Farklı muamele yok!..
Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda baskın yaparak 9 kardeşimizi şehid eden İsrail, bugünlerde iki ayrı soruşturma komisyonunun faaliyetine sahne oluyor.
Komisyonlardan birisi İsrail tarafından, kendi içinde oluşturuldu. Diğeri ise Birleşmiş Milletler adına görev yapacak.
Bilindiği gibi İsrail, uluslararası komisyona uzunca bir süre karşı çıkmıştı ve halen de, bazı hususlardaki itirazlarını sürdürüyor.
İsrail'in kendi içinde oluşturduğu, üç İsrailli eski yargıç ve iki uluslararası gözlemciden oluşan 'bağlayıcılığı olmayan' Turkel Komisyonu'nun huzuruna çıkan yetkili isimler, benzerine ancak bir komedi filminde rastlanabilecek türden açıklamalarda bulunuyorlar.
Uluslararası sularda, sadece insanı yardım malzemesi taşıyan gemilere baskın yapıp, ellerinde bir çakı bıçağı bile bulunmayan 9 kişiyi şehid edip, onlarca kişiyi de yaralamış olmaktan sorumlu olanlar, komisyon karşısında: 'Bütün suç Türkiye'de', 'askerlerimiz orantılı güç kullandı', 'komandolarımız hayati tehlikeleri olduğu için ateş açmak zorunda kaldılar' gibi sözler sarfederek, bu vartayı atlatmaya çalışıyorlar sadece.
Aslında, çeşitli sebeplerle şimdiye kadar yaptığı her şey yanına kâr kalabilmiş bir yapının mensuplarından başka bir şey beklemek de mümkün değil zaten.
İsrail'in, zaten bağlayıcılığı olmayan, ulusal komisyonundan bir şey çıkmayacağı kesin yani...
Türkiye ve İsrail'den birer olmak üzere iki eski diplomatın yanısıra BM Genel Sekreteri, Yeni Zelanda'nın eski başbakanı ve Kolombiya'nın devlet eski başkanının bulunduğu Birleşmiş Milletler komisyonunun çalışmalarından bir şey çıkıp çıkmayacağını da, zaman gösterecek.
Gerçekleştirdiği herhangi bir olayın ciddi şekilde sorgulanması haliyle pek sık karşılaşmayan İsrail, BM komisyonunun çalışmalarını elinden geldiğince sulandırmaya çalışacak büyük ihtimalle...
'Biz her ne yapmışsak yapmış olalım ve her ne yapacaksak yapalım, bunlarla alakalı olarak hiç bir kimsenin bize tek bir soru bile sormaya hakkı yoktur' şeklinde özetleyebileceğimiz, akıl ve mantık dışı bir yapıdan bahsediyoruz.
Güya hür dünyanın zaafları sebebiyle oluşmasına seyirci kalınmak zorunda kalınan bu yapı, açıktan Filistinlileri ve ama farkına zor varılabilecek bir şekilde de, medyasıyla, siyasetiyle, sermayesiyle bütün dünyayı etkisi altına almış olan bir yapıdır...
Güçlü olanın hep haklı olduğu ve kesinlikle sorgulanamayacağı gibisinden, akıllara ziyan önkabulleri olan bir yapı...
Bugün yaşanmakta olan ise, mızrağın artık çuvala sığmıyor oluşundan başka bir şey değildir...
Mızrak artık çuvala sığmamaktadır, çünkü uluslararası sistem, açık denizde sadece sivillerden oluşan bir konvoya yapılan kanlı bir saldırıyı mazur göstermeye çalışmak zorunda kalabileceğini hesap etmemişti, hiç bir zaman.
Uluslararası sistem çaresiz. İsrail'in neden daha fazla eşit sayılması gerektiği hususunda verebilecek cevapları yok...
İsrailliler şaşkın... Kendilerine bu sefer de, şimdiye kadar alıştıkları gibi davranılması gerektiğini düşünüyorlar... Karşı karşıya kaldıkları farklı durumlar da, canlarını sıkıyor.
Ve artık eskisinden daha fazla şeyler bilen dünya kamuoyu; uluslararası kuruluşlardan, vazifeleri her ne ise onu yapmalarını bekliyor ve istiyor...
Artık birer tık uzağımızda olan anlaşmalar, sözleşmeler, kurallar, kanunlar... gibi metinlere rahatlıkla ulaşabilen insanlık, 'farklı muamele yok!' diye haykırıyor...
Ne derseniz deyin, beklendiği kadar hızlı seyretmiyor olsa da, bu gelişmeler -Allahü alem- şehidlerimiz ve gazilerimizin bereketiyledir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.