Rahim Er

Rahim Er

102’lere kim yardım ve yataklık yaptı?

102’lere kim yardım ve yataklık yaptı?

102’ler hakkında 20’li yaşlarında genç bir hakim değil, en tecrübeli mahkemelerden birinde karar verildi. 10. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklama ve yakalatma kararı çıkarttı. Ağır ceza mahkemelerinde 3 Hakim, 1 Savcı vardır. Ortalama 50’nin üzerindedir. Heyecanlarıyla değil akıl, mantık ve tecrübeleriyle hareket ederler. Yaptıkları tasarrufun zanlı için hangi tesir ve neticeler doğuracağını çok iyi bilirler. Diğer bir gerçek, mahkemelerin verdiği karara ‘hüküm’ denir. Hükmetme lazimesini, millet adına mahkemeler yerine getirir. Hüküm, üstüne bir şey denemeyen son sözdür.
İşte bu 10. Ağır Ceza mahkemesi bir ‘hüküm’ verdi. Hükmüne göre bazısı muvazzaf general, bazısı kuvvet komutanı, bazısı emekli subay olmak üzere 102 yüksek rütbeli asker tutuklanacaktı. Bu maksatla kolluk kuvvetlerine yakalama talimatı verildi.
İki hafta içinde ancak iki kişi yakalanabildi.
Diğerleri en yakın ordu evlerine iltica ettiler.
YAŞ görüşmeleri bu zanlıların tutuklanmadan yargılanmaları direnmesine sahne oldu. Denen şuyu, bu insanlar, rütbe sahibi kimseler, kaçacaklar mı ki tutuklanıyorlar? Daha kötüsü vazifeli mahkemenin acilen yakalanmasını istediği Hasan Iğsız adlı general, ısrarla KKK’ya tavsiye ediliyordu. Mahkeme ne demiş, ne önemi vardır? Zaten bir başka sanık da içişleri bakanına nisbet yaparcasına daha evvel törene katılmıştı.
Tutuklanma, sadece kaçma tehlikesi için midir?
Şan-şöhret sahibi olmaları sanıklara delilleri yok etme imkanını fazlasıyla vermekte. Bu yüzden mahkeme o hükmü vermişti. İddialar çok ağırdı. Ses kayıtları ve deliller ortadaydı. Balyoz adını verdikleri askeri bir isyana teşebbüs içindeydiler. Milletin her değerine küfrediyorlardı.
Ne yapıp edilerek bir takım adli manevralarla tutuklama kararı kaldırıldı. Bu defa davaya bakan mahkeme 19 sanığın ifadelerinin acilen alınması için getirilmeleri kararını verdi. Ne var ki bu karar da tatbik edilemedi?
Turp gibi sağlam 19 sanık aynı gün, aynı saatte aniden hastalandılar.
Kim diyor?
Doktorlar.
Sanki askerle karavana yerken aynı anda zehirlenmişlerdi.
Bu bahaneye hangi akıl fukarası inanır?
Peki buradan çıkan sonuç ne?
Sonuç ortada:
Bazı orduevi idarecileri, bazı komutanlar ve bazı doktorlar, mahkemenin aradığı faillere yardım ve yataklık yapmışlardır. Eğer asker, kışla, lojman orduevi üçgeninde yaşarsa kendini üstün insan olarak vehmeder. Doktor da Allah üzerine değil de denize döktüğünü iddia ettiği adamların ceddine ait metin üzerine yemin ederse o rapor böylesine gerçek dışı olur.
Devlette bazı kurumlar topyekun.
Bazıları kısmen çürümüş vaziyette.
12 Eylül bir tarihi fırsattır.
Devlet yeniden yapılanacak.
Referandum, hükümet değil, devlet meselesidir.
Millet, yığın yerine insan muamelesi görecek.
Bugün, hakimin hükmü ancak sokaktaki insan için geçerli. İmtiyazlılar, seçkinler hukukuna tabi.
Genç ülkücüler bunu nasıl görmüyorlar?
Hayret ki hayret.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi