Müslim ne demek gayri müslim ne demek?

Müslim ne demek gayri müslim ne demek?

İslâm dinine mensup olanlara her ne kadar Türkiye’de “Müslüman” deniliyorsa da Türkiye’nin dışındaki ülkelerde “Müslim” denilir. İslâma inananlar “Müslim,” onların gayrisi de “Gayri Müslim”dir.
“Gayri Müslim”, zaten Müslüman olmayan kimse demek.
Başka inançlara sahip olanlara, Müslümanlar asırlardır hep gayri müslim demiştir.
Yani, “Gayri Müslim” hiçbir inanca sahip olmayan değil, “Müslüman olmayan” kimse demektir.
26 ve 27 Haziran 2010 tarihli gazetelerde şöyle bir haber vardı:
YAZIŞMALARDA ARTIK “GAYRİ MÜSLİM” DENMEYECEK
Haber şöyle devam ediyordu:
“AB Genel Sekreterliği, yazışmalarında ‘Gayrimüslim’ yerine ‘Farklı inanç grupları’ kavramını kullanma kararı aldı.”
Süryani Kadim Ortodoks Patrik Vekili Yusuf Çetin, Devlet Bakanı Egemen Bağış’a “Aramicede müslim, ‘inanan’ anlamına geliyor. Bizi ‘gayrimüslim’ kavramıyla tanımladığınızda inanmadığımızı söylüyorsunuz” demiş. Bunun üzerine Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin tüm yazışmalarında “Gayrimüslim” yerine “Farklı inanç grupları” kavramını kullanma kararı aldıklarını açıklamış.
Değerli okuyucular!
AB yazışmaları Aramice yapılmıyor. Dolayısıyla bir kelime Aramiceden başka bir lisanda belli bir mânâyâ kullanılıyorsa, o kelimenin Aramicede başka mânâya gelmesi yazışmaları ilgilendirmez.
Herhangi bir kelimenin başka lisanlarda başka başka mânâlarda kullanılıyor olması bizi de ilgilendirmez. Bizi, bizim kullandığımız mânâ ilgilendirir. Onun için, “Bu kelime falan lisanda falan mânâyâ geliyor” deniliverince, gelecek emir bekleniyormuş gibi, emre âmâdeymiş gibi hemen apar-topar bir değişikliğe gidilmez / gidilmemeli...
Gidilirse zaten bunun sonu da gelmez, önü de alınamaz. Yarın “Şu kelime de şu lisanda şu mânâyâ geliyor” diye başka kelimelere de itiraz edilirse ne olacak? Onları da teker teker değiştirecek miyiz?
Meselenin bir de şu ciheti var: Meselâ “Şeyh” kelimesi bizde “Mürşid, tarikat büyüğü” mânâsına, Araplarda “Âlim, itibarlı kişi” mânâsına, Hindistan’da da “Mezar bekçisi” mânâsına kullanılıyor.
Şimdiye kadar, bu kelime üzerinden ne Türkün Araba, ne de Arabın Hindliye itirazı duyuldu. Herkes kendi lisanındaki mânâyı kullanıp duruyor. Hiç biri diğerine, “Bu kelime benim lisanıma göre şu mânâya geliyor. Bundan sonra bu kelimeyi kullanmayın” diyemez, dese de karşı taraf kabul etmez...
Meselâ Türkçede ayıp olan bir kelimeyi, Almanya’da koca koca harflerle trafik levhalarında görürsünüz…
“Bu kelime Türkçede ayıp bir mânâya geliyor, bunu kullanmayın” deyin bakalım Almanlar hiç aldıracaklar mı? Aldırmak ne kelime? “Bunlar ne diyor yahu!” diye size bir de gülerler.
Ve meselâ –çok affedersiniz- İngilizce de “Ben” mânâsına gelen kelimenin yazılışını, Türkçede başka mânâya geliyor diyerek İngilizlere kaldırtabilir misiniz?
Sayın Bakan’a soralım: Öyleyse biz “Gayri müslim” ifadesini niye apar topar kaldırıveriyoruz!!!
“Gayri müslim” ifadesi, İslâm geleneğinde asırlardır “Sevgili Peygamberimiz’in peygamberliğine ve Kur’an’a inanmayan herkes” için kullanılan bir tabirdir. Hem Osmanlılarda hem de günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nde, Müslüman olmayan vatandaşları anlatmak için kullanılan “Gayri müslim” tabirinin kullanılmaması ile ilgili bir istek, Süryani Kadim Ortodoks Patrik Vekili Yusuf Çetin’den geliverince, Sayın Bakan bunu hemen hükümete aktarıyor ve bu istek derhal yerine getiriliyor.
Sayın Egemen Bağış, Süryani Kadim Ortodoks Patrik Vekili Yusuf Çetin’le geçen yılki buluşmasına atıfta bulunarak, “Sayın Patriğin uyarısı bizi bu değişikliği yapmaya yönlendirdi” diyor.
Patrik Vekili’nin sözlerini bir uyarı kabul eden Sayın Bakan’a şunu hatırlatmakta fayda umuyoruz:
“Gayri müslim”, Aramicede “İnanmayan” mânâsına geliyorsa da, İslâm geleneğinde “Müslüman olmayan kimse” mânâsına kullanılıyor. Yani bir tarafta Aramice diğer tarafta 14 asırlık İslâm literatürü…
Tercihiniz niçin Ortodoks tarafının isteği cihetinden oldu? Dedelerimizin kullanımı ne olacak?
Sayın Bakan bunun cevabını zaten vermiş. Şöyle diyor:
“Sayın Çetin, ‘Bizim konuştuğumuz dil Aramicede de müslim, ‘inanan’ anlamına geliyor; haliyle bizim de kullandığımız bir kavram. Dolayısıyla bizi ‘gayrimüslim’ kavramıyla tanımladığınızda inanmadığımızı söylüyorsunuz’ dedi. Bu dil-bilimsel açıklama sayesinde fark ettik ki hata yapıyoruz. Sayın Patriğin uyarısı üzerine ‘Gayrimüslim’ yerine ‘Farklı inanç grupları’ kavramını kullanma kararı aldık. Bu kararı da uygulamaya başladık. Bu dil-bilimsel ve teolojik uyarıyı hükümetteki arkadaşlarımla da paylaştım. Her birinden olumlu tepkiler aldım. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin tüm yazışmalarında ‘Gayrimüslim’ kavramını kullanmaktan vazgeçtik.”
Ne diyelim…
Sayın Bakan, şimdiye kadar “Gayri müslim” demekle hata yaptıklarını ama hatadan döndüklerini söylüyor.
Bu durumda asırlardır bütün Müslümanlar hata yapmış oluyor, asırlardır “Gayri Müslim” tabirini kullanan İslâm âlimleri de bu hata ile ölüp gitmiş oluyorlar.
Meğer Sayın Bakan’ın sadece kendisi değil, diğer bakanlar da aynı düşüncede imişler…
Bir de “Azınlık” kelimesi var..
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, geçtiğimiz haftalarda İzmir Musevi Cemaati temsilcileriyle yaptığı toplantının ayrıntıları da cemaatin en önemli yayın organı olan haftalık Şalom Gazetesi’nde yayınlanmış. Şalom, Bağış’ın “Azınlık” ve “Gayrimüslim” terimlerini beğenmediğini, “Bu ülkede kimin köklerinin daha eskiye dayandığının araştırma konusu olduğunu, dolayısıyla kimin azınlık, kimin çoğunluk olduğunun tartışılabileceğini” söylediğini yazıyor.
Değerli okuyucular!
Demek ki Sayın Bakan “Gayri Müslim” ifadesini sadece kaldırmakla kalmıyor, bunu beğenmediğini de söylüyor.
Tekrar edelim, neyi beğenmediğini söylüyor?
Asırlardır, İslâm âlimlerinin ve bütün Müslümanların kullandıkları bir ifadeyi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi