Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

'Hayır'cıların geçmişine bakın

'Hayır'cıların geçmişine bakın

CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol, aynı görevdeki arkadaşları Muharrem İnce ve M. Akif Hamzaçebi ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında TBMM'nin çalışma düzenine eleştiri getirdiler.

Kemal Anadol'un tespitleri dikkat çekici.

Şöyle söylüyor Kemal Bey:

"Saat 04.00'e kadar çalışan iki kurum var. Biri TBMM, diğeri bar ve pavyonlar. Biz milletvekiliyiz. R. Tayyip Erdoğan'ın marabası değiliz. Pavyon fedaisi değiliz, gece kuşu değiliz."

***

Sayın Grup Başkan Vekilinin mizah anlayışını takdir ettim gerçekten.

Ben zaten hep söylerim...

İngilizlerin Henri Ford'u varsa, bizim de Kemal Anadol'umuz var.

Bu sözü aslında orijinal haliyle arzedeyim.

"Enculuzların Henri Ford'u varsa, bizim de Çemal Anadol'umuz var."

Karadeniz gezisindeydik, şiveye kaptırmıştım kendimi; o yüzden öyle söylemiştim.

***

Emin değilim, sadece tahmin yürütüyorum ama Karadeniz bölgesinde adı Kemal olan kişilerin sayısı fazla değildir.

Oğluna Kemal adını koymak isteyen olsa bile, memurun karşısına geçip "Çemal" dediği için, nüfus kaydına çocukların ismi "Cemal" yazılmıştır.

Kayıtlara adı Kemal olarak geçenler de aslında "Cemal" niyetiyle öyle yazılmış olabilir.

CHP'nin Grup Başkan Vekili Kemal Bey de Karadenizlidir.

***

Kemal Bey, Meclis'in çok çalışmasına karşı çıkarken, çok çalışmak gerektiğini talep ediyor aynı zamanda.

Karışık gelmesin, aslında gayet net.

"Gece çalışmayalım fakat TBMM tatile girmesin, normal mesaiye devam edelim" diye savunuyor tezini.

***

Dediği gibi yapılsaydı, ne olurdu?

Hiç şüphesiz "Niye tatil yapmıyoruz, gece gündüz çalışalım biz de bir an önce herkes gibi yaz tatiline girelim" diyen arkadaşları çıkardı parti içinde.

Hatta Kemal Bey bu açıklamayı yaptıktan sonra bile onunla aynı fikirde olmayan ve aynen böyle söyleyenler bulunduğuna emin olabilirsiniz.

***

Maksat muhalefet etmek olduktan sonra, yapılan her şeye karşı çıkmaktan başka yol yok.

Otuz yıl boyunca 12 Eylül anayasasını en fazla eleştiren ve 12 Eylül'den en çok rahatsız olduğunu haykıranların bugünkü tavrına bakın yeter.

Anayasanın değiştirilmesi için kampanyalar düzenleyen, makaleler yazan, toplantılar yapan, tempo tutan, koro halinde bağıran adamlar, bugün değiştirilmesine karşı çıkıyor.

Talep ettikleri şeyin gerçekleştirilmesine itiraz ediyorlar.

***

"Karnım acıktı" diyerek ağlayan küçük çocuklar, yemek verilince de ağlamaya devam eder ya kimi zaman...

İşte bu tavır da o çocukların yaptığından farklı değil.

***

'Hayır'cıların geçmişine bakın, neredeyse tamamının evvelce "12 Eylül Anayasası mutlaka değiştirilmeli" dediğini görürsünüz.

Ayrıca bugüne kadar tek satırlık teklif sunmadıklarını da, bütünüyle yeni bir paket hazırlamadıklarını da...

Bir adım daha demokratikleşmeye, özgürlüklerin bir gömlek daha genişlemesine tahammülleri yok.

Çünkü öyle bir dertleri bulunmuyor.

Her ne kadar var gibi göstermek isteseler de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi