YAŞ nedir? Teamül nedir? Sivil Otorite ne demek?

YAŞ nedir? Teamül nedir? Sivil Otorite ne demek?

Birazcık geriye, yirmi üç yıl öncesine gidelim... 1987 yılında, YAŞ toplantısı yaklaşırken, Ankara’da yine bugünlerdeki gibi hummalı çalışmalar, kapalı kapılar arkasında görüşmeler, kimi özel hazırlıklar gırla gidiyordu.
1980 İhtilali ile birlikte, orduda altüst olan komutanların görev süreleri uzadıkça uzamış, rütbe ve makamlarda sıkıntılar hasıl olmuştu. Emekliliği gelen dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ, aynı zamanda bacanağı olan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Necdet Öztorun’a yerini bırakabilmek için (Zira onun da emekliliği gelmişti. İ.K.) erken emekli olmaya ve böylece halefine yer açmaya niyetlenmişti.
Bu mekanizmanın yürüyeceğini düşünen Necdet Öztorun da, ona göre hazırlık yapmış; sanki genelkurmay başkanlığına ataması yapılmış gibi çok önceden, vereceği kutlama resepsiyonunun davetiyelerini bile bastırmıştı! Dikkat ediniz, ortada daha ne toplanmış YAŞ var, ne alınan kararlar, ne de yapılmış atama... Amma askerî cenahın zirvelerinde öyle bir anlayış ve kendini muhtar ve muktedir addetme alışkanlığı hakimdi ki, ne sivil otorite; ne Milli Savunma Bakanının teklifi, ne Başbakanın inhası, ne de Cumhurbaşkanının onayına (o zamanki prosedür böyle idi) filan ihtiyaç duymadan; âdeta otomatikman ve sivil kanada sadece noterlik fonksiyonunu reva görür tarzda bir yaklaşımla, her şey tek taraflı olarak halledilmek isteniyordu.
Lakin öyle olmadı... Merhum Turgut Özal, o güne dek görülmemiş biçimde Başbakan sıfatıyla basına açıklama yaptı ve hükümetin Öztorunu genelkurmay başkanlığı için düşünmediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Evren’in de bu noktada hükümetle birlikte hareket etmesi sonucunda, Necip Torumtay, KK Komutanlığına asaleten, genelkurmay başkanlığına vekaleten atanarak; Necdet Öztorun emekliye sevk edildi.
Gelelim bugüne...
Daha önce yazdık. Bu sene en sıkıntılı şûralardan biri icra ediliyor. Zirve üstüne zirve, görüşme üstüne görüşme yapılıyor!.. Özellikle haklarında iddia ve suç ithamlarına rağmen, Hasan Iğsız’ın KK Komutanlığına; Saldıray Berk’in Jandarma Genel Komutanlığına getirilmesi için askerî cenahın ısrarda bulunması, devletin zirvesinde gerilime yol açtı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, devlet adabı muvacehesinde, “Her şey olması gerektiği gibi devam ediyor...” ifadesinde bulunsa da, her şeyin sütliman olmadığı açık ve net. Hiçbir demokratik devlette, askerî bürokratların tayin ve terfileri bu derece tartışmalara ve gerilimlere konu olmaz. Hatta hiçbir şekilde bu kadar kamuoyunu meşgul etmez. Bizdeki durum, sivil-asker ilişkilerinin, anayasa, yasa ve teamül noktasında henüz içselleştirilemediğini, olması gerektiği gibi kabullenilemediğini ortaya koyuyor.
Şüphesiz bu hal, demokrasi ve hukuk devletiyle bağdaşır bir durum değildir. Askerî cenah, bütün gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi, sivil otoriteye bağlılığı hazmetmeli ve buna uygun davranış kalıplarını yerleştirmelidir. İşte o zaman ne darbe tartışmaları olur, ne asker yıpranır, ne de her şûra toplantısında böyle gereksiz gerilimler yaşanır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi