İsrail ve İsrail muhipleri dışında herkes, Gazze'ye yönelik olarak yıllardır sürdürülen ambargonun insanlık dışı olduğunda hem fikir.

BM de ambargonun uluslararası hukuka aykırı olduğu görüşünde.

İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gönüllüleri taşıyan kanlı saldırılar sonrası yapılan açıklamalara göre çok sayıda Avrupa ülkesi de...

Ancak;

Fransa ve İngiltere'nin tutumu farklı.

Niçin farklı olduğunu ortaya koymadan önce ne dediklerini hatırlayalım; her iki ülke, "Gazze'ye giden uluslararası yardımları AB kontrol etsin" dediler.

Görünürde çok masum bir teklif değil mi?

Dahası Filistin'i koruyup kollayan bir öneri gibi görünüyor.

Hatta İsrail karşıtıymış gibi...

Fakat kazın ayağı öyle değil. Köklü emperyalist geçmişe sahip olan ve de bugün aynı politikaları farklı bir biçimde sürdüren iki ülkenin amacı farklı.

Her ikisinin hedefi:

*Gazze'ye yönelik vahşi ambargonun kaldırılması yönündeki çabaların önüne geçmek.

*İsrail'e karşı sürdürülen tepkilerin önüne geçmek.

*Kendilerini çözümden yanaymış göstermek.

Ve bu girişimle asıl önemli amaçları:

İSRAİL'İN GAZZE'YE UYGULADIĞI AMBARGOYA MEŞRULUK KAZANDIRMAK

Tıpkı ambargoyu hafifletme bahanesiyle Gazze'ye gönderilecek insani yardımları kontrol etmek amacıyla uluslararası gözetim mekanizması kurulmasını isteyen Amerika'nın istediği gibi.

Ya da İngiltere eski başbakanı ve Ortadoğu Dörtlüsü özel temsilcisi Tony Blair, Netanyahu ile görüşmesinden sonra "yüzde 100 İsrail'in yanında olduğunu" vurgulayıp, " giden malların uluslararası güçlerce kontrol edilmesi şartıyla ambargonun yumuşatılması konusunda anlaştık" dediği gibi...

Aslında söz konusu ülkelerin bu tutumu şaşırtıcı değil.

Zira onlar her dönem bu tarz kalleşçe tuzak kurmak ve zulümlerini insanlık adına önemli bir gelişmeymiş gibi sunma konusunda oldukça maharetliler...

Bu onların doğasında var...