Medeniyyet ve demokrasi
Medeniyyet ve demokrasi, insanların boğazlanıp yok edilmesinin yaftasıdır. Bu iki ismin olduğu yerde meseleler düğüm düğümdür. Ya ferd ferd çözmeye çalışırlar, ya da toptan yok edilerek çözerler. İçlerinden satın aldıkları işbirlikçiler vasıtası ile hallederler. Hedefleri olan işgal, boyun eğdirme, çıkarlarını kazanmayı onlara yaptırırlar. Onlara verdikleri nisbetinde sesleri, sesleri nisbetinde de nefesleri vardır.
Dün İspanya ve İngiltere’nin Amerika’da yaptığını, Fransa’nın sömürge devletlerine uyguladığını bugün Amerika yapıyor.
Dün Amerika yerlilerini, Hindistan, Afrika’daki yerlileri ‘medeniyyet getiriyoruz’ diyerek yok ettikleri, bir milleti, bir ırkı yeryüzünden sildikleri bir gerçektir. Yüzlerce örneği vardır.
Bugün ise Amerika aynı vazifeyi yapmaktadır. Demokrasi yaftası ile milletleri yok, toplumu hiçe saymaktadır. Demokrasi adı altında işgal, tehdit ve menfaat... Değişen bir şey yok, var olan sömürge ve işgal.
Hiç değişmeyen de, Amerika işgaline karşı işbirlikçilerinin yardım etmeleri, demokrasi havariliği yapmalarıdır. Dünyanın da Amerika’ya sessiz kalmalarıdır, menfaatlarının korunduğu krallıklarla kucaklaşırken, menfaatının olduğu gariban milletlere saldırmalarına göz yummaları, “Hani derdin demokrasi idi, bu nedir?” dememeleridir.
İşgalcilerin, işgal mantığını geliştirdikleri de bir gerçektir. Kim ve kiminle hareket edeceğini bilmektedir. Satın aldığı işbirlikçilerin yanında ayran kabartan milliyetçiliği desteklemekte, kendisine hazır kıta vazifesi yaptırmaktadır. Onları içinde bulunduğu inanç çemberinin içine sokanları İslam’la özleştirme gayretindeler.
Dikkat edilmesi gereken ise nerede bir demokrasi varsa, orada ırkçılık vardır. Irkçılıktan beslenen milliyetçilik vardır. Güya, memleket işgal edilirken, demokrasi yayılırken milliyetçi güçlerin hazır kıta beklediği zehabını vermektir.
Demokrasi ile idare edildiğini söyleyen milletlerin kördüğüm olmasının sebebi budur. Irkçılık inancının reddettiği bir meseledir. Bu değişimi nasıl çözeceksin? Kürt, Türk, Laz, Çerkez derken kurulan demokrasinin sonunun yaklaştığına bir işaret midir?
Şunu bilmeliyiz ki bütün beşeri sistemler, Allah’ın yasakladığı sistemlerdir. Müslümana hiçbir faydası yoktur. Müslüman Allah’ın belirlediği Kur’ani sistemden ayrılmaz, ondan başkasından da fayda ummaz.
Müslüman çözülmeyen düğümlerini Kur’an’a sarılarak çözer.