Beylik laflar yetmez...
Ağustos ayı sonuna kadar, askerî birliklerdeki devir teslim törenleri devam edecek. Bu törenlerde yapılan konuşmalar da medyada önemli bir yer kaplayacak.
Görevi devreden ve devralan, bu arada emekliliği geldiği için uzun yıllar bünyesinde hizmet verdiği Şerefli Kuruma veda eden komutanlar, duygularını; ülkenin savunması ile ilgili düşüncelerini, dünyanın gidişatı ve müstakbel askerî ve siyasî dengelere dair öngörülerini dile getiriyorlar, getirecekler. Sahibinin entelektüel düzeyi ve vizyonu açısından bu konuşmalar elbette çok önemlidir!.. O yüzden, bu konuşmalar sadece beylik laflardan ve birtakım klişelerden ibaret, ‘sade suya tirit...’ cinsinden olmamalı.
Beylik lafların, bildik klişelerin sık sık tekrarlandığı konuşmalar; kimse kusura bakmasın, konuşmacının dersine çalışmadığını gösterir. Bu açıdan mesela, sık sık Atatürk ilke ve inkılaplarına gönderme yapılan konuşmalar, hem kolaycılığa hem de birikim eksikliğine delalet eder!
Geçmişteki devir teslim törenlerinde, vatandaşı rahatsız eden hususlardan biri de, bazı komutanların kendi görev alanlarından ziyade; ülke yönetimi, siyaset ve toplumun sosyal hayatı ile ilgili konularda ahkam kesmesi idi. Bir de kimi hayali tehlikelerin, gerçek ve yakın tehlikelerin önüne geçirilerek halka yutturulmaya çalışılması durumu vardı. Neyse ki, son senelerde bunlar bir hayli azaldı, hatta tamamen ortadan kalkacak noktaya geldi.
Mesleğinin zirvesine gelmiş komutanlardan beklenen, konumlarına uygun olarak; ülkenin güvenlik ve savunma meselelerini doğru tanımlayan ve küresel stratejik gelişmeleri çok yakından izleyip analiz eden muhtevada konuşmalar yapmalarıdır. Mesela 2006 yılında Sayın Hilmi Özkök, genelkurmay başkanlığı görevini devrederken, bu evsafta bir konuşma yapmıştı. Diyebilirim ki, o güne kadar bu çerçevede dinlediğim en iyi konuşma idi. Zira o konuşma yalnızca Türkiye’yi ve içinde bulunduğu bölgeyi değil, küresel ölçekte askeri ve stratejik değişim ve dönüşümü de ele alıyordu.
Bu arada Jandarma Genel Komutanlığına atanan Org. Necdet Özel’in dün yaptığı konuşmayı da insan hakları ve hukuk açısından önemli ve olumlu bulduğumu belirtmek isterim. Org. Özel şöyle diyor:
“Görev sürem içerisinde bölücü terörle mücadeleyi tamamen hukuk kuralları içinde yürüttük. Hukuk dışı hiçbir faaliyete izin vermedik. Basında yer alan her iddiayı büyük bir ciddiyet ve duyarlılıkla inceledik, soruşturduk ve ilgili makamları bilgilendirdik. Bir başka ifade ile hiçbir şeyin üzerini örtmedik. Bunun huzuru içindeyim. Birkaç talihsiz kaza dışında, yurt içi ve dışında sivil vatandaşlara yönelik olumsuz hiçbir faaliyetimiz olmadı. Onların zarar görmemesi için çok ama çok dikkat ve gayret sarfettik...” Evet, hiçbir şeyin üzeri örtülmemelidir!
Org. Özel, bölücü terörün ülke gündeminden çıkarılabilmesi için de; devletimizin bütün kademelerinin aynı anlayış ve kararlılıkla hareket etmesi, vatandaşlarımızı birbirine düşürme çabalarına fırsat verilmemesi, sağduyunun hakim kılınması ve yasaların uygulanmasına özen gösterilmesi gerektiğini hatırlatıyor ki, bunun altına her vatandaş tereddütsüz imzasını atar.