Mavi Marmara Netanyahu’nun sonunu getirecek
İsrail ordusu BM'nin 1701 no'lu kararını bir kez daha delerek sınır ihlali yaptı. Ve İsrail Genelkurmay başkanı başta olmak üzere çok sayıda üst düzey yetkilinin istifasıyla sonuçlanan 2006'daki savaşın ardından, genel manada dört yıldır sakin olan İsrail-Lübnan sınırında yeniden silah sesleri yükseldi.
İsrail ve Lübnan birliklerinin çatıştığı olayda, iki Lübnan askeri ve bir Lübnanlı gazeteci ile bir İsrailli yarbay öldü, 5 İsrail askeri de yaralandı.
Ortadoğu'da savaşın yakın olduğu yolundaki uyarıların arttığı bir dönemde İsrail-Lübnan sınırında patlak veren çatışmanın niçin çıkarıldığını anlamak için çok öteye gitmeye gerek yok.
Bu hafta başında İsrail cephesinde yaşanan gelişmelere bakmak yeterli...
Ne olduğunu birlikte hatırlayalım:
İsrail, 9 kişinin şehit olduğu Mavi Marmara gemisine yönelik uluslar arası sularda yaptığı baskınla ilgili BM tarafından soruşturma komisyonu kurulmasını kabul etti. Böylece İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonlarıyla ilgili olarak BM soruşturmasını kabul eden ilk İsrail Başbakan olan Benyamin Netanyahu çok zor duruma düştü.
Gerek muhalefet gerekse İsrail kamuoyu karara çok sert tepki gösterdi. Bu gelişmeler üzerine Netanyahu hükümeti, tepkileri bertaraf etmek istedi. Ve gündemi değiştirmek için bu olayı tertipledi. Zira Gazze'ye yönelik son günlerde başlattıkları yoğun bombardıman ve İsrail'in güneyindeki Eylüt ve Ürdün'ün Akabe kentine yapılan saldırılar gündemi değiştirmeye yetmemişti...
Bütün bunlar şu anlama geliyor:
Ard arda ölümcül darbeler alarak adeta yaşam destek ünitesine bağlı olarak hayatiyetini sürdüren Netanyahu hükümeti, hayatta kalmak için direniyor.
Peki İsrail'deki koalisyon hükümeti uzun süre ayakta kalabilir mi?
Kalamaz...
Çünkü İsrail derin devleti;
Bölgede diyalog kurabildiği tek ülke olan Türkiye ile ilişkilerin kopmasından rahatsız.
Propagandalarla yutturmaya çalıştıkları Türkiye'nin İsrail'e mecbur olduğu yönündeki iddiaların boş olduğunun ortaya çıkması üzerine yeniden yakın ilişki kurmak için çırpınmakta.
Bunun yolunun da Türkiye'nin taleplerini karşılamaktan geçtiğinin bilincinde.
Sonuç olarak mevcut İsrail hükümeti yakında yıkılıp, yerine Türkiye'nin taleplerini büyük ölçüde karşılayacak yeni hükümet kurulursa sürpriz olmaz.
Gazze'ye ambargonun kaldırılması şartı unutulmamalı
İsrail'in daha fazla direnemeyip kanlı baskının BM tarafından soruşturulmasını kabul etmesiyle birlikte yazılanlara ve konuşulanlara baktığımızda, önemli bir noktanın gözden kaçırıldığını görüyoruz.
Hemen hiç kimse, Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi için öne sürdüğü şartlardan en önemli olanından söz etmiyor.
Sadece "Özür ve tazminat talebi" üzerinde duruluyor. Oysa Türkiye, Mavi Marmara Gemisi'ne yönelik aşağılık saldırının ardından "Gazze'ye ambargonun kaldırılmasını" şart koşmuştu.
Dolayısıyla Türk hükümeti, insanlığın ortak vicdanı olan bu talebinden asla geri adım atmamalı, İsrail'in uluslar arası kamuoyunu yanıltmak amacıyla ambargoyu kısmen hafifletme girişimini yeterli bulmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.