Baykal’ın kaset olayı CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ile yeniden gündeme geldi.
Kılıçdaroğlu ısrarla, ikili görüşmede Deniz Baykal’ın kasetine ilişkin soru soracağını söylüyor.
''Deniz Bey'in uğradığı mağduriyetin hesabını sormak zorundayız'' diyor.
Başbakan Erdoğan’ın “Bu sorunun muhatabı ben değilim” demesine rağmen, Kılıçdaroğlu bu ısrarını sürdürüyor.
Başbakan sonunda patladı ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Baykal'ın kasedi ile ilgili kendisine soru yöneltirse “Buyurun, Ankara Başsavcılığına, müracaat edin. Bu işlerin sorumluları bellidir” diyeceğini açıkladı.
Erdoğan, “Bunları bize soranlar faillerine sorsunlar, bize niye soruyorlar” diye tepki gösterdi.
“Faillerini tanıdıklarını mı düşünüyorsunuz” sorusu üzerine ise Erdoğan “Hayır, failler birbirleri ile tokalaşmıyor da onun için söylüyorum” diye konuştu.
Başbakan “failler birbirleri ile tokalaşmıyor” sözüyle Baykal’ın Meclis’te karşılaştığı Baytok’la tokalaşmamasını kastetti.
Geçtiğimiz ay, kaset olayından birkaç hafta sonraydı.
Baykal Meclis Genel Kurulu'nda karşılaştığı Baytok ile tokalaşmadan salondan ayrılmıştı.
Nesrin Baytok ayağa bile kalkmıştı oysa.
***
Burada asıl mesele, Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ın kasetini gündemde tutma gayretidir. Evet burada, bu yönde bir gayret vardır.  
Kasetin gündeme gelmesi, gündemde tutulması kime yarar?
Şurası kesin, Baykal bu gündem maddesinden hayli rahatsız.
Konunun unutulup gitmesini istiyor Baykal.
Nitekim, suç duyurusunda bulunduğu savcılığa bilgi vermeye bile gitmemişti Baykal.
Göstermelik bir suç duyurusu ile olayın kapatılmasını istiyor.
Kılıçdaroğlu ise tutmuş, “kasette kaset” diyor.
Hiç ilgisi olmayan Başbakan’a, ilgisiz sorular yöneltmek kaydıyla gündemde tuttuğu kasetle, Baykal’ı zor duruma sokuyor.
Bunun, kırdığı potlar, ettiği çarklar sonrası kendisini pohpohlayan medya organlarından bile “dağ fare doğurdu” seslerinin yükselmesiyle…
“Baykal’a geri dön” çağrılarıyla bir ilgisi var mı, bilemiyorum.
Ancak şurası kesin, kaset olayının gündeme getirilmesi Baykal’ı zora sokuyor.
Baykal’ın yüzünü kızartıyor.
Baykal’ı sokağa çıkamaz hale getiriyor. Baykal'ın dönüş yolunu kapatıyor.
Diğer taraftan ise Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu sağlamlaştırıyor.
O koltuğa o kasetin sayesinde oturmadı mı?
Şu da var;
Kılıçdaroğlu samimi ise eğer, samimi bir şekilde Baykal’ın mağdur edildiğini düşünüyor ve bu mağduriyette sorumluluğu bulunanların bulunarak, cezalandırılmalarını istiyorsa eğer, öncelikle yapması gereken açıktır.
Kaseti Baytok ailesine sormalıdır.
Baytok ailesine, “nedir bu olay, başından bir anlatın” demelidir.
Özellikle de Genel Başkanı olduğu Nesrin Baytok’un eşi Can Bey’e sormalıdır.
Samimi ise bunu yapmalıdır.
Ve oturmalıdır oturduğu yerde, sessizce.