Çoban Sülü uyuyor mu?
İki gözüm, Gazi Mustafa Kemal.. Sen açtın bu işleri başımıza.. Tuttun çobanın oyuyla mankenden bozma sarışın kadının oyunu eşitledin..
“Köylü milletin efendisidir” dedin..
Robert Kolej öğretmeni Mihri Pektaş Hanfendi'yle, köylü kadını Sati çırpan'ı bir tutman yetmezmiş gibi milletin vekili de ettin..
Sati Kadın'ın eşi Sakarya'da boğazından yaralanmış bir gaziydi..
Bütün köylü kadınlarının ya eri, ya kızanı şehit, gazi değil miydi zaten..
“Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi”ydi diyordun..
Reayadan eşit yurttaşlar toplumu oluşturacaktın güya..
Kurduğun partinin adı “Halk Fırkası”ydı bu yüzden..
Lakin, Halk Fırkalılar, kurduğun cumhuriyeti “imtiyazlılar rejimine” çevirdiler..
Halka arpa ekmeği basarken, pasta börek yediler..
Halkı iki metre Sümerbank bezine mahkum ederken hanımlarına kürkler giydirdiler.
1950'de Demokratlar başa geçince “Kasketliler geldi”, “Ağzı ayran kokanlar”, “Hasolar Memolar” diye alay edip eğlendiler..
Milli Şef'imiz İsmet Paşa gitti, yerine Cumhurreisi Bayar geldi..
O da büyük bir hata yaptı..
Halkın uzaktan bakıp iç çektiği çankaya Köşkü'nü kasketlilere açtı..
Bu kez de “çankaya bitli Kağıthane'ye döndü” dediler..
Cumhuriyet Halk Partisi bir daha birinci parti olamadı..
Sonra Adalet Partisi çıktı meydana..
Başında köylü çocuğu Süleyman Demirel vardı..
Ona da “çoban Sülü” diye lakap taktılar..
çoban Sülü, 1965'de, 1969'da iki kez Başbakan oldu…
Halkı saymayan CHP, sandıkta iktidara gelmek yerine başka yollara tevessül etti hep.
Sonra halkın Karaoğlan dediği Bülent Ecevit, Halk Partisi'ni İsmet Paşa'dan kurtardı.
Geçirdi kafasına kasketi..
Geldi başa..
1973'de.
* * *
İki gözüm, Gazi Mustafa Kemal…
Hâlâ köylünle, halkınla dalga geçiyorlar..
Adam yerine bile koymuyorlar..
Arsızın biri çıkıyor, “Göbeğini kaşıyan adam” diye harlıyor..
Ona özenen diğeri “bidon kafalılar” diye höykürüyor..
Bön bön bakınıp duran konu mankeni sarışın hödüğün biri “çobanın oyuyla benim oyum bir mi” diye vırvırlıyor..
Halk Partisi'ni geçtik, işçi, köylü partisi kuran sosyalistlerin bile gıkı çıkmıyor Paşam..
çoban Sülü bile “Bu gader yeter gaari” demiyor..
Her şey yalanmış.. Hayalden ibaretmiş..
Demokrasi bizim neyimize.. Cumhuriyet bizim neyimize.
Boşnak kardeşlerimiz haksız değilmiş..
Hatırlarsanız Star Tv'de oynayan “ölüm çiçekleri” dizisiyle ilgili bir yazı yazmıştım.. Dizi Bosna Savaşı'nı anlatılıyor, ancaaak Boşnaklar'dan bahsedilmiyordu. Boşnak yerine “Türkler” deniliyordu. Boşnakların tepkisi Boşnak kimliğinin yok sayılmasına.. Ben de fazla alınganlık gösterilmemesini salık vermiştim. Sırpların, Müslüman oldukları için Boşnaklara Türk dediklerinden söz etmiştim.. “ölüm çiçekleri'ni izledim.. Ne konsepti var, ne bağlamı, ne de tarihi gerçeklere uygun. Saçma sapan bir dizi.. Sahneler ilkokul müsamereleri veya filan şehrin kurtuluş gösterileri düzeyinde.. Oyuncular rollerine uygun görünmüyorlar, öylesine işin içine girmişler gibi duruyorlar. Yılların usta oyuncusu İlyas Salman bile dizide yapay duruyor her nedense. Yani Boşnak kardeşlerimiz pek de haksız değillermiş. önceki yazıma cevaben Hüseyin Ağaoğlu kardeşiminin mesajına yer vermek istiyorum:
Yazınızdaki dostça üsluptan dolayı öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Bosna Savaşı'nın Türk televizyonlarında bir yapıma konu edilecek olmasının Türkiye'de yaşayan yaklaşık 4,5 milyon Boşnağı ne kadar heyecanlandırdığını tahmin bile edemezsiniz. Yeryüzünde kalbi iki vatan için atan başka bir millet var mıdır acaba? Boşnakların gözünde Türkiye'nin değerini anlamak için bizi çok yakından tanımak gerek. Bu nedenle böyle hassas bir konu ekrana yansıtılırken herşeyin titizlikle araştırılması gerekirdi. Bilirsiniz, insan sevdiğine darılırmış. Sırp'tan, Hırvat'tan gelen sataşmalar, saldırılar bizim için sinek vızıltısı gibidir. Ancak Türkiye'de yapılan bir dizinin bu denli özensiz, umursamaz ve reyting kaygısı ile hazırlanmasının ne denli üzücü olduğunu tahmin edemezsiniz. Boşnaklar Osmanlı'nın sadık milleti olarak bilinirdi. Ve tarihte 200'e yakın Boşnak paşa Osmanlı'ya hizmet etmişti. Osmanlı bu paşalara hiç bir zaman Türk demedi. Boşnak dedi. Oysa “ucuz” bir televizyon dizisi 250 bin canını bağımsızlığı uğruna vermiş bir milleti 'yok' sayarak sadece ve sadece reyting (çünkü Türk dediğiniz zaman herkes izler) uğruna tarihi yalanladı.
Bu anlamda baktığınız zaman Boşnakların gösterdikleri tepkinin ne kadar da haklı olduğunu göreceksinizdir. Buna alınganlık değil, olsa olsa kalp kırılması denir. çünkü Bosna Savaşı'nın böyle rezil bir yapımla reklam pazarına “atılması” gelecek dönemde bizim gibi genç iletişimcilerin bütün projelerine balta vurmuştur. Bizim yarın öbür gün başlatacağımız projede ilk yapacağımız iş “ölüm çiçekleri” nin yalanlarını temizlemek olacaktır.