiğini de hatırlattı. Rusya ile özellikle enerji alanında yapılan işbirliğinin önemine de işaret eden Andican, yapmış olduğu kısa ve öz konuşmasında ''Her iki tarafında siyasal alanda yapması gereken şey, soğuk savaş döneminin siyasal paradigmalarını terk etmeleridir. Artık Türk-Rus ilişkilerinin bugünün çok yönlü ilişkiler paradigması içinde değerlendirilmesi lazımdır'' dedi.
Türkiye ve Rusya'nın Azeri-Ermeni çatışmasında anlaşmazlığın çözülmesine katkıda bulunacağını düşündüğünü ifade eden Andican, Kafkasya'da Rusya ve Türkiye'nin başı çekeceği ortak bir güvenlik alanı oluşturulabileceğini de belirtti.
Andican ayrıca Rusya'nın Nabucco projesiyle ilgilenmesi gerektiğini söyledi.
Büyükelçi İvanovskiy ise buna karşılık, Nabucco projesinin Rusya'nın ticari ya da siyasi ilgi alanında bulunmadığını söyledi. Bu arada Rusya Büyükelçisi, Prof. Andican'ın önerilerini ve eleştirilerini tek tek not etmesi dikkatlerden kaçmadı.
Duayen politikacılarımızdan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş da Türkiye'nin Rusya'nın bazı uygulamalarından duyduğu rahatsızlığı her zamanki babacan tavrıyla ortaya koydu.
Mesela ülkemize getirilen yaralı Çeçenlerin tedavi edilmesi konusunda Moskova'nın duyduğu rahatsızlığı ve Türkiye'deki faili meçhul Çeçen suikastlarını eleştirdi. Ve Rusya'nın bu suikastların arkasında bulunmaması gerektiğini açıkça dile getirdi. Bütün bu sözleri "dost acı söyler" kabilinden ifade ettiğini belirtti.
Yine Prof. Dr. Vural Altın, Rusya'nın ilişkilerinde "alıcı-satıcı" mantığıyla yaklaşımda bulunmasının çok da doğru bir yaklaşım olmadığını savundu.
Rus akademisyen Anna Kolomoytseva, Türkiye'nin nükleer enerji üretimi ihalesini iptal etmesini eleştirdi. Ayrıca büyük yatırımlarla gerçekleştirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının ekonomik olmadığını, dahası bir anlamda yanlış bir proje olduğunu söyledi.
Moskova Devlet Üniversitesi Orta Asya ve Kafkasya Enstitüsü'nden Prof. Dr. Zhibek Syzdykova, Rus heyeti adına eleştirilere cevap verdi.
Rusya ve Türkiye'den iştirak eden konuşmacılar dışında müzakereci olarak toplantıya katılan çok sayıda uzman, akademisyen, gazeteci, bürokrat ve diplomat ve izleyiciler de toplantıya görüşleriyle önemli katkılar sundu. Örneğin Prof. Dr. Alaeddin Yalçınkaya, vizelerin Suriye ile olduğu gibi bir anda kaldırılmasının bazı sakıncaları olduğunu belirterek, Rusya ile de benzeri bir anlaşmayı doğru bulmadığını, aşamalı olarak vizelerin kaldırılması gerektiğini savundu.
Galatasaray Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Erhan Akıncı da Yalçınkaya'nın sözlerini başıyla onayladı.
Alanında uzman birçok ismi bir araya getiren, iki ülke ilişkilerinde gelinen son nokta ve yapılabileceklerin ortaya konulması bakımından genel bir çerçevesinin çizilebilmesi nedeniyle oldukça verimli geçen toplantıya katılan Rus tarafının görüşlerini daha ayrıntılı bir biçimde duyurabilmek amacıyla söyleşiler yaptım.
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy, Moskova Devlet Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Zhibek Syzdykova ve Anna Kolomoytseva'nın çarpıcı görüşlerinin yer aldığı söyleşileri önümüzdeki günlerde bu sayfada yayınlayacağız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.