Rahat bırakın
Bir bakıyorsunuz, aynı evin içinde, hem evetçiler var, hem hayırcılar.
Demokrasinin güzel tarafı bu.
Kimse karışamaz.
Oy kutsaldır.
***
Fakat bırakmadılar ki referandumu bir demokrasi şöleni’ne çevirsin millet...
Kampanyayı davullarla zurnalarla karşılamak kısmet olmadı ki.
Partiler, evet’i veya hayır’ı, halkın kafasına vura vura telkin ediyorlar.
Ne hakları var?
Onların istediği yönde oy kullanmazsan hainsin, hırsızsın, katilsin ya da darbecisin, şusun busun.
Aynen iade ediniz.
Hatta misliyle.
Oy kutsaldır.
Kimse karışamaz.
***
Bir düşünün.
Darbe Anayasası’nı 1982’de oylarken bile bu kadar baskı yoktu.
Baskı vardı ama böyle değildi.
Tek televizyon, tek kanal...
Ne kadar baskı yapabilirdi ki.
Gerçi tek yönlü bir kampanya’ydı ama millet zaten havlu atmıştı. Gerginlik yaşanmadı.
Şimdi öyle mi?
Liderler günde en az iki il geziyorlar, yerel ve ulusal yüzlerce kanalda sabahtan akşama kadar bağırıp duruyorlar.
Milletin iradesi’ne bu derece müdahale etmek, bilmem ki doğru mu?
Doğru olsa bile bilmem ki bünye bunu taşır mı?
Azizim, sen niçin evet, niçin hayır’ı anlat, sonrasını halka bırak...
***
Şu yönde oy vermezsen, şu felâket olur türündeki tehditler, genel seçimlerde bile görülmemiş bir kâbus getiriyor.
Afedersiniz.
Her genel seçimde millete mutlaka bir öcü gösterirlerdi, şimdi referandumda bir değil iki öcü gösteriyorlar.
Ve diyorlar ki:
- Seç birini.
Kurtuluş yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.